Subpage under development, new version coming soon!
Topic closed!!!
Subject: » Fenerbahçe - Chelsea
hocam ben bunu daha öncede söledim yendiğimiz takımların büyüklüklerini ama herkes fener yendi veya eledi diye küçük görüyor eminim eğer chelseayıda elersek sonrasını görmek hiçte zor değil yok chelseanın durumu kötüydü o yüzden elediniz gibi falan filen boş şeyler yani illa ki bi bahaneler hazır o yüzden fazla önemsemeyelim bunları buraya kadar bile gelmemiz beni fazlasıyla gururlu ve mutlu etti......
Hocam atlamışım seni,ben sana sokker mail den atarım adresleri sen bol bol okursun,öğrenirsin...
Fenerbahçe büyüklüğüne gelince,başarımız elbetteki çok,ama yine de söylenmiş we kabul görmüş özlü bir sözümüzdür,haa yadırgamakta haklısınız hem başarı war hem ne alaka ama o da ayrı bir konu,haklısınız bunu bjk liler söylemiş olsa cuk otururdu...
ben Fenerbahçe büyüklüğünü senin dediğin gibi ay yıldız dan başlatırsam forumu fazla meşgul etmiş olacam ama en azından bununla yetinin şimdilik
Insan hayatinda belli tercihler yapar. Kiminden pisman olur, kimisiyle gurur duyar..bir kez daha tekrarladim kendi kendime; "Iyi ki Besiktasli degilim" diye. Cunku, dusundum de;
Eger Besiktasli olsaydim, rakibim maddi ve sportif anlamda ulke sinirlarini asmis, tesislesmede Avrupa'nin bircok kulübünü geride birakmis diye kiskanacak, kendi takimim o seviyede degil diye, rakibime ve baskanina kufur ederek kendimi teselli etmeye calisacak, böyle davranarak rakibimin büyüklügünü bir kez daha tasdik edevek, gittikce kuculecek ve alcalacaktim.
Eger Besiktasli olsaydim, tüm sezon sac bas yolduran, dogru dürüst futbol oynamayi becerememis,futbolcularimin, sadece FB'ye karsi direndigini, cünkü hepsinde bir "FB kompleksi" oldugunu liceketim. BU futbolcularin da kendileri icin degil, sirf FB'yi sampiyon yapmamak, önünü kesebilmek adina baska bir takim icin mücadele ettiklerini bilmenin utancini yasayacaktim.
Eger Besiktasli olsaydim, Fenerbahce'nin büyüklügü karsisinda her zaman eziklik hissedecek, ligde, kaleci Cordoba'nin devlesip, tarihi farki onledigi bir mactan 1 puanla ayrilma basarisini gösterebildigi icin sabahlara kadar kentte turlayacak, barlarda eglenecektim.
Eger Besiktasli olsaydim, takimimin formasindaki yildizlari sayacak, aslinda tek yildizli oldugunu bilecek, ikinci yildizin ise bir kayinbirader kiyagi olarak, oynanmamis liglerin hayali sampiyonlugunun ödülü oldugunu hatirlayacak, rakibimin formasindaki tamamen hak edilerek kazanilmis 3 yildiza bakarak utanacak, kendimi teselli etmek icin de "Tek büyük Besiktas" diye histeri krizleri gecirecektim.
Eger Besiktasli olsaydim, "Seneye öyle bir kadro kuracagiz ki, FB sampiyon olamayacak" diyen bir baskanim olacakti. Yani; baskanin gözünde BJK'nin sampiyonlugu önemsiz olacakti. Tek önemli olan FB'nin sampiyon olamamasiydi. Belki ben de baskanimla ayni kompleskleri tasiyacaktim. Ayni baskan, begenmeyip, kücümsedigi, masa basi oyunlariyla alt etmek istedigi FB'nin, istemeyecegi oyuncular olmasi icin dua edecek, yilardir yaptigi gibi, tabiri caizse "FB'nin artiklariyla" transfer sampiyonu olmaya calisacakti..
Eger Besiktasli olsaydim, tüm camiamin yillardir her konuda FB'yi taklit ettigini bilecektim; Transfer döneminde FB kime talipse biz de ona talip olacaktik, FB. kimi kadrosunda düsünmese baliklama atlayacaktik. FB Televizyon kurunca, bizim de kurmak aklimiza gelecekti. Bunlar gibi, saymakla bitmeyecek tüm özelliklerinii taklit etmeye calisacaktik. Tribunlerimiz bile FB'nin pankartlarini, marslarini, sarkilarini, sloganlarini calip, BJK'e uyarlamaya calisiyor olacakti. Hatta yüce önder Atatürk'ün resmi FB'liliğini bile kiskanip, "Yok canim, Atatürk BJK'liydi" diyen bir camianin mensubu olacaktim. Ve bir gün kulübümüz Federosyon'a basvurup "Formamizin rengini sari-lacivert olarak degistiriyoruz" diyecek diye ödüm kopacakti.
Eger Besiktasli olsaydim, FB'ye maddi, manevi ve sportif, hic bir anlamda yetisemeyecegimizi bilecek, tüm camia olarak "camur at izi kalsin" felsefesi güdecektik. FB'ye yetismenin tek yolunun, onlar gibi calismak, üretmek, dogru pazarlamak, gercek yildizlar oynatmak vb. "minik ve önemsiz" detaylardan gectigini bilmeyip, diger takimlarla isbirligi yapacak, masa basi oyunlariyla, küfürle, federasyonla, hakemlerle ve diger tüm takimlarla kurulacak cirkin ittifaklar ile FB'yi durdurup, onlara yetisebilecegimizi sanacak kadar 'zeki' olacaktim.
Daha sayilacak yüzlerce benzer sebep vardi "eger" ile baslayan, ama hepsini yazmadim. Zaten hepsini hepimiz biliyoruz.
Iyi ki Besiktasli Degilim
Insan hayatinda belli tercihler yapar. Kiminden pisman olur, kimisiyle gurur duyar. Dun gece Turkiye Kupasi finalini izleyince bir kez daha tekrarladim kendi kendime; "Iyi ki Besiktasli degilim" diye. Cunku, dusundum de;
• Eger Besiktasli olsaydim, rakibim maddi ve sportif anlamda ulke sinirlarini asmis, tesislesmede Avrupa'nin bircok kulübünü geride birakmis diye kiskanacak, kendi takimim o seviyede degil diye, rakibime ve baskanina kufur ederek kendimi teselli etmeye calisacak, böyle davranarak rakibimin büyüklügünü bir kez daha tasdik edevek, gittikce kuculecek ve alcalacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, normal sartlarda benim takimimin gucunun rakibine yetmeyecegini bilecek, zavalli bir hakemin Okan'in ucan tekmesini Free Kick ile odullendirip, onun da gol olmasindan, Tuncay'a yapilan faulun verilmeyip, o pozisyonun da golle sonuclanmasindan, Okan'in yaptigi bir faulde FB'nin atagini kesip, sonra Okan'in sari karti oldugunu hatirlayarak elini cebinden geri cekmesinden, oyunun basindan sonuna dek Aurelio'yu atmak icin firsat kollamasindan, tüm insiyatifini FB aleyhine ve BJK lehine kullanmasindan utanc duyacak, kendi takimimin da hakemlere ve Federasyon'daki akrabalara ihtiyac duymadan mac kazanabilecegi gunleri umut edecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm sezon sac bas yolduran, dogru dürüst futbol oynamayi becerememis, liderin onlarca puan gerisinde kalmis futbolcularimin, sadece FB'ye karsi direndigini, cünkü hepsinde bir "FB kompleksi" oldugunu liceketim. BU futbolcularin da kendileri icin degil, sirf FB'yi sampiyon yapmamak, önünü kesebilmek adina baska bir takim icin mücadele ettiklerini bilmenin utancini yasayacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm Turkiye'nin gözü önünde, hakemin zar zor, ite kaka lehimize cevirdigi bir kupa finalinin ardindan gazetelerdeki bir takim Besiktasli yazarlarin utanmadan, mahalle abisi tavirlariyla yazdigi süslü püslü, şiirsel, naif, tuhaf, ikircikli yazilari, "Besiktas süper oynadi, haketti valla, hakem de süperdi" seklindeki makaleleri okuyup, icten ice utanacak, rakibim karsisindaki ezikligimi bir kez daha hissedecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, Fenerbahce'nin büyüklügü karsisinda her zaman eziklik hissedecek, ligde, kaleci Cordoba'nin devlesip, tarihi farki onledigi bir mactan 1 puanla ayrilma basarisini gösterebildigi icin sabahlara kadar kentte turlayacak, barlarda eglenecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, takimimin formasindaki yildizlari sayacak, aslinda tek yildizli oldugunu bilecek, ikinci yildizin ise bir kayinbirader kiyagi olarak, oynanmamis liglerin hayali sampiyonlugunun ödülü oldugunu hatirlayacak, rakibimin formasindaki tamamen hak edilerek kazanilmis 3 yildiza bakarak utanacak, kendimi teselli etmek icin de "Tek büyük Besiktas" diye histeri krizleri gecirecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, hem kendini üc büyüklerden sayacak, hatta daha da ileri gidip, TEK yildizina dayanarak "tek büyük" ilan edecek, buna ragmen, FB'nin yükselmesini önleyebilmek icin 17 rakiple isbirligi yapacak, sahada, sportif olarak, maddi olarak ve tesislesme olarak fersah fersah gerisinde kaldigim FB'nin önünü, kayinbirader kiyaklari, hakem zorlamalari ile kesmeye calisan, zavalli bir camianin parcasi olacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, kücük takimlar gercekten iyi yabancilar alamayip, camialarina bir kez daha mahcup olurken, FB her zaman yaptigi gibi dünya capinda yildizlar transfer edecek, gücüne güc katacak ve Avrupa'da da basarili olacak korkusuyla basta baskanimiz olmak üzere biz ve tüm diger kücük takimlar, yabanci sayisinin artmamasi icin ugrasiyor olacaklardi. Böylece kücük takimlarin ezikligi, FB'nin de büyüklügü bir kez daha tasdik edilmis olacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, "Seneye öyle bir kadro kuracagiz ki, FB sampiyon olamayacak" diyen bir baskanim olacakti. Yani; baskanin gözünde BJK'nin sampiyonlugu önemsiz olacakti. Tek önemli olan FB'nin sampiyon olamamasiydi. Belki ben de baskanimla ayni kompleskleri tasiyacaktim. Ayni baskan, begenmeyip, kücümsedigi, masa basi oyunlariyla alt etmek istedigi FB'nin, istemeyecegi oyuncular olmasi icin dua edecek, yilardir yaptigi gibi, tabiri caizse "FB'nin artiklariyla" transfer sampiyonu olmaya calisacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, hafta sonu GS ile oynanacak sözde derbi'nin bizzat baskanimin mesrulastirmasiyla pesinen kaybedilecegini ve bu tavirla FB'nin ne kadar büyük, güclü ve erisilmez oldugunun bir kez daha tasdik edilecegini bilmenin ezikligini yasayacaktim. Baskanimdan, camiamdan ve takimimdan utanacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, yillar boyu FB tribünlerinin söyledigi sarkilari, marslari, sloganlari taklik edip, kendi takimima uyarlayacaktim. Kendi takimima özel bir slogancik bile bulamayacak kadar yaraticiliktan uzak olacaktim. Kupa macinda da hem Tuncay'a "bir baba hindi" tezahüratindan dolayi küfür edecek, hem de ayni slogani taklit etmekten geri kalmayacaktim. Hatta kulübüm de ayni yaklasimda olacakti ki, FB tribünlerinin henüz 10 gün önce bir derbide kendi takimlarina uyarladigi o güzelim sarkiyi aynen calacak, kupa törenine o sözler yazili t-shirtlerle cikilacakti. Yani, bir kez daha FB'nin taklitcisi, arsizi olacaktik, her konuda FB'nin gerisinde kaldigimizin basit bir delili gibi kara bir leke olarak kalacakti o t-shirtler.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm camiamin yillardir her konuda FB'yi taklit ettigini bilecektim; Transfer döneminde FB kime talipse biz de ona talip olacaktik, FB. kimi kadrosunda düsünmese baliklama atlayacaktik. FB Televizyon kurunca, bizim de kurmak aklimiza gelecekti. Bunlar gibi, saymakla bitmeyecek tüm özelliklerinii taklit etmeye calisacaktik. Tribunlerimiz bile FB'nin pankartlarini, marslarini, sarkilarini, sloganlarini calip, BJK'e uyarlamaya calisiyor olacakti. Hatta yüce önder Atatürk'ün resmi FB'liliğini bile kiskanip, "Yok canim, Atatürk BJK'liydi" diyen bir camianin mensubu olacaktim. Ve bir gün kulübümüz Federosyon'a basvurup "Formamizin rengini sari-lacivert olarak degistiriyoruz" diyecek diye ödüm kopacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, FB'ye maddi, manevi ve sportif, hic bir anlamda yetisemeyecegimizi bilecek, tüm camia olarak "camur at izi kalsin" felsefesi güdecektik. FB'ye yetismenin tek yolunun, onlar gibi calismak, üretmek, dogru pazarlamak, gercek yildizlar oynatmak vb. "minik ve önemsiz" detaylardan gectigini bilmeyip, diger takimlarla isbirligi yapacak, masa basi oyunlariyla, küfürle, federasyonla, hakemlerle ve diger tüm takimlarla kurulacak cirkin ittifaklar ile FB'yi durdurup, onlara yetisebilecegimizi sanacak kadar 'zeki' olacaktim.
Daha sayilacak yüzlerce benzer sebep vardi "eger" ile baslayan, ama hepsini yazmadim. Zaten hepsini hepimiz biliyoruz. Özellikle GS ve BJK'lilar iyi biliyorlar. Cünkü ne acidir ki, bu ezikligi, bu hazimsizligi, bu utanci yasiyorlar. Eh, belli olmaz, bakarsiniz bir gün onlarin da iyi bir baskani, iyi bir yönetimi olur ve onlar da federasyona, hakemlere, masa basi oyunlarina, küfürlere, saldirilara ve cirkin ittifaklara gerek kalmadan büyürler belki....
Ve sonra düsündüm; iyi ki FENERBAHCELIYIM diye. Evet, tüm takimlara karsi yapayalniziz biz, cünkü zirvenin diger adidir yalnizlik..
Sanırım merakını bir nebze de olsa dindirmişimdir...
Fenerbahçe büyüklüğüne gelince,başarımız elbetteki çok,ama yine de söylenmiş we kabul görmüş özlü bir sözümüzdür,haa yadırgamakta haklısınız hem başarı war hem ne alaka ama o da ayrı bir konu,haklısınız bunu bjk liler söylemiş olsa cuk otururdu...
ben Fenerbahçe büyüklüğünü senin dediğin gibi ay yıldız dan başlatırsam forumu fazla meşgul etmiş olacam ama en azından bununla yetinin şimdilik
Insan hayatinda belli tercihler yapar. Kiminden pisman olur, kimisiyle gurur duyar..bir kez daha tekrarladim kendi kendime; "Iyi ki Besiktasli degilim" diye. Cunku, dusundum de;
Eger Besiktasli olsaydim, rakibim maddi ve sportif anlamda ulke sinirlarini asmis, tesislesmede Avrupa'nin bircok kulübünü geride birakmis diye kiskanacak, kendi takimim o seviyede degil diye, rakibime ve baskanina kufur ederek kendimi teselli etmeye calisacak, böyle davranarak rakibimin büyüklügünü bir kez daha tasdik edevek, gittikce kuculecek ve alcalacaktim.
Eger Besiktasli olsaydim, tüm sezon sac bas yolduran, dogru dürüst futbol oynamayi becerememis,futbolcularimin, sadece FB'ye karsi direndigini, cünkü hepsinde bir "FB kompleksi" oldugunu liceketim. BU futbolcularin da kendileri icin degil, sirf FB'yi sampiyon yapmamak, önünü kesebilmek adina baska bir takim icin mücadele ettiklerini bilmenin utancini yasayacaktim.
Eger Besiktasli olsaydim, Fenerbahce'nin büyüklügü karsisinda her zaman eziklik hissedecek, ligde, kaleci Cordoba'nin devlesip, tarihi farki onledigi bir mactan 1 puanla ayrilma basarisini gösterebildigi icin sabahlara kadar kentte turlayacak, barlarda eglenecektim.
Eger Besiktasli olsaydim, takimimin formasindaki yildizlari sayacak, aslinda tek yildizli oldugunu bilecek, ikinci yildizin ise bir kayinbirader kiyagi olarak, oynanmamis liglerin hayali sampiyonlugunun ödülü oldugunu hatirlayacak, rakibimin formasindaki tamamen hak edilerek kazanilmis 3 yildiza bakarak utanacak, kendimi teselli etmek icin de "Tek büyük Besiktas" diye histeri krizleri gecirecektim.
Eger Besiktasli olsaydim, "Seneye öyle bir kadro kuracagiz ki, FB sampiyon olamayacak" diyen bir baskanim olacakti. Yani; baskanin gözünde BJK'nin sampiyonlugu önemsiz olacakti. Tek önemli olan FB'nin sampiyon olamamasiydi. Belki ben de baskanimla ayni kompleskleri tasiyacaktim. Ayni baskan, begenmeyip, kücümsedigi, masa basi oyunlariyla alt etmek istedigi FB'nin, istemeyecegi oyuncular olmasi icin dua edecek, yilardir yaptigi gibi, tabiri caizse "FB'nin artiklariyla" transfer sampiyonu olmaya calisacakti..
Eger Besiktasli olsaydim, tüm camiamin yillardir her konuda FB'yi taklit ettigini bilecektim; Transfer döneminde FB kime talipse biz de ona talip olacaktik, FB. kimi kadrosunda düsünmese baliklama atlayacaktik. FB Televizyon kurunca, bizim de kurmak aklimiza gelecekti. Bunlar gibi, saymakla bitmeyecek tüm özelliklerinii taklit etmeye calisacaktik. Tribunlerimiz bile FB'nin pankartlarini, marslarini, sarkilarini, sloganlarini calip, BJK'e uyarlamaya calisiyor olacakti. Hatta yüce önder Atatürk'ün resmi FB'liliğini bile kiskanip, "Yok canim, Atatürk BJK'liydi" diyen bir camianin mensubu olacaktim. Ve bir gün kulübümüz Federosyon'a basvurup "Formamizin rengini sari-lacivert olarak degistiriyoruz" diyecek diye ödüm kopacakti.
Eger Besiktasli olsaydim, FB'ye maddi, manevi ve sportif, hic bir anlamda yetisemeyecegimizi bilecek, tüm camia olarak "camur at izi kalsin" felsefesi güdecektik. FB'ye yetismenin tek yolunun, onlar gibi calismak, üretmek, dogru pazarlamak, gercek yildizlar oynatmak vb. "minik ve önemsiz" detaylardan gectigini bilmeyip, diger takimlarla isbirligi yapacak, masa basi oyunlariyla, küfürle, federasyonla, hakemlerle ve diger tüm takimlarla kurulacak cirkin ittifaklar ile FB'yi durdurup, onlara yetisebilecegimizi sanacak kadar 'zeki' olacaktim.
Daha sayilacak yüzlerce benzer sebep vardi "eger" ile baslayan, ama hepsini yazmadim. Zaten hepsini hepimiz biliyoruz.
Iyi ki Besiktasli Degilim
Insan hayatinda belli tercihler yapar. Kiminden pisman olur, kimisiyle gurur duyar. Dun gece Turkiye Kupasi finalini izleyince bir kez daha tekrarladim kendi kendime; "Iyi ki Besiktasli degilim" diye. Cunku, dusundum de;
• Eger Besiktasli olsaydim, rakibim maddi ve sportif anlamda ulke sinirlarini asmis, tesislesmede Avrupa'nin bircok kulübünü geride birakmis diye kiskanacak, kendi takimim o seviyede degil diye, rakibime ve baskanina kufur ederek kendimi teselli etmeye calisacak, böyle davranarak rakibimin büyüklügünü bir kez daha tasdik edevek, gittikce kuculecek ve alcalacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, normal sartlarda benim takimimin gucunun rakibine yetmeyecegini bilecek, zavalli bir hakemin Okan'in ucan tekmesini Free Kick ile odullendirip, onun da gol olmasindan, Tuncay'a yapilan faulun verilmeyip, o pozisyonun da golle sonuclanmasindan, Okan'in yaptigi bir faulde FB'nin atagini kesip, sonra Okan'in sari karti oldugunu hatirlayarak elini cebinden geri cekmesinden, oyunun basindan sonuna dek Aurelio'yu atmak icin firsat kollamasindan, tüm insiyatifini FB aleyhine ve BJK lehine kullanmasindan utanc duyacak, kendi takimimin da hakemlere ve Federasyon'daki akrabalara ihtiyac duymadan mac kazanabilecegi gunleri umut edecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm sezon sac bas yolduran, dogru dürüst futbol oynamayi becerememis, liderin onlarca puan gerisinde kalmis futbolcularimin, sadece FB'ye karsi direndigini, cünkü hepsinde bir "FB kompleksi" oldugunu liceketim. BU futbolcularin da kendileri icin degil, sirf FB'yi sampiyon yapmamak, önünü kesebilmek adina baska bir takim icin mücadele ettiklerini bilmenin utancini yasayacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm Turkiye'nin gözü önünde, hakemin zar zor, ite kaka lehimize cevirdigi bir kupa finalinin ardindan gazetelerdeki bir takim Besiktasli yazarlarin utanmadan, mahalle abisi tavirlariyla yazdigi süslü püslü, şiirsel, naif, tuhaf, ikircikli yazilari, "Besiktas süper oynadi, haketti valla, hakem de süperdi" seklindeki makaleleri okuyup, icten ice utanacak, rakibim karsisindaki ezikligimi bir kez daha hissedecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, Fenerbahce'nin büyüklügü karsisinda her zaman eziklik hissedecek, ligde, kaleci Cordoba'nin devlesip, tarihi farki onledigi bir mactan 1 puanla ayrilma basarisini gösterebildigi icin sabahlara kadar kentte turlayacak, barlarda eglenecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, takimimin formasindaki yildizlari sayacak, aslinda tek yildizli oldugunu bilecek, ikinci yildizin ise bir kayinbirader kiyagi olarak, oynanmamis liglerin hayali sampiyonlugunun ödülü oldugunu hatirlayacak, rakibimin formasindaki tamamen hak edilerek kazanilmis 3 yildiza bakarak utanacak, kendimi teselli etmek icin de "Tek büyük Besiktas" diye histeri krizleri gecirecektim.
• Eger Besiktasli olsaydim, hem kendini üc büyüklerden sayacak, hatta daha da ileri gidip, TEK yildizina dayanarak "tek büyük" ilan edecek, buna ragmen, FB'nin yükselmesini önleyebilmek icin 17 rakiple isbirligi yapacak, sahada, sportif olarak, maddi olarak ve tesislesme olarak fersah fersah gerisinde kaldigim FB'nin önünü, kayinbirader kiyaklari, hakem zorlamalari ile kesmeye calisan, zavalli bir camianin parcasi olacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, kücük takimlar gercekten iyi yabancilar alamayip, camialarina bir kez daha mahcup olurken, FB her zaman yaptigi gibi dünya capinda yildizlar transfer edecek, gücüne güc katacak ve Avrupa'da da basarili olacak korkusuyla basta baskanimiz olmak üzere biz ve tüm diger kücük takimlar, yabanci sayisinin artmamasi icin ugrasiyor olacaklardi. Böylece kücük takimlarin ezikligi, FB'nin de büyüklügü bir kez daha tasdik edilmis olacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, "Seneye öyle bir kadro kuracagiz ki, FB sampiyon olamayacak" diyen bir baskanim olacakti. Yani; baskanin gözünde BJK'nin sampiyonlugu önemsiz olacakti. Tek önemli olan FB'nin sampiyon olamamasiydi. Belki ben de baskanimla ayni kompleskleri tasiyacaktim. Ayni baskan, begenmeyip, kücümsedigi, masa basi oyunlariyla alt etmek istedigi FB'nin, istemeyecegi oyuncular olmasi icin dua edecek, yilardir yaptigi gibi, tabiri caizse "FB'nin artiklariyla" transfer sampiyonu olmaya calisacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, hafta sonu GS ile oynanacak sözde derbi'nin bizzat baskanimin mesrulastirmasiyla pesinen kaybedilecegini ve bu tavirla FB'nin ne kadar büyük, güclü ve erisilmez oldugunun bir kez daha tasdik edilecegini bilmenin ezikligini yasayacaktim. Baskanimdan, camiamdan ve takimimdan utanacaktim.
• Eger Besiktasli olsaydim, yillar boyu FB tribünlerinin söyledigi sarkilari, marslari, sloganlari taklik edip, kendi takimima uyarlayacaktim. Kendi takimima özel bir slogancik bile bulamayacak kadar yaraticiliktan uzak olacaktim. Kupa macinda da hem Tuncay'a "bir baba hindi" tezahüratindan dolayi küfür edecek, hem de ayni slogani taklit etmekten geri kalmayacaktim. Hatta kulübüm de ayni yaklasimda olacakti ki, FB tribünlerinin henüz 10 gün önce bir derbide kendi takimlarina uyarladigi o güzelim sarkiyi aynen calacak, kupa törenine o sözler yazili t-shirtlerle cikilacakti. Yani, bir kez daha FB'nin taklitcisi, arsizi olacaktik, her konuda FB'nin gerisinde kaldigimizin basit bir delili gibi kara bir leke olarak kalacakti o t-shirtler.
• Eger Besiktasli olsaydim, tüm camiamin yillardir her konuda FB'yi taklit ettigini bilecektim; Transfer döneminde FB kime talipse biz de ona talip olacaktik, FB. kimi kadrosunda düsünmese baliklama atlayacaktik. FB Televizyon kurunca, bizim de kurmak aklimiza gelecekti. Bunlar gibi, saymakla bitmeyecek tüm özelliklerinii taklit etmeye calisacaktik. Tribunlerimiz bile FB'nin pankartlarini, marslarini, sarkilarini, sloganlarini calip, BJK'e uyarlamaya calisiyor olacakti. Hatta yüce önder Atatürk'ün resmi FB'liliğini bile kiskanip, "Yok canim, Atatürk BJK'liydi" diyen bir camianin mensubu olacaktim. Ve bir gün kulübümüz Federosyon'a basvurup "Formamizin rengini sari-lacivert olarak degistiriyoruz" diyecek diye ödüm kopacakti.
• Eger Besiktasli olsaydim, FB'ye maddi, manevi ve sportif, hic bir anlamda yetisemeyecegimizi bilecek, tüm camia olarak "camur at izi kalsin" felsefesi güdecektik. FB'ye yetismenin tek yolunun, onlar gibi calismak, üretmek, dogru pazarlamak, gercek yildizlar oynatmak vb. "minik ve önemsiz" detaylardan gectigini bilmeyip, diger takimlarla isbirligi yapacak, masa basi oyunlariyla, küfürle, federasyonla, hakemlerle ve diger tüm takimlarla kurulacak cirkin ittifaklar ile FB'yi durdurup, onlara yetisebilecegimizi sanacak kadar 'zeki' olacaktim.
Daha sayilacak yüzlerce benzer sebep vardi "eger" ile baslayan, ama hepsini yazmadim. Zaten hepsini hepimiz biliyoruz. Özellikle GS ve BJK'lilar iyi biliyorlar. Cünkü ne acidir ki, bu ezikligi, bu hazimsizligi, bu utanci yasiyorlar. Eh, belli olmaz, bakarsiniz bir gün onlarin da iyi bir baskani, iyi bir yönetimi olur ve onlar da federasyona, hakemlere, masa basi oyunlarina, küfürlere, saldirilara ve cirkin ittifaklara gerek kalmadan büyürler belki....
Ve sonra düsündüm; iyi ki FENERBAHCELIYIM diye. Evet, tüm takimlara karsi yapayalniziz biz, cünkü zirvenin diger adidir yalnizlik..
Sanırım merakını bir nebze de olsa dindirmişimdir...
+ yazık sana
edit : mesaj Blueblood a yazılmıştır..
(edited)
edit : mesaj Blueblood a yazılmıştır..
(edited)
gelde oku bunu simdi:):)daha uzunu yokmuydu hocam:)
Bla bla bala gulu gulu gulu...antudan alınma saçmasapan bir yazı:)Bende iyiki fenerli degilim çünkü büyüklügü bile açıklanamıyor:)Açıklarsam islam puçi kızıyor:)))Ne oldugu belli degil daha bilen yok çünkü açıklanamıyor.İyiki fenerli degilim hocası sayı saymayı bilmiyor yabancı kimi görse sahaya sokuyor....İyiki fenerli degilim ben askere gitmişken başkanımın kaçmasını istemezdim.İyiki fenerli degilim maça gidicem diye abuk subuk renkli tshirtleri giymek zorunda kalmıyorum...iyiki fenerli degilim bla bla bla bla......................Heee ne oldu şimdi kim daha uzaga işedi:)Aaa benim yazı kısa oldu kaybettik galiba:P
asıl sana yazık hocam,gerçekler acıdır, fazla dokundu galiba...
Fenerbahçenin çok iyi bir başkanının olması yada Allahın dağında süper bi tesisinin olması çok dokunuyor bana anlatamam :)) Birde sportif başarıları yazda onlarda dokunsun hadi bekliyorum ??
eğer sana dokunmadıysa sen neden alınıyorsun hocam ordaki yazılanlar gayet açık kime ve neden gittiği....!