Subpage under development, new version coming soon!
Subject: memleketlerimiz nereler?_?
hiç çorum yok sanırım bende çorumluyum kahraman olan tarafından:D
Şarkısı bilem var dersimliler diye ;)) demek tuncelinin eski adıymış bende yeni öğrendim iyi oldu ;))
Dersim Tunceli nin eski adıdır ve ''gümüş kapı'' anlamına gelmektedir.1938 yılındaki Dünyanın en büyük 20 ayaklanmasından biri olan 1938 yılı Dersim(tunceli) ayaklanması sonrası ülkenin en sorgulayan ili ve okuma oranı en yüksek il olduğu için,yapılan haksızlıklar ve izlenen yanlış politika nedeniyle bir ayaklanma çıktı.Resmi verilere göre 200.000 ve gayr-ı resmi verilere göre de 450.000 kürt ve zaza öldürülmüştür(siyaset yapmak için söylemiyorum,yalnızca bilgi olsun diye).
İşte;Atatürk,bu ayklanmanın izlerinin silinmesi için Dersimin adını değiştirdi ve yeni ismi kendisi buldu.Tunç gibi insanların yaşadığı yer anlamına gelen Tunceli(Tunç-Eli) ismini koydu.
İşte;Atatürk,bu ayklanmanın izlerinin silinmesi için Dersimin adını değiştirdi ve yeni ismi kendisi buldu.Tunç gibi insanların yaşadığı yer anlamına gelen Tunceli(Tunç-Eli) ismini koydu.
Iste Dersim Gercegi
Gezilerimde zaman zaman karşıma çıkan bir soru var:
"Dersim isynanının arkasındaki gerçek nedir?"
Özellikle gençlerden gelen bir soru bu.
Gençler, inançlarını savunuyorlar. Bilgileri dışındaki sorularla karşılaştıklarında da, yanıtlarını gazete köşelerinde verilmesini istiyorlar...Hem kendileri, hem de kendileri gibi bilmeyenler öğrensin diye.
Doğu ve Güneydoğu'daki başkaldırmalar içinde iki tane iki tanesi önemli: Şeyh Sait ayaklanması ile Dersim ayaklanması.
Şey Sait ayaklanmasının arkasında İngiltere vardı.
İngiltere'nin amacı, bu ayaklanma sayesinde, Musul üzerindeki isteklerini Türkiye'ye kabul ettirmekti. Kuzey Irak petrollerini kendi denetimi altına almaktı.
"Din elden gidiyor" görünümü altındaki ayaklanma bastırıldı. Ama İngiliz emperyalizmi de amacına ulaşmış oldu.
Gerek Moskova, gerekse Türkiye komünistleri, Şeyh Sait ayaklanmasına ( 1925 ) destek vermediler. Komintern ( Komünist Enternasyonal ) belgelerinde; bu tutumun nedenleri şöyle açıklanıyor:
"Mustafa Kemal, genel olarak ulusal kurtuluş hareketini temsil etmekte ve Türkiye'nin demokratlaşması ve feodal kalıntılar ile Müslüman din adamlarının etkisinden kurtarılması için çalışmaktadır. Kemal'e karşı, ilk olarak emperyalizm, ikinci olarak feodal ağalar, üçüncü olarak din adamları ve dördüncü olarak liman şehirlerinin yabancı sermayeye bağlı ticaret burjuvazisi mücadele etmektedir."
Dersim, bugünkü Tunceli'nin eski adı. Ve Dersim tarihi, ayaklanmalarla dolu.
Padişahlara karşı ayaklanmışlar. Meşrutiyette ayaklanmışlar. Jön Türk hareketinde ayaklanmışlar. Sonuncu olarak da cumhuriyet yönetimine karşı ayaklanmışlar.
Kimler bunlar?
Osmanlının bile Tımar sistemine dahil edemediği şeyhler, ağalar, aşiret resileri... Yani yargı da kendileri olan, vergiyi de kendileri toplayan gençleri askere yollamayıp kendi muhafızları yapan, haydut çeteleri oluşturan feodal güçler.. Derebeyleri.
Niçin ayaklanıyorlar?
Bu geri düzen değiştirilmek istendiği için.
Komintern belgelerinde ( 1937 ), son Dersim ayaklanmasına neden olan ortam şöyle anlatılıyor.[1]
"Feodal unsurlar, Kemalist parti tarafından gerçekleştirilen reformlara rağmen, bugüne kadar ülkenin bu sapa bölgesinde barınmayı başarmışlardır... Dersim, Türkiye'nin ulusal ekonomisinin dışında kalmaktaydı. Öyleki başka bir vilyetten hiçbir tüccar, Dersim'de iş yapmayı göze alamazdı. Devletin Dersim'de askerlik yükümlülüğünü gerçekleştirmesi ve yasal vergileri toplaması, bugüne kadar mümkün olmamıştır."
Ve ekleniyor:
"İsyanın arefesinde tapu kadastro idaresi, feodal aşiret reislerinin elinde bulunan halka ait malların incelenmesi ve saptanmasına ilişkin hükümet önlemlerini uygulamaya başlamıştı. Bu durumda feodalizm, kendi yasadışı egemenliğinin iktisadi temellerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hissetti. İşte, özellikle bu önlem, isyana yol açan neden olmuştur."
Son Dersim ayaklanmasının çok kanlı bir biçimde bastırıldığı doğrudur. Hareketi yöneten komutanın, bu nedenle görevden alındığı da bilinmektedir. Ama Dersim ayaklanması nedeni ile Atatürk'ü ve Kemalizmi suçlamaya çalışanların öncelikle şu soruyu yanıtlamaları gerekir:
"Suçlamalar doğru ise Tunceli - yani Dersim - niçin yıllar boyu Atatürk'ün partisine oy vermiştir? Türkiye'de Kemalist partiye - ya da başka bir partiye - verilen oyların yüzde 70'leri aştığı başka bir il var mıdır?"
İşte Dersim gerçeği!.. Gerisi "laf-ı güzal."
ataturk.turkforum.net alıntıdır...
Gezilerimde zaman zaman karşıma çıkan bir soru var:
"Dersim isynanının arkasındaki gerçek nedir?"
Özellikle gençlerden gelen bir soru bu.
Gençler, inançlarını savunuyorlar. Bilgileri dışındaki sorularla karşılaştıklarında da, yanıtlarını gazete köşelerinde verilmesini istiyorlar...Hem kendileri, hem de kendileri gibi bilmeyenler öğrensin diye.
Doğu ve Güneydoğu'daki başkaldırmalar içinde iki tane iki tanesi önemli: Şeyh Sait ayaklanması ile Dersim ayaklanması.
Şey Sait ayaklanmasının arkasında İngiltere vardı.
İngiltere'nin amacı, bu ayaklanma sayesinde, Musul üzerindeki isteklerini Türkiye'ye kabul ettirmekti. Kuzey Irak petrollerini kendi denetimi altına almaktı.
"Din elden gidiyor" görünümü altındaki ayaklanma bastırıldı. Ama İngiliz emperyalizmi de amacına ulaşmış oldu.
Gerek Moskova, gerekse Türkiye komünistleri, Şeyh Sait ayaklanmasına ( 1925 ) destek vermediler. Komintern ( Komünist Enternasyonal ) belgelerinde; bu tutumun nedenleri şöyle açıklanıyor:
"Mustafa Kemal, genel olarak ulusal kurtuluş hareketini temsil etmekte ve Türkiye'nin demokratlaşması ve feodal kalıntılar ile Müslüman din adamlarının etkisinden kurtarılması için çalışmaktadır. Kemal'e karşı, ilk olarak emperyalizm, ikinci olarak feodal ağalar, üçüncü olarak din adamları ve dördüncü olarak liman şehirlerinin yabancı sermayeye bağlı ticaret burjuvazisi mücadele etmektedir."
Dersim, bugünkü Tunceli'nin eski adı. Ve Dersim tarihi, ayaklanmalarla dolu.
Padişahlara karşı ayaklanmışlar. Meşrutiyette ayaklanmışlar. Jön Türk hareketinde ayaklanmışlar. Sonuncu olarak da cumhuriyet yönetimine karşı ayaklanmışlar.
Kimler bunlar?
Osmanlının bile Tımar sistemine dahil edemediği şeyhler, ağalar, aşiret resileri... Yani yargı da kendileri olan, vergiyi de kendileri toplayan gençleri askere yollamayıp kendi muhafızları yapan, haydut çeteleri oluşturan feodal güçler.. Derebeyleri.
Niçin ayaklanıyorlar?
Bu geri düzen değiştirilmek istendiği için.
Komintern belgelerinde ( 1937 ), son Dersim ayaklanmasına neden olan ortam şöyle anlatılıyor.[1]
"Feodal unsurlar, Kemalist parti tarafından gerçekleştirilen reformlara rağmen, bugüne kadar ülkenin bu sapa bölgesinde barınmayı başarmışlardır... Dersim, Türkiye'nin ulusal ekonomisinin dışında kalmaktaydı. Öyleki başka bir vilyetten hiçbir tüccar, Dersim'de iş yapmayı göze alamazdı. Devletin Dersim'de askerlik yükümlülüğünü gerçekleştirmesi ve yasal vergileri toplaması, bugüne kadar mümkün olmamıştır."
Ve ekleniyor:
"İsyanın arefesinde tapu kadastro idaresi, feodal aşiret reislerinin elinde bulunan halka ait malların incelenmesi ve saptanmasına ilişkin hükümet önlemlerini uygulamaya başlamıştı. Bu durumda feodalizm, kendi yasadışı egemenliğinin iktisadi temellerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hissetti. İşte, özellikle bu önlem, isyana yol açan neden olmuştur."
Son Dersim ayaklanmasının çok kanlı bir biçimde bastırıldığı doğrudur. Hareketi yöneten komutanın, bu nedenle görevden alındığı da bilinmektedir. Ama Dersim ayaklanması nedeni ile Atatürk'ü ve Kemalizmi suçlamaya çalışanların öncelikle şu soruyu yanıtlamaları gerekir:
"Suçlamalar doğru ise Tunceli - yani Dersim - niçin yıllar boyu Atatürk'ün partisine oy vermiştir? Türkiye'de Kemalist partiye - ya da başka bir partiye - verilen oyların yüzde 70'leri aştığı başka bir il var mıdır?"
İşte Dersim gerçeği!.. Gerisi "laf-ı güzal."
ataturk.turkforum.net alıntıdır...
Çok güzel bir yazı.Herşeyi basit bir biçimde gözler önüne seriyor :) Birilerinin 'Türklerin Kara Listesi' başlığı adı atlında topladıkları (sözde) Ermeni Soykırım vs. gibi karalamalardan bir örnek daha :) Arkanda kimse olmayınca tabi,vurun abalıya... Kimse ellerindeki kana bakmaz da burnun kanasa mendile silsen,katliamın izlerine delil olarak sunulur.Neymiş bu Türkler be :)...
'İşte Dersim Gerçeği' adı altındaki bu hikayeyi okuduğumda,içimden ''çok yazık'' dedim.Çünkü,hiçbir doğru bilgi yok.Yalnızca karalama politikası.
Sana göre çok basit bi şekilde gözler önüne seriyor.Çünkü sen yıllarca sormadın,sorgulamadın.2-3 çapulcunun yazdığı hikayeye inanmaya devam et.
:)
Ya ya tabi...Bu hikaye ise,başka masallara da karnımız tok.Herşey ortada.Orada bahsedilen feodal düzen bugün bile en basidinden aşiret düğünlerinde görünebiliyor.Ellerde kalaşnikoflu bekçiler,takılan kilolarca altın,saçılan dolarlar,aşiret 'reisleri' vs... :)
Ya ya tabi...Bu hikaye ise,başka masallara da karnımız tok.Herşey ortada.Orada bahsedilen feodal düzen bugün bile en basidinden aşiret düğünlerinde görünebiliyor.Ellerde kalaşnikoflu bekçiler,takılan kilolarca altın,saçılan dolarlar,aşiret 'reisleri' vs... :)
Ayrıca o yazı karalama politikasıysa senin verdiğin bilgiler(!) neyin nesi? Tabi kimine geri kendi doğruları insanın hayatın gerçekleridir... Neyse sen de yaz,karala,tükür,at sorun olmaz. Bugün DTP aynı lakırdıların farklı biçimlerini döktürüyor zaten yok bunlar Filistinliler gibiymiş de,şöyle olmuş da falan da fıstık... Yaz yaz sen de yaz demokrasi var :)
Sen daha feodal düzenin ne demek olduğunu bilmiyorsun,düğündeki takılarla bi alakası yok.Sen evlendiğin zaman sana takılan takıları almayacak mısın?Siz feodalistsiniz mi diyeceksin.O yüzden şimdi google a feodal düzen yaz,sonra ne olduğunu anla.daha sonra da Tunceli'yi düşün,düşün,düşün.Daha sonra anlaycaksın ki,Atatürk'ün partisine bu kadar sahip çıkan,okuma oranı olarak 1.sırada olan,dinine,kültürüne bu kadar önem veren bir ilimize haksızlık yapmışım diyeceksin.
Ben para takılması durumuna mı söyledim :D Ya neyse onu bile ayırt edememişsin hiç eklemeler yapmama gerek yok anlayan anladı ;) Çok basit bir örnek verdim sen tutun bastonu ucundan yürümeye çalıştın bir de hesabını bana sordun'bununla yürünür mü kardeşim?' diye...
Ayrıca bak orda sadece Atatürk'ten bahsetmiyor...Tunceli'de çıkan bizim bilmediğimiz nice ayaklanmalardan birkaç kelime ile dem vurmuş.Zaten ona haksızlık,buna adaletsizlik,onu ezmek,bunu tokatlamak :) Memlekette herkes refah içinde yaşadı gitti ya neyse bu 'hikayenin' ötesi berisi...
Ayrıca bak orda sadece Atatürk'ten bahsetmiyor...Tunceli'de çıkan bizim bilmediğimiz nice ayaklanmalardan birkaç kelime ile dem vurmuş.Zaten ona haksızlık,buna adaletsizlik,onu ezmek,bunu tokatlamak :) Memlekette herkes refah içinde yaşadı gitti ya neyse bu 'hikayenin' ötesi berisi...
neyse başlığı amacının dışına çıkarmayalım.Senden tek bi isteğim var,bu konuyu bi araştır.Keşke senle yüzyüze konuşsaydık,o zaman bana hak verirdin.
Hocam bu yazıya da hak verdim.Ben oy vermiş,oy toplamış meselesinde değilim orda vurguladığı o derebeylik sistemi :) Bu ülkede bu çeşit ayaklanmalar çok oldu dediği gibi yok din elden gidiyor yok kültür elden gidiyor diye :) Bak? Bugün bile 'ezilmiş halklar(!)' haksızlığa adaletsizliğe çifte standarta açlığa(toptan ünlem) uğratıldılar diye onun unun arabasını dükkanını yakıyor,milletin üzerine taş,molotof kokteyl atıyor,ppolisin üstüne araba sürüyor,polise askere,çoluğa çocuğa kurşun sıkıyor,dershane bombalıyor(oradakiler de geleceğin adaletsizleri ya ondan) ve hepsi demokratik çerçevede(!) tabi.Bugün de birşey ypaılmıyor bunlara neden?Seneler sonra çıkıp da 'bir Dersim vardı' demek gibi 'Bir İstanbul vardı' yok efendim 'bir Mersin vardı' demek gibi hikayeler ortada dönüp de bu insanlara daha çok acı çektirmesinler,vandalizm ve terörizme daha çok yandaş çekmesinler diyedir belki kim bilir?..
Orada bahsedilen düzen doğu bölgelerinde hala mevcut;yıl 1938 den 2009 a geldi,hala bu yapı kendisini koruyor.Korumak için de tabiki duygusal sömürü muhabbetleri türetiyor. O olayların içeriğini tam bilmem;bunu da şu manada söylüyorum:kurunun yanında yaş da yanmıştır,muhakkak.Bu her zaman olmuştur;bu gibi toplumsal olaylarda birinin cezasını diğeri çekmiştir.Ama işte bu yanlışlıkları göze sokarken,yanlışları doğuran büyük yanlışları göz ardı etmek,güneşi de balçıkla sıvamak olur.
Neyse... Ama yine de bu konuyu daha derin araştırıcam;hak verilmesi gereken yerden hak vermek,savunulması gereken yerde savunmak için.Altından farklı birşeyin çıkacağını sanmıyorum ama yine de bilgi olucak.
Başlığa devam...
Orada bahsedilen düzen doğu bölgelerinde hala mevcut;yıl 1938 den 2009 a geldi,hala bu yapı kendisini koruyor.Korumak için de tabiki duygusal sömürü muhabbetleri türetiyor. O olayların içeriğini tam bilmem;bunu da şu manada söylüyorum:kurunun yanında yaş da yanmıştır,muhakkak.Bu her zaman olmuştur;bu gibi toplumsal olaylarda birinin cezasını diğeri çekmiştir.Ama işte bu yanlışlıkları göze sokarken,yanlışları doğuran büyük yanlışları göz ardı etmek,güneşi de balçıkla sıvamak olur.
Neyse... Ama yine de bu konuyu daha derin araştırıcam;hak verilmesi gereken yerden hak vermek,savunulması gereken yerde savunmak için.Altından farklı birşeyin çıkacağını sanmıyorum ama yine de bilgi olucak.
Başlığa devam...