Subpage under development, new version coming soon!
Subject: 10 Kasım
aslann [del] to
All
[URL=http://imageshack.us][/URL]
09:05
.............................................................................................................
09:05
.............................................................................................................
Mekanı cennet olsun, O'ndan Allah razı olsun..
Mustafa Kemal Atatürk’ün Vefatı.
1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal Atatürk, Harp Okulu yıllarından başlayarak memleketin sorunları ile ilgilenmeye başlamıştır. Küçük yaşlardan itibaren zorlu bir yaşam savaşına atılan Atatürk, subaylığının ilk yıllarında II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı çıktığı için, sürgüne gönderildiği Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmuştur. Bu cemiyet 1907 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşerek İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olmuştur.Mustafa Kemal, Trablusgarb, Balkan savaşları, I. Dünya savaşı sırasında cephede de önemli görevler üstlenerek, düşmana karşı başarılar sağlamıştır. Siyaset, askerlik, eğitim gibi toplum yaşamının hemen her alanında etkin rol oynamak durumunda olmuştur. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nda ise, büyük yokluklara ve sıkıntılara rağmen, hem memleket içindeki isyancılara hem de üç yıl amansız bir mücadele verilmiştir. Bağımsızlık savaşı ile birlikte devrim hareketleri de başlamış ve aralıksız on beş yıl sürmüştür.
Mustafa Kemal, Ulusal Bağımsızlık Savaşını başlattığı sıralarda 38 yaşında genç bir generaldir.Türk ulusuna bağımsızlığını kazandırıp, yeni bağımsız bir devlet kuruncaya kadar çok çalışmış ve yaşına göre oldukça yıpranmıştır. Bu zorlu yaşamın biriktirdiği rahatsızlıklar, 56 yaşında iken ortaya çıkmaya başlamıştır. Ancak rahatsızlığının verdiği acılara karşın devlet işlerini aksatmamıştır. Doktorların dinlenme önerilerine karşın, devlet işlerini çözümlemek yolunda gösterdiği çabalar, rahatsızlığının daha çok artmasına neden olmuştur. Bu dönemde Atatürk’ün üzerinde durduğu konular; Hatay sorunu, toprak reformu, sanayileşme, halkın geçim düzeyinin yükseltilmesi, eğitim- öğretim ve dış politika konularıdır. Atatürk’ün rahatsızlığı 1 Ekim 1938’de daha da artarak komaya girmiştir. Bu ağır komadan çıktıktan sonra, Başbakan Celal Bayar’a TBMM’de okuyacağı metni yazdırmış, son olarak da 5 Kasım’da devlet işleri hakkında başbakandan bilgi almıştır. 8 Kasım’da tekrar ağır bir komaya giren Atatürk, 10 Kasım 1938’de saat dokuzu beş geçe yaşama gözlerini yummuştur. Atasının ölümüyle büyük yasa boğulan Türk ulusu, 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı’nın önünde Ona son defa saygı duruşunda bulunmuştur. Atatürk’ün bayrağa sarılı tabutu 19 Kasım’da Sarayburnu’dan Zafer torpidosuna konulmuş, oradan da Çanakkale savaşlarının efsane gemisi Yavuz zıhlısına alınmıştır. Yavuz zırhlısıyla önce İzmit’e, sonrada özel bir trenle Ankara’ya götürülmüştür. Atatürk’ün cenazesi 21 Kasım’a kadar TBMM’nin önünde halkın saygı geçişine açılmıştır. 21 Kasım 1938’de ise,Atatürk’e yapılan cenaze törenine bütün dünya devletlerinin temsilcileri ve bunlara ait birer askeri birlik hazır bulunmuştur. Atatürk’ün cenazesi geçici olarak Etnografya müzesine götürülmüş, buradan on beş yıl sonra, 10 Kasım 1953’te görkemli bir törenle Anıtkabir’de toprağa verilmiştir.
İstiklal güneş gibi hür alnımda parıldar
Nabzımda ateş gibi fatihlerden bir kan var
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
İnsanlıkla ün aldı tarihinde bu millet
Atamdan eser kaldı ülkümüz Cumhuriyet
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
Zaferlerle doldurdun ömrünü her cephede
Sönmeyen ışık oldun şimdi Anıttepede
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal Atatürk, Harp Okulu yıllarından başlayarak memleketin sorunları ile ilgilenmeye başlamıştır. Küçük yaşlardan itibaren zorlu bir yaşam savaşına atılan Atatürk, subaylığının ilk yıllarında II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı çıktığı için, sürgüne gönderildiği Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmuştur. Bu cemiyet 1907 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşerek İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olmuştur.Mustafa Kemal, Trablusgarb, Balkan savaşları, I. Dünya savaşı sırasında cephede de önemli görevler üstlenerek, düşmana karşı başarılar sağlamıştır. Siyaset, askerlik, eğitim gibi toplum yaşamının hemen her alanında etkin rol oynamak durumunda olmuştur. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nda ise, büyük yokluklara ve sıkıntılara rağmen, hem memleket içindeki isyancılara hem de üç yıl amansız bir mücadele verilmiştir. Bağımsızlık savaşı ile birlikte devrim hareketleri de başlamış ve aralıksız on beş yıl sürmüştür.
Mustafa Kemal, Ulusal Bağımsızlık Savaşını başlattığı sıralarda 38 yaşında genç bir generaldir.Türk ulusuna bağımsızlığını kazandırıp, yeni bağımsız bir devlet kuruncaya kadar çok çalışmış ve yaşına göre oldukça yıpranmıştır. Bu zorlu yaşamın biriktirdiği rahatsızlıklar, 56 yaşında iken ortaya çıkmaya başlamıştır. Ancak rahatsızlığının verdiği acılara karşın devlet işlerini aksatmamıştır. Doktorların dinlenme önerilerine karşın, devlet işlerini çözümlemek yolunda gösterdiği çabalar, rahatsızlığının daha çok artmasına neden olmuştur. Bu dönemde Atatürk’ün üzerinde durduğu konular; Hatay sorunu, toprak reformu, sanayileşme, halkın geçim düzeyinin yükseltilmesi, eğitim- öğretim ve dış politika konularıdır. Atatürk’ün rahatsızlığı 1 Ekim 1938’de daha da artarak komaya girmiştir. Bu ağır komadan çıktıktan sonra, Başbakan Celal Bayar’a TBMM’de okuyacağı metni yazdırmış, son olarak da 5 Kasım’da devlet işleri hakkında başbakandan bilgi almıştır. 8 Kasım’da tekrar ağır bir komaya giren Atatürk, 10 Kasım 1938’de saat dokuzu beş geçe yaşama gözlerini yummuştur. Atasının ölümüyle büyük yasa boğulan Türk ulusu, 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı’nın önünde Ona son defa saygı duruşunda bulunmuştur. Atatürk’ün bayrağa sarılı tabutu 19 Kasım’da Sarayburnu’dan Zafer torpidosuna konulmuş, oradan da Çanakkale savaşlarının efsane gemisi Yavuz zıhlısına alınmıştır. Yavuz zırhlısıyla önce İzmit’e, sonrada özel bir trenle Ankara’ya götürülmüştür. Atatürk’ün cenazesi 21 Kasım’a kadar TBMM’nin önünde halkın saygı geçişine açılmıştır. 21 Kasım 1938’de ise,Atatürk’e yapılan cenaze törenine bütün dünya devletlerinin temsilcileri ve bunlara ait birer askeri birlik hazır bulunmuştur. Atatürk’ün cenazesi geçici olarak Etnografya müzesine götürülmüş, buradan on beş yıl sonra, 10 Kasım 1953’te görkemli bir törenle Anıtkabir’de toprağa verilmiştir.
İstiklal güneş gibi hür alnımda parıldar
Nabzımda ateş gibi fatihlerden bir kan var
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
İnsanlıkla ün aldı tarihinde bu millet
Atamdan eser kaldı ülkümüz Cumhuriyet
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
Zaferlerle doldurdun ömrünü her cephede
Sönmeyen ışık oldun şimdi Anıttepede
Atam sen rahat uyu, yolcusuyuz biz hürriyetin
Atam sen rahat uyu, bekçisiyiz Cumhuriyetin
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız... Önderimize dil uzatanlar, saçma sapan konuşanlar bunu bilsin öğrensin. İster 70 ister 270 yıl olsun o her zaman bizimle. Atam sen rahat uyu biz bu vatanı bırakmıyacağız !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' Daniel Dumoulin
Allah rahmet eylesin.Atamızı saygıyla anıyoruz.
Allah rahmet eylesin Ata'm :)...
İyi ki vardın...
İyi ki vardın...