Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Şiir-Edebiyat
temen [del] to
All
Yazılar-Diyaloglar isimli bir başlık var ancak şiir başlığı yok bu bir eksiklik bence.Bu başlıkta birbirimizle güzel şiirleri paylaşabilir, Edebiyat hakkında fikir alışverişi yapabilir, birbirimize okuduklarımızı tavsiye edebiliriz diye düşündüm.
(edited)
(edited)
Sonu bayram olan bu günlerde beğendiğim bir şiiri paylaşmak istiyorum.
Bayram gelmis !.. Neyime ?
Anam,anam Garibem
Kan damlar yüregime.
Anam ,anam Garibem..
*
Her bayramda bu türkü düşüverir dilime.
Bu türküyü söylerken dertlerle tanışırım,
Tutar kendi kendime bayramla konusurum:
Ey Mübarek bayram ! Hosgeldin !..
Ancak,hak ettik mi bilmiyorum, seni hak ?
Madem geldin;vaziyete şöyle bak
Bak da söyle: Tutulacak dal mı var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Varsa eğer tutulacak dal göster,
Sevgi nerede ,saygi nerede bul göster.
El öpecek nesil göster, döl göster
Olsa bile öpülecek el mi var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Durma bayram durma gez sokakları !..
Bul, bulabilirsen alnı akları
Komşusu aç; tok yatıyor çokları
Kim soruyor yetim mi var dul mu var ?..
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Hangi zengin fukarayı görecek ?
Hangisinin zekata aklı erecek ?
Haramın mı zekatını verecek ?
Şimdi haram karışmayan mal mı var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Devlet işi doğru dürüst gitmiyor
Nasıl gitsin rüşvet torpil bitmiyor
Çankaya'ya iki uçak yetmiyor
Zap Suyu'nda köprü mü var sal mı var?
Bizde seni kutlayacak hal mi var?
Tüm kutsallara sövülen ülkede,
Sövenleri sokaga inen ülkede,
Müslüman'ı korkan sinen ülkede;
Kime geldin ?Gelinecek kul mu var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Esir!..Esir bak Kerkük'üm esir Kırım'ım
Doğu Türkistan'da aynı durumum
Ya işte gör bayram böyle yarımım...
Söyle sağlam kafa mı var kol mu var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Çeçenistan cayır cayır yanarken
Karabağ'a ermeniler konarken
Türk kanına Türk ekmeği banarken
Hür dünyada tek dur diyen dil mi var ?
Bizde seni..bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Arif'i söylettin bayram sustun da..
Bütün dünya bak İslam'ın kastında,
Bilmiyorum Müslüman'ın üstünde;
Ölü toprağımı yoksa kül mü var ?..
Bizde seni.. bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Bayram gelmis !.. Neyime ?
Anam,anam Garibem
Kan damlar yüregime.
Anam ,anam Garibem..
*
Her bayramda bu türkü düşüverir dilime.
Bu türküyü söylerken dertlerle tanışırım,
Tutar kendi kendime bayramla konusurum:
Ey Mübarek bayram ! Hosgeldin !..
Ancak,hak ettik mi bilmiyorum, seni hak ?
Madem geldin;vaziyete şöyle bak
Bak da söyle: Tutulacak dal mı var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Varsa eğer tutulacak dal göster,
Sevgi nerede ,saygi nerede bul göster.
El öpecek nesil göster, döl göster
Olsa bile öpülecek el mi var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Durma bayram durma gez sokakları !..
Bul, bulabilirsen alnı akları
Komşusu aç; tok yatıyor çokları
Kim soruyor yetim mi var dul mu var ?..
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Hangi zengin fukarayı görecek ?
Hangisinin zekata aklı erecek ?
Haramın mı zekatını verecek ?
Şimdi haram karışmayan mal mı var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Devlet işi doğru dürüst gitmiyor
Nasıl gitsin rüşvet torpil bitmiyor
Çankaya'ya iki uçak yetmiyor
Zap Suyu'nda köprü mü var sal mı var?
Bizde seni kutlayacak hal mi var?
Tüm kutsallara sövülen ülkede,
Sövenleri sokaga inen ülkede,
Müslüman'ı korkan sinen ülkede;
Kime geldin ?Gelinecek kul mu var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Esir!..Esir bak Kerkük'üm esir Kırım'ım
Doğu Türkistan'da aynı durumum
Ya işte gör bayram böyle yarımım...
Söyle sağlam kafa mı var kol mu var ?
Bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Çeçenistan cayır cayır yanarken
Karabağ'a ermeniler konarken
Türk kanına Türk ekmeği banarken
Hür dünyada tek dur diyen dil mi var ?
Bizde seni..bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Arif'i söylettin bayram sustun da..
Bütün dünya bak İslam'ın kastında,
Bilmiyorum Müslüman'ın üstünde;
Ölü toprağımı yoksa kül mü var ?..
Bizde seni.. bizde seni kutlayacak hal mi var ?
Devlet işi doğru dürüst gitmiyor
Nasıl gitsin rüşvet torpil bitmiyor
Çankaya'ya iki uçak yetmiyor
özellikle bunu beğendim.
(edited)
Nasıl gitsin rüşvet torpil bitmiyor
Çankaya'ya iki uçak yetmiyor
özellikle bunu beğendim.
(edited)
EĞER
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
Can YüceL
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
Can YüceL
Aşk üzerine.. :)
Tuz Kadar Nefret
Bilmeden içine darlık verdimse,
Vedamı özrüme sayıver gitsin.
Sevmek sevdiğini mutlu görmekse,
Ey gönlüm; bu aşktan cayıver gitsin!
Aşkınla yüz yürek kavrula dursun,
Dilerim kahrınla can verip ölsün!
Kalbinde tuz kadar bir yerim olsun,
Adıma `nefretim` deyiver gitsin!
* * * * *
Tavsiye
öLüm bir nefes kadar yakın..
Gerçeğe gözLerini kapatma sakın..
Ne dünyaya üzüL, ne dertLerden yakın..
KaLbindedir diğer insanLardan farkın.!
* * * * *
Aşk Yürekte Yaşanır
Kendin karar ver dostum, bana sorma boşuna
Sol yanında bir sızı taşıyorsan aşıksın
O’nla vakit geçirmek gidiyorsa hoşuna
Bazen dilin sürçüyor, şaşıyorsan aşıksın
Ondan başka hiç bir şey hoş değilse gözüne
Söylediği her bir söz işliyorsa özüne
Koşarak gidiyorken yarin bir ’gel’ sözüne
Çıkan tüm engelleri aşıyorsan aşıksın
Eğer tartışmışsanız, biraz açıksa ara
Diyorsan ’onsuz gündüz bana geceden kara’
Tam kabuk bağlıyorken yüreğindeki yara
Kapanmasın istiyor, kaşıyorsan aşıksın
Dostum bana diyorsan ’Mecnun nasıl, öyleyim’
Onu ilk tanıdığım günden beri böyleyim
Aşk dokunmak değildir, madem sordun söyleyim
Tende değil yürekte yaşıyorsan aşıksın.
* * * * *
Aşk
Nesin sen
Cesaret mi?
Kocaman bir yürek mi?
Hayata karşı işlediğim bir suç mu ?
Aldığım nefes mi?
Verdiğim hava mı?
Nesin sen sürpriz mi?
Yoksa taviz mi ?
Söyle nesin sen.
Biliyor musun aşk
Hayatın acımasızlığından değil korkum
Korkum sendendir
Biliyor musun hayat bazen kocaman bir yalan
Bazen gerçek bazen de kendisidir
Bu kadar sahteliğin için de işin ne
Nesin sen söyle?
* * * * *
Aşk mı DostLuk mu?
Şimdi bile sessizliğinde sesin yankılanıyor kulağımda ;
İnanılmaz duygular yaşıyorum seni her hatırladığımda ;
Bir değil , bin defa ağlıyorum belkide yanlızlığında ;
Karar veremedi bu yürek , aşk mı acaba ?
Ellerini tutmak da geliyor içimden , yürürken sevgi yolunda
Yaslanıpda ağlamak omuzlarına ,
En büyük hayallerimi anlatmak , şöyle bağıra bağıra ;
Anlıyor bu yürek , ihtiyaç var senin dostluğuna ,
Seni başkasıyla da görmek istemiyorum biliyormusun ?
Kıskanıyorum , yanıyorum , kaçmak istiyorum
Yeter diye , avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum :
Bak Dostum , galiba ben sana Aşık oluyorum.
Tuz Kadar Nefret
Bilmeden içine darlık verdimse,
Vedamı özrüme sayıver gitsin.
Sevmek sevdiğini mutlu görmekse,
Ey gönlüm; bu aşktan cayıver gitsin!
Aşkınla yüz yürek kavrula dursun,
Dilerim kahrınla can verip ölsün!
Kalbinde tuz kadar bir yerim olsun,
Adıma `nefretim` deyiver gitsin!
* * * * *
Tavsiye
öLüm bir nefes kadar yakın..
Gerçeğe gözLerini kapatma sakın..
Ne dünyaya üzüL, ne dertLerden yakın..
KaLbindedir diğer insanLardan farkın.!
* * * * *
Aşk Yürekte Yaşanır
Kendin karar ver dostum, bana sorma boşuna
Sol yanında bir sızı taşıyorsan aşıksın
O’nla vakit geçirmek gidiyorsa hoşuna
Bazen dilin sürçüyor, şaşıyorsan aşıksın
Ondan başka hiç bir şey hoş değilse gözüne
Söylediği her bir söz işliyorsa özüne
Koşarak gidiyorken yarin bir ’gel’ sözüne
Çıkan tüm engelleri aşıyorsan aşıksın
Eğer tartışmışsanız, biraz açıksa ara
Diyorsan ’onsuz gündüz bana geceden kara’
Tam kabuk bağlıyorken yüreğindeki yara
Kapanmasın istiyor, kaşıyorsan aşıksın
Dostum bana diyorsan ’Mecnun nasıl, öyleyim’
Onu ilk tanıdığım günden beri böyleyim
Aşk dokunmak değildir, madem sordun söyleyim
Tende değil yürekte yaşıyorsan aşıksın.
* * * * *
Aşk
Nesin sen
Cesaret mi?
Kocaman bir yürek mi?
Hayata karşı işlediğim bir suç mu ?
Aldığım nefes mi?
Verdiğim hava mı?
Nesin sen sürpriz mi?
Yoksa taviz mi ?
Söyle nesin sen.
Biliyor musun aşk
Hayatın acımasızlığından değil korkum
Korkum sendendir
Biliyor musun hayat bazen kocaman bir yalan
Bazen gerçek bazen de kendisidir
Bu kadar sahteliğin için de işin ne
Nesin sen söyle?
* * * * *
Aşk mı DostLuk mu?
Şimdi bile sessizliğinde sesin yankılanıyor kulağımda ;
İnanılmaz duygular yaşıyorum seni her hatırladığımda ;
Bir değil , bin defa ağlıyorum belkide yanlızlığında ;
Karar veremedi bu yürek , aşk mı acaba ?
Ellerini tutmak da geliyor içimden , yürürken sevgi yolunda
Yaslanıpda ağlamak omuzlarına ,
En büyük hayallerimi anlatmak , şöyle bağıra bağıra ;
Anlıyor bu yürek , ihtiyaç var senin dostluğuna ,
Seni başkasıyla da görmek istemiyorum biliyormusun ?
Kıskanıyorum , yanıyorum , kaçmak istiyorum
Yeter diye , avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum :
Bak Dostum , galiba ben sana Aşık oluyorum.
Şu sıralar Dostoyevski'den Ezilenler'i okuyorum.Tipik Dostoyevski tarzı...İnsanın beyninin ve ruhunun en ince derinliklerini dolaşıyor cümleler ve tabi ki etkisini bırakıyor...psikolojik roman sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.
hocam bırakın bu okuma diye yazarların hayal gücüyle yazdığı saçmalıkları yaw :)
neyse herkes özgürdür kardeşim kim ne yaparsa yapsın baksana din bile baskı yapmıyor :)
Al Beni...
Al beni sevgili
Kendi kalbinde güzelleştir...
Sonra yolunda bir yoldaş olayım sana
Kalbinin vefalı bir dostu,
Öksüzlüğünün anası,
Aşkının mabedi... Dost Kale'n
Kendini yaşatmak için verdi Allah sana beni,
O'nun işaretiyim ben inan ki
O'nu bulmak için buldun beni
O'nu bulduysan sevgili artık
Allah'a sun sonra beni, en güzel hediyen diye.
Al beni sevgili
Kendi kalbinde güzelleştir...
Sonra yolunda bir yoldaş olayım sana
Kalbinin vefalı bir dostu,
Öksüzlüğünün anası,
Aşkının mabedi... Dost Kale'n
Kendini yaşatmak için verdi Allah sana beni,
O'nun işaretiyim ben inan ki
O'nu bulmak için buldun beni
O'nu bulduysan sevgili artık
Allah'a sun sonra beni, en güzel hediyen diye.
Hele dinleyin canlar
Herşey bir yanda kala
Yiğit düşman iyi olur
Namert dost başa bela
Ya kuzgunlar leş yesin
Ya devletim baş ola
Ermeniler, ermeniler gücünü
Moskoflardan alıyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Çağdaşlaşan Avrupa, çağdaşlaşan Avrupa
Hergün ölüm saçarken
İyi seyret etrafını
Bu köprüden geçerken
Seyret uygar Dünya’yı
İnsan kanı içerken
Senelerdir, senelerdir bağırdık
Bu millete, bu millete n'oluyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Ne oldu, ne oldu Türk soyuna
Niye gaflete daldı
Laçin, Kelbecer gitti
De geriye ne kaldı
Civanların, civanların kanıyla
Azer azatlık aldı
Susuz kaldı, susuz kaldı Karabağ
Karanfiller soluyor,
Karanfiller soluyor.
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Közünü, közünü saklamalı
Yanan ocağın külü
Özüne su vermiyorsa
Kurusun Hazer gölü
Batı beni severmiş,
Batı beni severmiş,
Sevmesin, sevmesin moskof dölü
Müslümanlar, müslümanlar kırılsa
Haçın, haçın yüzü gülüyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
İnsan, insan hakları öldü,
Haçlı ruhu dirildi
Müslüman milletlerin
Hakkına son verildi
Bosna, Bosna-Hersek kırıldı
Bosna-Hersek kırıldı
Minareler, minareler devrildi
Müslüman Türk, müslüman Türk namazı
Boynu bükük kılıyor
Türk milleti, sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Bacı, bacı-kardaş bizimdi
Bir kenara attınız
Töreleri bozdunuz, tarihi ağlattınız
Deli Halit Paşa’nın
Ruhunu sızlattınız
Anlaşıldı, anlaşıldı gardaşım
Türk tarihi, Türk tarihi ölüyor
Türk milleti sustukça, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Töresiz, töresiz yaşamak mı
Çıksın bedenden canım
Ruhsuz beden nicedir
Nicedir asil kanım
Dün, dün Akcay aşiretim
Bugün, bugün Azerbaycan’ım.
Eğer yapılacaksa, eğer yapılacaksa yardımlar
Yardımlar geç kalıyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Birleşmiş Milletler’miş
Daha çok beklersin çok
Yay ortadan kırılmış
Hedefe varmıyor ok
Ermeni köpekleşti
Sırplara, sırplara dur diyen yok
Haçlı, haçlı kudurdu beyler
Salyasını salıyor
Türk milleti, sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Bu zulmün, bu katliamın
Gayrı silinmez izi
Sefai’yem, ömür biter
Tarih affetmez sizi
Karabekir Paşa’ya, Karabekir Paşa’ya
Hasret koydunuz bizi
Deli etmeyin, deli etmeyin deli
Olan bize, olan bize oluyor
Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
AŞIK SEFAİ
Herşey bir yanda kala
Yiğit düşman iyi olur
Namert dost başa bela
Ya kuzgunlar leş yesin
Ya devletim baş ola
Ermeniler, ermeniler gücünü
Moskoflardan alıyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Çağdaşlaşan Avrupa, çağdaşlaşan Avrupa
Hergün ölüm saçarken
İyi seyret etrafını
Bu köprüden geçerken
Seyret uygar Dünya’yı
İnsan kanı içerken
Senelerdir, senelerdir bağırdık
Bu millete, bu millete n'oluyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Ne oldu, ne oldu Türk soyuna
Niye gaflete daldı
Laçin, Kelbecer gitti
De geriye ne kaldı
Civanların, civanların kanıyla
Azer azatlık aldı
Susuz kaldı, susuz kaldı Karabağ
Karanfiller soluyor,
Karanfiller soluyor.
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Közünü, közünü saklamalı
Yanan ocağın külü
Özüne su vermiyorsa
Kurusun Hazer gölü
Batı beni severmiş,
Batı beni severmiş,
Sevmesin, sevmesin moskof dölü
Müslümanlar, müslümanlar kırılsa
Haçın, haçın yüzü gülüyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
İnsan, insan hakları öldü,
Haçlı ruhu dirildi
Müslüman milletlerin
Hakkına son verildi
Bosna, Bosna-Hersek kırıldı
Bosna-Hersek kırıldı
Minareler, minareler devrildi
Müslüman Türk, müslüman Türk namazı
Boynu bükük kılıyor
Türk milleti, sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Bacı, bacı-kardaş bizimdi
Bir kenara attınız
Töreleri bozdunuz, tarihi ağlattınız
Deli Halit Paşa’nın
Ruhunu sızlattınız
Anlaşıldı, anlaşıldı gardaşım
Türk tarihi, Türk tarihi ölüyor
Türk milleti sustukça, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
Töresiz, töresiz yaşamak mı
Çıksın bedenden canım
Ruhsuz beden nicedir
Nicedir asil kanım
Dün, dün Akcay aşiretim
Bugün, bugün Azerbaycan’ım.
Eğer yapılacaksa, eğer yapılacaksa yardımlar
Yardımlar geç kalıyor
Türk milleti, Türk milleti sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Birleşmiş Milletler’miş
Daha çok beklersin çok
Yay ortadan kırılmış
Hedefe varmıyor ok
Ermeni köpekleşti
Sırplara, sırplara dur diyen yok
Haçlı, haçlı kudurdu beyler
Salyasını salıyor
Türk milleti, sustukça
Kuduz köpek dalıyor
Bu zulmün, bu katliamın
Gayrı silinmez izi
Sefai’yem, ömür biter
Tarih affetmez sizi
Karabekir Paşa’ya, Karabekir Paşa’ya
Hasret koydunuz bizi
Deli etmeyin, deli etmeyin deli
Olan bize, olan bize oluyor
Türk milleti sustukça
Kuduz köpek, kuduz köpek dalıyor
AŞIK SEFAİ
Hürriyet Kasidesi
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten