Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Şiir-Edebiyat
Hürriyet Kasidesi
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Hürriyet Kasidesi'nin günümüz diline çevrilmiş şekli.
çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.
kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.
eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.
vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.
dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.
hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir.
insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir; insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?
kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır, fakat kendi nefsinden utanmaz.
akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.
başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.
iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.
kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!
zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.
işık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.
biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.
biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.
biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.
hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?
cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.
felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.
vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.
korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.
ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.
zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.
gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.
ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.
şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.
ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.
hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.
ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!
çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.
kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.
eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.
vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.
dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.
hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir.
insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir; insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?
kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır, fakat kendi nefsinden utanmaz.
akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.
başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.
iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.
kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!
zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.
işık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.
biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.
biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.
biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.
hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?
cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.
felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.
vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.
korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.
ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.
zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.
gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.
ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.
şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.
ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.
hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.
ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!
Okuduğum kitabı bitirdim.
Yeni bir kitap tavsiye edebilecek olan var mı?
Yeni bir kitap tavsiye edebilecek olan var mı?
Cahillikler Kitabı, Türklerin Tarihi. Bu arada, ne okudun?
Hocam Ezilenler'i okudum Dostoyevski'den.Bu kitapların yazarları kimler?
Cahillikler Kitabı; John Lloyd - John Mitchinson.
Türklerin Tarihi Pasifikten Akdeniz'e 2000 yıl; Jean-Paul Roux.
İki kitabı da şiddetle tavsiye ederim :) Ama bana göre önce Türklerin Tarihi gelir.
Türklerin Tarihi Pasifikten Akdeniz'e 2000 yıl; Jean-Paul Roux.
İki kitabı da şiddetle tavsiye ederim :) Ama bana göre önce Türklerin Tarihi gelir.
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Duymadıklarımızı duyduk
Görmedıklerımızı gördük
Ikı dırhem aklımız vardı
Onu da yedık bıtırdık
Frenı patlamıs kamyon gıbıyız
Allah’a havale gıdıyoruz
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Dalından kopan yaprak mısalı
Bır rüzgara kapıldık kı sormayın gıtsın
Kos koca 5000 yıllık çınar
Batının hızarına düstü
Felegın nazarına düstü
Yıgıt dıye namım vardı
Namert pazarına düstü
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Ne batılı olabıldık ne dogulu
Ikı camıı arasında kalmıs beynamaz gıbıyız
Bızı bız yapan, bıze aıt ne varsa her seyı attık
Tıpa tıp taklıt ettık, aslını yasattık
Üretmedık, tükettık, hazıra konduk hep yattık
Hazıra dag mı dayanır beyler
Ilımsız çag yakalanmaz, ılımsız kaldık
Sıg kaldık, kaldık böyle kıraç
Cıgerı bes para etmeyenlere el açtık
Ve kahretsın yasıyoruz, onlara muhtaç
Bu son lıman, bu son gemı baska yol yok
Anlayın artık anlayın
Türkün türk’ten baska dostu yok
Yardım almaya alısanlar, Emır almaya da alısırlar
Alıstılar beyım alıstılar
Üç bes kurus ıçın
Dalınız, kökünüz dedıler, açtılar
Kıyınız, kösenız dedıler, ortalıga saçtılar
Gururumu köprü ettıler, geçtıler
Ölçtüler, bıçtıler
Sah damarımı kestıler beyım kestıler
Serefe dıyerek haysıyetımı ıçtıler
Bızler gölgemızle oynasırken
Onlar daglarımızda poyraz olup estıler
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Hürrıyetın tarıfını unuttuk
Çanakkale’yı, sakarya’yı unuttuk
Unuttuk ecdadı, mazıyı unuttuk
Muhtaç oldugumuz kudret, damardakı asıl kanı unuttuk
Unuttukça musıbetlere gark olduk
Unuttuk beyım unuttuk
Sankı bu vatanı bedava bulduk
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Hey gıdı asırlar hey, ses versenız
Yüreklerı o günlere çevırsenız
Hey gıdı üç kıta, yedı denız
Hey gıdı uçsuz bucaksız vatan
Vatan ıçın can veren
Sımdı elın vatanında yatan
Mezarsızlarımız, sahıpsızlerımız
Garıplerımız
Yanı azız sehıtlerımız
Özür dılerız özür dılerız, özür dılerız
Velhasıl
Bız bu hale düsecek adam mıydık
Duymadıklarımızı duyduk
Görmedıklerımızı gördük
Ikı dırhem aklımız vardı
Onu da yedık bıtırdık
Frenı patlamıs kamyon gıbıyız
Allah’a havale gıdıyoruz
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Dalından kopan yaprak mısalı
Bır rüzgara kapıldık kı sormayın gıtsın
Kos koca 5000 yıllık çınar
Batının hızarına düstü
Felegın nazarına düstü
Yıgıt dıye namım vardı
Namert pazarına düstü
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Ne batılı olabıldık ne dogulu
Ikı camıı arasında kalmıs beynamaz gıbıyız
Bızı bız yapan, bıze aıt ne varsa her seyı attık
Tıpa tıp taklıt ettık, aslını yasattık
Üretmedık, tükettık, hazıra konduk hep yattık
Hazıra dag mı dayanır beyler
Ilımsız çag yakalanmaz, ılımsız kaldık
Sıg kaldık, kaldık böyle kıraç
Cıgerı bes para etmeyenlere el açtık
Ve kahretsın yasıyoruz, onlara muhtaç
Bu son lıman, bu son gemı baska yol yok
Anlayın artık anlayın
Türkün türk’ten baska dostu yok
Yardım almaya alısanlar, Emır almaya da alısırlar
Alıstılar beyım alıstılar
Üç bes kurus ıçın
Dalınız, kökünüz dedıler, açtılar
Kıyınız, kösenız dedıler, ortalıga saçtılar
Gururumu köprü ettıler, geçtıler
Ölçtüler, bıçtıler
Sah damarımı kestıler beyım kestıler
Serefe dıyerek haysıyetımı ıçtıler
Bızler gölgemızle oynasırken
Onlar daglarımızda poyraz olup estıler
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Hürrıyetın tarıfını unuttuk
Çanakkale’yı, sakarya’yı unuttuk
Unuttuk ecdadı, mazıyı unuttuk
Muhtaç oldugumuz kudret, damardakı asıl kanı unuttuk
Unuttukça musıbetlere gark olduk
Unuttuk beyım unuttuk
Sankı bu vatanı bedava bulduk
Bız bu hallere düsecek adam mıydık
Hey gıdı asırlar hey, ses versenız
Yüreklerı o günlere çevırsenız
Hey gıdı üç kıta, yedı denız
Hey gıdı uçsuz bucaksız vatan
Vatan ıçın can veren
Sımdı elın vatanında yatan
Mezarsızlarımız, sahıpsızlerımız
Garıplerımız
Yanı azız sehıtlerımız
Özür dılerız özür dılerız, özür dılerız
Velhasıl
Bız bu hale düsecek adam mıydık
HER GÜNÜM CENAZE HER GÜNÜM ŞEHiT
BUNLARIN SEBEBİ BİR İT OĞLU İT
UYAN TÜRK EVLADI UYUMA UYAN
OTUZ KUPONA ALINMADI BU VATAN
BUNLARIN SEBEBİ BİR İT OĞLU İT
UYAN TÜRK EVLADI UYUMA UYAN
OTUZ KUPONA ALINMADI BU VATAN
Ayna
Müslümanlar neden böyle perisan?
Sebebini sorup ariyor muyuz?
Bence bu isin sebebi müslüman.
Acaba farkina variyor muyuz?
Müslümanlik çünkü adimiz bizim.
Adimiz gibi mi tadimiz bizim?
Eksik mi dedimiz, kodumuz bizim?
Fitnesiz, fesatsiz duruyor muyuz?
Islamin sarti bes, Imanin alti,
Diyerek isleriz her türlü halti.
Aklimiza gelmez topragin alti.
Emaneti saglam koruyor muyuz?
Esiri olmusuz malin, servetin,
Zinanin, sehvetin, koyu giybetin,
Vatanin, milletin, dinin devletin,
En ufak işine yariyor muyuz?
Bu devirde kimin kötü hali var?
Simdi itin bile özel yali var.
Hepimizin iyi kötü mali var.
Fitreyi, zekati veriyor muyuz?
Birbirine düsman zengin ile fakir,
Birinde hamd eksik, birinde sükür,
Hepinizde ayri degisik fikir,
Birlikte üç adim yürüyor muyuz?
Elin gözünde ki çöpleri tek, tek,
Görüp gösteririz kaçirmayiz pek
Kendi gözümüzde mertek var mertek.
Biz bizdeki suçu görüyor muyuz?
Neyi ögreniyor, neyi duyuyor
Karni evde, beyni nerde doyuyor
Oglumuz, kizimiz, nasil büyüyor,
Üstüne kol kanat geriyor muyuz?
Kitabimiz Kur'an ilim kokuyor,
Kaç müslüman günde açip okuyor?
Okuyan da iste öyle okuyor.
Mânasina kafa yoruyor muyuz?
Mademki her nefis Hakk'tan hediye,
Dünya için hakki unutmak niye,
Bugün Allah için ne yaptim diye,
Aksam kendimize soruyor muyuz?
ARIF olan ham laf ezmez gardasim,
Bir destanla bu dert bitmez gardasim,
Müslümanim demek yetmez gardasim,
Müslümanca hayat sürüyor muyuz?
Müslümanlar neden böyle perisan?
Sebebini sorup ariyor muyuz?
Bence bu isin sebebi müslüman.
Acaba farkina variyor muyuz?
Müslümanlik çünkü adimiz bizim.
Adimiz gibi mi tadimiz bizim?
Eksik mi dedimiz, kodumuz bizim?
Fitnesiz, fesatsiz duruyor muyuz?
Islamin sarti bes, Imanin alti,
Diyerek isleriz her türlü halti.
Aklimiza gelmez topragin alti.
Emaneti saglam koruyor muyuz?
Esiri olmusuz malin, servetin,
Zinanin, sehvetin, koyu giybetin,
Vatanin, milletin, dinin devletin,
En ufak işine yariyor muyuz?
Bu devirde kimin kötü hali var?
Simdi itin bile özel yali var.
Hepimizin iyi kötü mali var.
Fitreyi, zekati veriyor muyuz?
Birbirine düsman zengin ile fakir,
Birinde hamd eksik, birinde sükür,
Hepinizde ayri degisik fikir,
Birlikte üç adim yürüyor muyuz?
Elin gözünde ki çöpleri tek, tek,
Görüp gösteririz kaçirmayiz pek
Kendi gözümüzde mertek var mertek.
Biz bizdeki suçu görüyor muyuz?
Neyi ögreniyor, neyi duyuyor
Karni evde, beyni nerde doyuyor
Oglumuz, kizimiz, nasil büyüyor,
Üstüne kol kanat geriyor muyuz?
Kitabimiz Kur'an ilim kokuyor,
Kaç müslüman günde açip okuyor?
Okuyan da iste öyle okuyor.
Mânasina kafa yoruyor muyuz?
Mademki her nefis Hakk'tan hediye,
Dünya için hakki unutmak niye,
Bugün Allah için ne yaptim diye,
Aksam kendimize soruyor muyuz?
ARIF olan ham laf ezmez gardasim,
Bir destanla bu dert bitmez gardasim,
Müslümanim demek yetmez gardasim,
Müslümanca hayat sürüyor muyuz?
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
Necip Fazıl Kısakürek
antoloji.com adresinden alıntıdır.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
Necip Fazıl Kısakürek
antoloji.com adresinden alıntıdır.
Dün-Bugün-Yarın
Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu,yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı…Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı.Ne yarın ne de dün!
yarını düşünmeden yaşamak_???
Can Dündar
ortopedist.org
Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu,yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı…Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı.Ne yarın ne de dün!
yarını düşünmeden yaşamak_???
Can Dündar
ortopedist.org
Kardeşi kardeşe çattıranlara
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Bizi bu duruma getirenlere
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Fakir fukarayı soyup soyana
Yetimin hakkını yiyip doyana
Devletin malını hortumlayana
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Devlet hazinesini çalanlara
Rüşveti hem verip hem alanlara
Görevi kötüye kullananlara
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Kul Kevseri yanlış şiir düzene
Yalan haber doğru diye yazana
Adam kayırana garip ezene
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Âşık Kevserî
Sözümüz meclisten dışarı haşa
Beyler gördük efendiler tanıdık
Desen ar gelecek döle uşağa
Beyler gördük efendiler tanıdık
Madem sordun ben de diyeyim amca
Af dileriz cemil cümleden önce
Velakin sohbete söze gelince
Beyler gördük efendiler tanıdık
Yeminliler bu milleti bölmeye
Karpuz gibi dilim dilim dilmeye
Dilinen parçaya pazar olmaya
Beyler gördük efendiler tanıdık
Yoklukla devleti kötürüm yapan
Milletin sırtına oturum yapan
Gelecek seçime yatırım yapan
Beyler gördük efendiler tanıdık
Çıkıp kürsülerden nutuk savuran
Konuşup meydanı kasıp kavuran
İnip Shakira'dan güzel kıvıran
Beyler gördük efendiler tanıdık
Cız etsin yüreğin diyeyimde cız
Her fırsatta alemin kızını taciz
Eder kendi avradını ilgiden aciz
Beyler gördük efendiler tanıdık
İi bulmaya gelen bayana dümdüz
Ya sarkıntılık var ya da tecavüz
Ne kadar bedava ne kadar ucuz
Beyler gördük efendiler tanıdık
Bir birine iftira baş döndüren
Ne yalanlar duydum kanı donduran
Yetimi kandıran dulu kandıran
Beyler gördük efendiler tanıdık
Burda olsalarda göstersem tek tek
Fakat sorun bunlar değil ki bir tek
Avradından başka herkese erkek
Beyler gördük efendiler tanıdık
Eveti unutup yes artık diyen
Nasıl tespit ettin pes artık diyen
Her doğru söylenmez sus artık diyen
Beyler gördük efendiler tanıdık
Mecburum demeye duyunuz bu şart
Bildiğiniz büyüklerin hepsi cart
Az da olsa mayadan mert oğlu mert
Beyler gördük efendiler tanıdık
Duy beni ablası babası genci
Duyun ruhunuza geçsin bu sancı
Bazısı oğlancı bazı sübyancı
Beyler gördük efendiler tanıdık
Bu milletin diliysen yaz geç diyen
Değil isen sazından vazgeç diyen
Suçlu isem beni de ez geç diyen
Beyler gördük efendiler tanıdık
Ey Osman'ı Osman yapan sevda ey
Izdırabın bile muhteşem bir şey
İnsan suretinde ya bilmiyom ki ney
Beyler gördük efendiler tanıdık
Osman Öztunç
(edited)
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Bizi bu duruma getirenlere
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Fakir fukarayı soyup soyana
Yetimin hakkını yiyip doyana
Devletin malını hortumlayana
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Devlet hazinesini çalanlara
Rüşveti hem verip hem alanlara
Görevi kötüye kullananlara
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Kul Kevseri yanlış şiir düzene
Yalan haber doğru diye yazana
Adam kayırana garip ezene
Yumdum gözlerimi açtım ağzımı
Âşık Kevserî
Sözümüz meclisten dışarı haşa
Beyler gördük efendiler tanıdık
Desen ar gelecek döle uşağa
Beyler gördük efendiler tanıdık
Madem sordun ben de diyeyim amca
Af dileriz cemil cümleden önce
Velakin sohbete söze gelince
Beyler gördük efendiler tanıdık
Yeminliler bu milleti bölmeye
Karpuz gibi dilim dilim dilmeye
Dilinen parçaya pazar olmaya
Beyler gördük efendiler tanıdık
Yoklukla devleti kötürüm yapan
Milletin sırtına oturum yapan
Gelecek seçime yatırım yapan
Beyler gördük efendiler tanıdık
Çıkıp kürsülerden nutuk savuran
Konuşup meydanı kasıp kavuran
İnip Shakira'dan güzel kıvıran
Beyler gördük efendiler tanıdık
Cız etsin yüreğin diyeyimde cız
Her fırsatta alemin kızını taciz
Eder kendi avradını ilgiden aciz
Beyler gördük efendiler tanıdık
İi bulmaya gelen bayana dümdüz
Ya sarkıntılık var ya da tecavüz
Ne kadar bedava ne kadar ucuz
Beyler gördük efendiler tanıdık
Bir birine iftira baş döndüren
Ne yalanlar duydum kanı donduran
Yetimi kandıran dulu kandıran
Beyler gördük efendiler tanıdık
Burda olsalarda göstersem tek tek
Fakat sorun bunlar değil ki bir tek
Avradından başka herkese erkek
Beyler gördük efendiler tanıdık
Eveti unutup yes artık diyen
Nasıl tespit ettin pes artık diyen
Her doğru söylenmez sus artık diyen
Beyler gördük efendiler tanıdık
Mecburum demeye duyunuz bu şart
Bildiğiniz büyüklerin hepsi cart
Az da olsa mayadan mert oğlu mert
Beyler gördük efendiler tanıdık
Duy beni ablası babası genci
Duyun ruhunuza geçsin bu sancı
Bazısı oğlancı bazı sübyancı
Beyler gördük efendiler tanıdık
Bu milletin diliysen yaz geç diyen
Değil isen sazından vazgeç diyen
Suçlu isem beni de ez geç diyen
Beyler gördük efendiler tanıdık
Ey Osman'ı Osman yapan sevda ey
Izdırabın bile muhteşem bir şey
İnsan suretinde ya bilmiyom ki ney
Beyler gördük efendiler tanıdık
Osman Öztunç
(edited)