Azərbaycan dili Bahasa Indonesia Bosanski Català Čeština Dansk Deutsch Eesti English Español Français Galego Hrvatski Italiano Latviešu Lietuvių Magyar Malti Mакедонски Nederlands Norsk Polski Português Português BR Românã Slovenčina Srpski Suomi Svenska Tiếng Việt Türkçe Ελληνικά Български Русский Українська Հայերեն ქართული ენა 中文
Subpage under development, new version coming soon!

Subject: Şiir-Edebiyat

2008-12-10 12:10:36
şiir güzel olmuş da ilk dörtlük sokkerle ilgili yazılmış:D
(edited)
(edited)
2008-12-10 12:11:16
:)))Localar falan :)
2008-12-10 12:11:52
Message deleted

2008-12-10 12:12:33
öyle mi :)
2008-12-10 12:13:36

Her canlıya Hak layık olan cevheri verdi
Tırtıl iki diş bulsa eğer,ormanı yerdi.
Şayet kediler haftada bir gün uçabilse;
Dünyada bütün serçelerin nesli biterdi.


bunu ilk dershaneye giderken bir yaprak testin üzerinde okumuştum gittigim dershane güvender yani fem üyesi bi dershane olmasi acısından biraz manidar
ama yinede üzerinden 7 sene gecti bu dörtlüğü hiç unutmadim :)
(edited)
2008-12-10 12:14:13
Message deleted

2008-12-10 12:33:45
Vatan vatan vatan
Kalbimdir küt küt atan
Herkese nasip eyle
Cennet bir vatan böyle

Vatan vatan vatan
Gönlümdür küt küt atan
Bir vatanın var ise
Şükret askere polise

Vatan vatan vatan
Varlığın içimi kaynatan
Uzaklarda olsamda
Kalbimdir senin için atan

Vatan vatan vatan
Çok emek verdi atan
Aç susuz gezdi ama savaş kazandı
Minnet duyman gereken toprak altında yatan

Vatan vatan vatan
Bir sürü insan var seni anlatan
Şimdiye dek yazmadıysan vatan için tek cümle
Bence bu senin hatan
2008-12-12 16:47:26
Gömlek sıkıyor işte bu sıralar.Tüm gün ettiği işkenceye ses eden yok ama tam da bu sıralar fazlaca can sıkıyor.Delirmemek elde değil ama bu bile artık sınır değil.Beyin dünya ile diğer boyutlara ruh için kapı açtığı zaman hiç de sorun değil halbuki.Beden,zaman,mekan kavramı ortadan kalktığında hisler ve şekiller rüyadakinin aynı;ama varlar,ama yoklar.El tutsada olur,tutmasada.Dil tatsada olur,tatmasada.Göz görse ne olur,görmese ne olmaz.Olmaz işte.Göz gördü bir kere.Neden gördüki?Güzel güzel varken yok olmak vardı şimdi,var ama yokken.Kaç defadır uyardım ruhumu giderken kapı pencere kontrol etsin diye.Olmadı işte yaptı yine yapacağını ve açık bıraktı pencereleri.Olan oldu;gönlüm ile kabul ama bir de bu anlar var.Lanet...bu anlar.İşte geldi,işte geçti yine.Neydiki bu
?Onca alem gördüm,onca varlık tanıdım ama bunu görmemiştim.Görmemeliydim.Şimdi bu çapraz bağlı gömlek sıkıyor,boğuyor,kudurtuyor.İçeriye birşey sızdı;büyüdü,büyüdü ve büyüdü.Benim deli halimden daha çılgın,daha marjinal.Bugün de geçti,gitti işte.Gelir yine.Ama gider yine.Her zaman olduğu gibi...
Beyler!Çıkarın şu gömleği...

NS KKTN
2008-12-12 16:57:34
Aman hocam Allah korusun.İnsanın bunları içinde hissetmesi zor olsa gerek.Eminim hissettiklerini yazabilmek rahatlatıyordur insanı.Yoksa tam tersi daha mı çok yoruyor hocam?
2008-12-12 17:01:28
Beni madde yoruyor:) Hatta öyleki duygu ve düşüncelerin maddeleşmiş hali olan kelimeler dahi yoruyor. Lakin dünya bu dünya,alem bu alem.Tutunmak icap ediyor:)
2008-12-12 17:59:41
Dediklerini düşünüyorum da hocam, maddeden yorulmuş olduğumu düşününce gerçekten içim sıkılıyor.Hele kelimeleri de duyguların maddesi olarak düşününce iş daha zor oluyor.Bunların düşüncesi bile insanın içini sıkıyor hocam.Ama dediğin gibi tutunmak tek çare.Sanırım burada tutunmaktan kasıt da maddenin içine mânâ koymak olsa gerek.İnsanın maneviyatı olmadan kendi de bir maddeden ibaret olacağı için kaçacak başka bir yeri de kalmıyor.Şükürler olsun ki düşünebilmek ve hissedebilmek var.
2008-12-12 18:02:01
TOPAL ASKER

Ey saçları "alagarson" kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık nerden hediye ?

Sen Şişli'de dansederken her gece, gündüz
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dans ederken bizler savaştık.

Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;

Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden... Hatta kendimden...
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben

Neyim? Bir hiç... işe güce yaramaz, topal...
Sen sağlamsın senin hakkın dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken... Biz de tipi, fırtına, yağmur,
Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık

Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...
Gülme bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan

Anam, babam, karım, kızım eziliyorken
Dağlar kadar yük altında... Gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda...
Ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harbederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!...
Gerçi salonlarda "yıldız" dı senin adın,
Hakkikatte fahişesin ey alçak kadın!

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzunda neden seni fuzuli çeksin?
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..

H.N.Atsız
(edited)
2008-12-12 18:06:25
Öyle:)
2008-12-12 18:09:25
Bu şiir sanırsam Sodom ve Gomore adlı yazıda olduğu gibi 20. yüzyıl mücadele yıllarında değerleri ve ruhunu işgalcilere satan kadınlara hitap ediyor.
2008-12-12 18:13:57
Onlara atfedileceği gibi 21. yüzyılda bir çok gerçek şehirde görebileceğimiz magazinlerden yakın olarak tanıdığımız hatta posterlerini duvarlarımıza sevinerek astığımız ve avuçlarımızı patlatırcasına alkışladığımız "yıldız" lara da hitap edebilir.
2008-12-13 14:48:14
Güneş batıyor.Turuncunun kızıla nazarlandığı bir vakit çarşaf gibi bir denizin gökyüzüne uzunca bir çizik attığı yerde.Kumlar ılık.Rüzgar kışa özenmiş üşütüp titretmeye çalışır bir durumda.Dokunuşları var suların kıyılara nazikçe.Sayısız köpükten ve biraz yosundan oluşmuş armağanlarıyla.Etrafta gürültülü bir sessizlik var.Doğanın bu aheste resitaline nezaketen ayak uyduran insanlar.Havada birşey var.Güzel birşey,değişik bir tat.Aroma gibi sanki;sanki oksijen atomları da bu güzel akşamüstünden etkilenip en keskin hallerini almışlar,katkıda bulunmaktalar bu güzel resitale.Ayak parmakları arasına doluşan şımarık kum taneleri.Güneş,tüm kızgınlığını attığı şu ılık saatlerde gün boyu verdiği rahatsızlığın telafisi için etrafa loş bir buğu sermiş.Yanı sıra yanmış bir tene masaj yaparcasına,okşarcasına,avuturcasına yaydıkları elektrikle rahatlık veren parmak uçları.Gülümser bir yüz.Sevgilinin uzanan dudakları.
Kapanış.Sahnede mutlu son...

NS KKTN