Subpage under development, new version coming soon!
Subject: fıkraaaa
Devlet bir gün, geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak bir bekçi işe almaya karar verir. Bir süre sonra düşünülür ;
``Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak`` Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra ``İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz`` diye düşünülerek iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar .
Bir süre sonra `` Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek `` diye tartışılır ve bir muhasebeci şefi, bir katip, bir de istatikçi işe alınır.
Bir süre sonra ; ``Peki bunlardan kim sorumlu olacak.`` Diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır ...
``Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak`` Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra ``İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz`` diye düşünülerek iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar .
Bir süre sonra `` Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek `` diye tartışılır ve bir muhasebeci şefi, bir katip, bir de istatikçi işe alınır.
Bir süre sonra ; ``Peki bunlardan kim sorumlu olacak.`` Diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır ...
Yani hocam günümüzde al gülüm ver gülüm ortamını daha iyi mizahlayıp anlatacak bunun gibi bir fıkra daha olamazdı diye düşünüyorum, gülerken düşündüren bir fıkra oldu çok güzeldi...
Öğretmen derste sormuş:"çoçuklar kalkan balığı neden yassıdır?"Küçük Can parmak kaldırmış..."Hocam bana amcam anlatmıştı,balinanın biri onu becerirken yassılaşmış"öğretmen çok kızmış ve bağırmış..."Bir daha böyle söylersen seni sınıftan atarım!..."
Ertesi gün öğretmen gene sormuş..."istakozun gözleri niye dışarı fırlamış gibi patlak patlaktır?..."Küçük Can gene parmak kladırmış..."Hocam amcam onuda anlattı.O sırada İstakoz da ordaymış..."
Ertesi gün öğretmen gene sormuş..."istakozun gözleri niye dışarı fırlamış gibi patlak patlaktır?..."Küçük Can gene parmak kladırmış..."Hocam amcam onuda anlattı.O sırada İstakoz da ordaymış..."
Amerika'da haydutluk okuluna yeni katılan bir çocuk,deneyimlilerle birlikte ilk tecrübesini yaşamak için işe çıkar.İlk durak bir markettir ve şefleri : "Kasadaki bütün paraları alın der" ama yeni gelen çocuk: " Burası benim tanıdığım birisinin..Etme eyleme" der.Diğer bütün haydutlar hep bir ağızdan: " Sen sus, şef ne derse o olur!"derler.
İkinci durakları bir posta aracıdır.Şef " Postacıdaki bütün paraları alın" dedikten sonra yine o çocuk atılır ve diğer haydutlar gene "Sen sus, şef ne derse o olur" derler.
Sıra son işe gelmiştir.Şef, kasabadaki bütün kadınlara tecavüz edilmesini emreder.Çocuk arabada gördüğü yaşlı nineyi korumak ister ve atılır : "Teyze yaşlı,yapmayın günahtır."der.Yaşlı teyze hemen atılır : "Sen sus, şef ne derse o olur!!!"
İkinci durakları bir posta aracıdır.Şef " Postacıdaki bütün paraları alın" dedikten sonra yine o çocuk atılır ve diğer haydutlar gene "Sen sus, şef ne derse o olur" derler.
Sıra son işe gelmiştir.Şef, kasabadaki bütün kadınlara tecavüz edilmesini emreder.Çocuk arabada gördüğü yaşlı nineyi korumak ister ve atılır : "Teyze yaşlı,yapmayın günahtır."der.Yaşlı teyze hemen atılır : "Sen sus, şef ne derse o olur!!!"