Azərbaycan dili Bahasa Indonesia Bosanski Català Čeština Dansk Deutsch Eesti English Español Français Galego Hrvatski Italiano Latviešu Lietuvių Magyar Malti Mакедонски Nederlands Norsk Polski Português Português BR Românã Slovenčina Srpski Suomi Svenska Tiếng Việt Türkçe Ελληνικά Български Русский Українська Հայերեն ქართული ენა 中文
Subpage under development, new version coming soon!

Subject: »Kartal Yuvası Derneği-DUYURU

2011-11-04 08:56:47
Onur sen maça gitme gittiğiniz maçlarda hep yeniliyorsunuz yada abdest al git:)
2011-11-04 09:27:14
Maccabi maçını yenersek rahat tur atlarız.
2011-11-04 10:13:36
2.yarıyı ızleyebıldım ve cok zevklı bır mactı ılk yarı nasıldı bılmıyorumm galıbıyetten dolayı bjk kutluyorumm
2011-11-04 10:29:29
Pozisyon vermeyip çok pozisyon kaçırdık.
İlk yarı daha fazla kaçırdık bence. :)
2011-11-04 11:01:34
Son dakika karambolunu arap spikerden bi dinleyin , Allah Allah diye koruyor kaleyi maşallah =))

http://video.haberturk.com/spor/video/arap-spiker-cildirdi/55482
2011-11-04 11:03:07
valla resmen şenlik gibi maçtı... son 10 dakika hariç... skorboard a bakıyorum dakika 85:00... ulan bidaha bakıyorum 85:20... bana sorsan o 20 saniye 10 dakika gibi geldi... bizim olduğumuz yerin uzak kalede son dakika pozisyonu oldu, arkadaşımın yürek dayanmadı arkasını döndü pozisyon olurkrn, bende kolundan bi sıkmışım posizyon esnasında o anı hiç hatırlamıyorum:)
2011-11-05 23:57:43
Deprem bölgesinde ''siyah-beyaz'' sevinçBeşiktaşlı taraftarların Fenerbahçe derbisinin son dakikalarında depremzedeler için sahaya attığı forma, atkı ve bereler, bölgedeki çocuklara dağıtıldı.


AA Beşiktaşlı taraftarların Fenerbahçe derbisinin son dakikalarında depremzedeler için sahaya attığı forma, atkı ve bereler Erciş'teki çadır kentte yaşayan çocuklara dağıtıldı.

Beşiktaşlı taraftarların atkı, bere ve eldivenlerin yanı sıra mont, kazak, eşofman, battaniye ve elektrikli ısıtıcıları da taşıyan tırın Van'ın Erciş ilçesine ulaşmasının ardından Türk Kızılayı görevlileri tarafından malzemelerin tasnifi yapıldı.

Daha sonra Kızılay gönüllüleri tarafından, siyah-beyazlı taraftarın deprem bölgesine gönderdiği mont, kazak forma ve eşofman takımları, Erciş'teki Yenişehir Çadır Kenti'nde yaşayan depremzede çocuklara dağıtıldı.

-3 yaşındaki Yiğit'in forma sevinci-

Kızılay gönüllülerinin ilk olarak ziyaret ettiği 112 nolu çadırda ailesi ile yaşayan 3 yaşındaki depremzede Yiğit Sebubuçin, kendisine Beşiktaş forması hediye eden görevlilere sarılarak, yaşadığı sevinci gösterdi.

Küçük depremzedenin annesi Elif Sebubuçin ise oğlunun her hangi bir takımın taraftarı olmadığını belirterek, ''Oğlum artık bu hediyelerden sonra Beşiktaşlı oldu. Çok sevinçli'' diye konuştu.
Bazı çocuklar ise çadır kentteki ''siyah-beyaz'' coşkuya ''En büyük Beşiktaş'' sloganlarıyla katıldı.

-Taraftarlar, atkı, bere ve eldivenlerini sahaya atmıştı-

Yardım kampanyası düzenleyen taraftarlar, Fenerbahçe ile oynanan karşılaşmanın son dakikalarında, depremzedelere destek için atkı, bere ve eldivenlerini sahaya atmışlardı.

Organizasyonun içinde yer alan Beşiktaş Belediyesi'nin çalışanları ise maç sonrası bu malzemeleri toplayarak Fiyapı İnönü Stadı'nın dışında bekleyen tıra taşımışlardı.

Maç sırasında atılan malzemelerin yanı sıra taraftarların karşılaşma öncesinde Kartal Yuvası Mağazalarından satın alıp, belediye çalışanlarına teslim ettiği malzemeler de tek tek kolilere konulmuştu.
2011-11-06 00:06:16
Bu arada sahaya atkı atıldı diye ceza kesilmiş Beşiktaş'a :)
2011-11-06 00:07:45
gercekten cok guzel bı dusunce oldu besıktas taraftarlafrını tebrık edıyorum cezanın nedenı mac bıtmeden atılıdıgı ıcın olabılır mac durdu cunku
2011-11-06 01:11:41
TFF ne yaptıgını bılmıyor kı artık ne ceza yada karar verırlerse kızamıyorum ıcıne edılmıs bır lıgın taraftarlarıyız hep bırlıkte.
2011-11-06 19:25:06
2 dk da 2 gol yok artık:(
2011-11-06 19:36:22
3-2 (:(:(
2011-11-10 22:51:41
Guti Meselesine Kartal Bakışı !

Basının hakkını vermek lazım. Ustalıkla yapıyorlar işlerini. Önce inceden Guti'yi antipatik bir figüre dönüştürdüler, sırt çevrildi. Şimdi basının yeni hedefi Quaresma ve Fernandes. İnceden doğramaya başladılar. Meyvelerini de aldılar. Quaresma'ya fiziksel saldırılar... Bizim yönetimden bir Allah'ın kulu da çıkıp bu adamları kollamıyor. Yıldızlarımız olmuşlar kurb...anlık koyun... Böyle giderse hiçbiri kalmaz. Aslında söyleneyecek, saydırılacak, sövülecek o kadar çok şey var ki. Fenerbahçe'de Niang evinde fuhuş yapıyor! Santos kelepçe partisinde! Kazım bahis skandalında! Bilica motorsiklet kuryeye çarpıp kaza yerinden kaçıyor! Ama bizim sporcumuza gelince mesele, gece alemde diye basın üzerine gidiyor, taraftar da sağolsun kenetlenmek yerine Guti'ye vuruyor! Renklilerin saydığım tüm skandallarını basın örtbas edip bizi bu kadar deşifre etmeye çalışıyor ve biz de susuyoruz ya, otur sıfır bizim taraftara... Bir kulübün başarısında en önemli kenetlenme hattı futbolcu-taraftar-yönetim arasındadır. Biz de tam tersi. Her alanda birbirimize düşmüşüz. Yönetim taraftarına vuruyor. Yönetim futbolcusunu kırıp geçiriyor. Taraftar futbolcusunu aşağılıyor. Taraftar yönetiminden yaka silkiyor. Resmi sitemiz bile artık işlev olarak sadece 2 fonksiyonu görüyor; 1) Başbakanla ilişkileri iyi tutmaca. 2) Herşeyi yalanlamaca. Kabusa döndü sezon, kabusa... Metris'teki 3 kartalımız aklansın, kulübün üstündeki çamur kalksın bana yeter. Şeref'in ve Hakkı'nın takımı bu sene başarılı olmasa da olur... Guti'ye geri dönersek... İzninizle, GUTI'nin Real Madrid'e veda ettiği gün bazı takım arkadaşlarının onunla ilgili övgü dolu sözlerini paylaşmak istiyorum burada. Xabi Alonso: "Guti bir dahi. O, beraber oynadığım en eşsiz futbolcu. Şu ana kadar gördüğüm en inanılmaz oyun vizyonuna sahip." Cristiano Ronaldo: "Küçük bir çocukken hayalim Guti'yle yan yana oynayabilmekti. Onun takım arkadaşı olmak benim için bir ayrıcalıktır." Zinedine Zidane: "Guti durduramayacağınız tek oyuncudur. Bunun sebebi daha kuvvetli veya hızlı olması değil, sizden daha zeki olmasıdır." Kaka: "Yeteneğinden zaten haberim vardı, ama ancak beraber oynadığınızda Guti'nin ne kadar inanılmaz bir oyuncu olduğunu fark ediyorsunuz." İşte biz böyle bir oyuncuyu kaybettik. "Yaşı 35, nasıl kazanacaktık" diyenleri 34 yaşındaki Alex'in dirilişini izlemeye davet ediyorum... Ve üstüne basa basa söylüyorum; büyük teknik direktörler problemli oyuncuyu küstürüp kalemini kırmak yerine onu kazanmaya çabalarlar. Lucescu'nun Pascal Nouma, Sergen Yalçın enkazlarını nasıl küllerinden doğurduğunu hatırlayın. Çok büyük teknik direktördün sen Luce, çok! Real Madrid 20. yüzyılın en başarılı kulübü seçildi FIFA tarafından, Guti'ye bu derece saygı duymuş. Biz hiç büyüt(e)medik! Pek azınızın bildiği bir ayrıntıdır; Guti geçen yıl okuduğum Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde lösemili çocukları tek başına ziyarete gelmişti. Yani karakteri hakkında atıp tutacak biri varsa, bu olayı ve şehit verdiğimiz günlerde bayrağımızı, gollerde armamızı öpüşünü hatırlasın... 34. Çok mu ileri bir yaş? O halde Milan'ın 38'lik Inzaghi'sine bakalım. Guti Beşiktaş için ne yaptı diyenler, yalnızca 1 sezonda 11 gol 14 asist bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Son olarak disiplin mevzusu. Pascal Nouma 2002'de gelip tesisin duvarlarına işiyordu. Sahada rakibe çelme takıp tekme atıyordu. Destekledik. Guti ise Beşiktaşlı duruşunu sahada bozacak HİÇBİR harekette bulunmadı. Tek zaafı alkol ile gece hayatı, medya ve taraftarın diline düştü. Çok sevdiğimiz, Beşiktaş'ın asi ruhu dediğimiz İlhan Mansız koltuk değnekleriyle gece kulübüne gidiyordu dostlar. Çifte standart yapmayalım. O yüzden sporcularımızın gece hayatlarına, özel yaşantılarına fazla takılmayalım, biz zaten hafiften psikopat adamları daha bi' seviyoruz. Sevgiler. Can Yücelse
(edited)
2011-11-14 17:50:39
Sergen Yalçın: Henüz 19 yaşındaydım. Çok gençtim. Deneyimsizdim. Ama genç takımdaki performansım sayesinde bir anda dikkatleri üzerime çektim. Teknik Direktör Gordon Milne‚ BJK A takımının Kıbrıs kampı kadrosunu açıkladığında dünyalar benim... oldu.

Kıbrıs´a gittik. Otele yerleştik. Tüm futbolcular odasına çekildi. Birazdan kapı çaldı. Gelen Feyyaz abiydi. "Sergen" dedi‚ "Senin odandaki TV iyi gö...steriyor mu? Bizdeki herhalde bozuk." Odamdaki TV´yi açtım. Gayet net gösteriyordu. Bunun üzerine Feyyaz abi bir istekte bulundu: "Sen TV´den anlarsın. Kafan çalışır. Şu bizim TV´ye de bir el atsana."

"Hemen abi" dedim. Kabul ettim. Ne de olsa kendimi beğendirecektim‚ şirin gözükecektim. Birlikte odasına gittik. TV´nin başına kuruldum. Başladım düğmelerle oynamaya. Oynadım‚ oynadım. Birazdan TV çok net göstermeye başladı. Feyyaz abi sevindi. Beni kutladı: "Harikasın be Sergen. Vallahi zekan müthiş. Kafan çok çalışıyor." O sırada odaya takımdaki diğer bazı futbolcular da geldi. Hepsi de becerimi görmüştü. İşin ilginç tarafı hepsi de aynı dertten mustaripmiş: "Ya Sergen bizim odaya da gelsene. Bizim TV de bozuk."

Kıracak değilim ya... Sırayla odalarına gittim. Biraz zor oldu ama tüm TV´leri düzelttim. Hepsi de çok net göstermeye başladı. Haliyle büyük övgüler aldım: "Helal olsun Sergen‚ Bir insan ancak bu kadar becerikli olur."

Fakat o anda bir şey dikkatimi çekti. Beni kutlayan futbolcular aynı zamanda kasıklarını tuta tuta gülüyordu. Pek anlayamamıştım ama... Ben de mutluydum. Görevi tam yapmanın‚ takımdaki büyüklerimin takdirini kazanmanın huzuru içindeydim.

Ama aniden Feyyaz abi ağzındaki baklayı çıkardı:
"Sergen elinin değdiği TV´ler tabii ki cam gibi gösterir. Çünkü senin kulakların çanak anten gibi."
Yıkıldım. Kahroldum. Meğer odalardaki TV´ler bozuk filan değilmiş. Ayarını bilerek bozmuşlar. :D :D :D


2011-11-15 23:08:03
:)))
Muzipliğinde bu kadarına pes :)))
2011-11-15 23:08:41