Subpage under development, new version coming soon!
Subject: fıkraaaa
fakir ve pejmürde temel, fireni tutmaz, külüstür arabasıyla, kırmızı ışıkta duran son model mersedese arkadan çarpmış, mersedesin sahibi aşağı inmiş, bir temele bir de arabasına bakmış ve temelin haline acıyarak gitmesine izin vermiş. ikinci ışıkta temel yine arkadan çarpmış, adam bakmış ki temel,kafasını sallayarak ya sabır demiş ama yoluna devam etmiş, üçüncü ışıkta temel yine çarpmış, bu kez temel arabadan kafasını çıkararak, devam et abi benim benim demiş.
Amerika'da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak istiyor.
Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor.
Tezgahtar koşarak müdüre çıkıyor:
- "Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor "der demez şöyle bir
arkasına dönünce ne görsün !!
Müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor...
Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ediyor:
- "Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim..."
Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.
Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:
- "Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?"
- "Brezilya'lıyım efendim..."
- "Amerika'ya niye geldin?"
- "Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, ya da
futbolcu oluyor..."
- "Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı...!!!"
- "Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor???
Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor.
Tezgahtar koşarak müdüre çıkıyor:
- "Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor "der demez şöyle bir
arkasına dönünce ne görsün !!
Müşteri arkasından gelmiş, ensesinde duruyor...
Tezgahtar hemen müşteriyi işaret ediyor:
- "Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim..."
Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar.
Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor:
- "Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen?"
- "Brezilya'lıyım efendim..."
- "Amerika'ya niye geldin?"
- "Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe, ya da
futbolcu oluyor..."
- "Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı...!!!"
- "Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor???
Kimin askeri daha cesur yarışması varmış. Karacıların komutanı: - "Oğlum şu tankın altına atla!", demiş. Asker atlamış ölmüş. Havacıların komutanı: - "Oğlum şu uçaktan betona paraşütsüz atla!", demiş. Asker ölmüş. Denizcilerin komutanı: - "Oğlum şu geminin altına gir!", demiş. Asker: - "Naah atlarım", demiş.
Denizci komutanı diğer komutanlara dönüp: - "Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor!"
Denizci komutanı diğer komutanlara dönüp: - "Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor!"
AKILLI - DELI - SALAK
Adamin lastigi tam timarhanenin önünde patlamis,kaldirima ancak
yanasabilmis.
Sonraki islem malum... Kriko, stepne, bijon anahtari derken, birde bunlarin
yanina talihsizlik eklenince,
söktügü 4 adet bijon yuvarlanip yagmur mazgalina düser.
Mazgal açilir gibi degil, bijonlar görünür gibi degil.
Talihsiz sürücü bir sagina bakar, bir soluna bakar, çaresiz duygular içinde
kaderiyle basbasa, kaldirima
çöker.
Olayi en basindan beri timarhanenin demir parmaklikli penceresinden izleyen
bir deli,çaresiz adamin halini bir süre daha aciyarak izledikten sonra
seslenir;
- Ulan salaaak! Sen ne yapiyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladi ve degistirirken bijonlari mazgala
düsürdüm.
- Düsündügün seye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane sök hepsi 3 bijonlu
olsun.
Adam bir lastiklere bakar birde deliye ve hemen ise girisir. Herseyi
tamamlayip bagaj kapagini kapatan
sürücünün akli deliye takilir.
Arabasina binmeden evvel döner dikkatli dikkatli adama bakar. Akil
hastanesindeki adama seslenir:
-Senin ne isin var timarhanede? diye sorar
- Biz burada 'delilik'ten yatiyoruz kardesim, salaklik 'tan degil.
Adamin lastigi tam timarhanenin önünde patlamis,kaldirima ancak
yanasabilmis.
Sonraki islem malum... Kriko, stepne, bijon anahtari derken, birde bunlarin
yanina talihsizlik eklenince,
söktügü 4 adet bijon yuvarlanip yagmur mazgalina düser.
Mazgal açilir gibi degil, bijonlar görünür gibi degil.
Talihsiz sürücü bir sagina bakar, bir soluna bakar, çaresiz duygular içinde
kaderiyle basbasa, kaldirima
çöker.
Olayi en basindan beri timarhanenin demir parmaklikli penceresinden izleyen
bir deli,çaresiz adamin halini bir süre daha aciyarak izledikten sonra
seslenir;
- Ulan salaaak! Sen ne yapiyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladi ve degistirirken bijonlari mazgala
düsürdüm.
- Düsündügün seye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane sök hepsi 3 bijonlu
olsun.
Adam bir lastiklere bakar birde deliye ve hemen ise girisir. Herseyi
tamamlayip bagaj kapagini kapatan
sürücünün akli deliye takilir.
Arabasina binmeden evvel döner dikkatli dikkatli adama bakar. Akil
hastanesindeki adama seslenir:
-Senin ne isin var timarhanede? diye sorar
- Biz burada 'delilik'ten yatiyoruz kardesim, salaklik 'tan degil.
adamın biri hergün işine giderken boş arazinin yanından geçiyormuş , boş arazinin üzerinde de bir kuyu yanında da bir deli varmış , deli sürekli olarak '98 , 98 , 98 ...' diyormuş. adam hergün buradan geçiyor ve deli sürekli olarak '98 , 98 , 98...' demeye devam ediyormuş , adam sonunda gidip sormaya karar vermiş.'yav sen niye sürekli olarak 98,98,98 diyosun ' demiş , deli almış adamı kuyuya atmış , sonra başlamış '99 , 99 ,99 ...'
bush bi okula gider ve bir sınıfa girer ögrencilere bi sorunuz varmı diye sorar. toni kalkar ayağa üç sorun war der.
-birincisi ankentlerden düşük oy almanıza rağmen sandıktan nasıl birinci çıktınız.
-ikincisi terör terör diyosunuz japonya ya atılan bombalar en büyük terör değilmidir.
-üçüncü nükleer silah diye ıraka girdiniz bi şey çıkmadı ne diyeceksiniz.
toni sorusunu bitir bitirmez zil çalar ögrenciler tenefuse çıkar tekrar gelimdiğinde coni isimni ögrenci ayağa kalkar benim beş sorun var.
-birincisi ankentlerden düşük oy almanıza rağmen sandıktan nasıl birinci çıktınız.
-ikincisi terör terör diyosunuz japonya ya atılan bombalar en büyük terör değilmidir.
-üçüncü nükleer silah diye ıraka girdiniz bi şey çıkmadı ne diyeceksiniz.
-dördüncüsü tenefuz zili niye yarım saat önce caldı
-beşincisi toni nerde.
-birincisi ankentlerden düşük oy almanıza rağmen sandıktan nasıl birinci çıktınız.
-ikincisi terör terör diyosunuz japonya ya atılan bombalar en büyük terör değilmidir.
-üçüncü nükleer silah diye ıraka girdiniz bi şey çıkmadı ne diyeceksiniz.
toni sorusunu bitir bitirmez zil çalar ögrenciler tenefuse çıkar tekrar gelimdiğinde coni isimni ögrenci ayağa kalkar benim beş sorun var.
-birincisi ankentlerden düşük oy almanıza rağmen sandıktan nasıl birinci çıktınız.
-ikincisi terör terör diyosunuz japonya ya atılan bombalar en büyük terör değilmidir.
-üçüncü nükleer silah diye ıraka girdiniz bi şey çıkmadı ne diyeceksiniz.
-dördüncüsü tenefuz zili niye yarım saat önce caldı
-beşincisi toni nerde.
çocuk akşam eve gelmiş ve babasına ;
"baba hayat bilgisi dersinde yonetimleri işliyoruz, bana demokrasiyi anlatır mısın? " demiş.
babası; "anlatmasına anlatırım yavrum, ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor." demiş. "bak şimdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum,
ben kapitalistim. paranın nasıl harcanacağına annen karar verir, o hükümet. hepimiz senin için yaşıyoruz, sen halksın. beşikteki kardeşin, gelecek. hizmetçimiz ise işçi sınıfı. sen bunları öğren. ben sabah sana demokrasiyi anlatırım" demiş.
gece çocuk uyanmış bir bakmış ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve
durmadan ağlıyor. hemen anne ve babasının odasına gitmis.
annesi horul horul uyuyor. uyandırmaya çalışmış ama başaramamış.
babası yatakta değil, geçerken hizmetçinin odasına bir bakmış ki
hizmetçiyle babası sevişiyor. çaresiz dönüp yatmış.
ertesi sabah babası "gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım." demiş.
çocuk: "gerek yok baba, ben artık biliyorum" yanıtını vermiş ve
anlatmış; "kapitalistler işçi sınıfını becerirken hükümet uyuyor,
halk endişeli, gelecek ise bok içinde."
"baba hayat bilgisi dersinde yonetimleri işliyoruz, bana demokrasiyi anlatır mısın? " demiş.
babası; "anlatmasına anlatırım yavrum, ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor." demiş. "bak şimdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum,
ben kapitalistim. paranın nasıl harcanacağına annen karar verir, o hükümet. hepimiz senin için yaşıyoruz, sen halksın. beşikteki kardeşin, gelecek. hizmetçimiz ise işçi sınıfı. sen bunları öğren. ben sabah sana demokrasiyi anlatırım" demiş.
gece çocuk uyanmış bir bakmış ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve
durmadan ağlıyor. hemen anne ve babasının odasına gitmis.
annesi horul horul uyuyor. uyandırmaya çalışmış ama başaramamış.
babası yatakta değil, geçerken hizmetçinin odasına bir bakmış ki
hizmetçiyle babası sevişiyor. çaresiz dönüp yatmış.
ertesi sabah babası "gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım." demiş.
çocuk: "gerek yok baba, ben artık biliyorum" yanıtını vermiş ve
anlatmış; "kapitalistler işçi sınıfını becerirken hükümet uyuyor,
halk endişeli, gelecek ise bok içinde."