Subject: Gündem ile ilgili haberler ve yorumlar

Zamanaşımından düşen tek dosya Sivas mı?

Muhteremleri dinlediğinizde, sanırsınız ki Türkiye’de ilk defa bir dosya, zamanaşımına uğruyor.

Ne Türkiye’si?

Dünyanın zamanaşımına uğrayan tek dosyası sanırsınız... Hukuk tarihinde, “ikinci örneği yok” zannedersiniz....

Şöyle bir yabancı ülkelerin resmi istatistiklerine baktığınızda.. Bizim Adalet Bakanlığı’nın istitastiklerine baktığınızda. Şöyle bir arşiv haberlerine baktığınızda. Yüzbinlerce dosyanın zamanaşımı sebebi ile ortadan kaldırıldığını görüyorsunuz..

Ama o ne?

Şimdi kıyametler kopartan takım da, onlarca dosyadan, kendi lehlerine zamanaşımı kararını alıp, büyük bir memnuniyetle evlerinin yolunu tutmuşlar..

Somut örnek mi?

Daha bir ay önce zamanaşımı kararı verilen, DevYol davası..

Olur da, bu kadar mı benzerlik olur?

Veya şöyle soralım: “Bu kadar benzer bir dosyadan, bir ay önce zamanaşımı kararını alıp cebinize koyduğunuz, o kararı temyiz etmediğiniz halde.. Şimdi ne diye bir başka dosyada, dünya hukuk tarihinin ilk zamanaşımı kararı ile karşılaşmışsınız gibi isyanları oynuyorsunuz?”

Evet; dün hemen tüm gazetelerin birinci sayfaları, Sivas davasında verilen 33 müebbet hapis cezasını yeterli görmeyenlerin, kustukları kinlerle dolu idi.. Oteldeki olaylarla hiç ilgisi olmayan ve sadece gösteriye katıldıkları iddia edilen 5 kişinin, “niçin ömür boyu hapis cezası almadığı ve dosyasının zamanaşımına uğradığı” sorgulanıyordu haberlerde.. 100’e yakın kişinin aldığı mahkûmiyetler görmezden gelinip; 5 kişinin dosyası düştüğü için, mahkemelere, hükümete, tüm sisteme; olmadık hakaretler savuruyorlardı.

Oysa daha bir ay önce, DevYol davasında verilen zamanaşımı kararı, hiçbir gazetede haber bile olmamıştı.

Aslında, DevYol davasını Sivas davası ile karşılaştırmam bile, Sivas mağdurlarına hakaret sayılır.

Çünkü, Sivas davasındaki şüphelilere, ikinci bir eylemi, ne savcı isnat ediyor, ne de müdahiller!.. Hiç kimse, “Sivas davasında yargılanan şu şahıs, daha önce de, şu tarihte şu eylemin içinde idi” diyemiyor.

Yani; hayatları boyunca, ilk defa karakolluk olmuşlardı, Sivas zanlıları..

İlk defa karakola düştüler ve hayatları karardı.

Oysa DevYol davası sanıkları, onlarca, hatta yüzlerce, kasti eylemin içinde idiler.. Savcılık isnatları bunu gösteriyordu.

Buna rağmen, dosyaları zamanaşımından düştü.

O günlerde, tek kelime duydunuz mu bu ahlâksız medyadan?

Tek kelime ile, “DevYol davası, zamanaşımından düştü. Sanıklar kurtuldular. Yaptıkları yanlarına kâr kaldı” türünden bir haber okudunuz mu? Televizyonlarda, böyle bir yorum dinlediniz mi hiç?

Yoksa, onlar hiç suç işlememişler miydi? Sadece vazodaki süs bitkilerini kopartmışlar, hiçbir canlıya; ne insan, ne hayvan, ne bitki, zarar vermemişler miydi? Masum sivillere, devletin askerine, polisine değil; sadece havaya mı kurşun sıkmışlardı? Bombaları, kimseye bir zarar gelmesin diye, dağ başında mı patlatıyorlardı?

Evet, DevYol’cular bu kadar masumdular da, biz mi yanlış biliyorduk?

Sivas’ta tek silah yoktu..

Oysa DevYol’cuların eylemleri, tüm ülke genelinde organize olmuş örgüt ile işlenmişti.. Devam eden eylemlerdi. Tek bir olayla sınırlı değildi, suçları..

Şu ilde bu fiil. Bu ilde şu fiil... Onlarca eylem..

En tepesinden, figüranına kadar ispatlanmış şematik yapılarının belgeleri.

Hepsi apaçık ortada idi..

Ama zamanaşımına uğradı işte..

Ne Hürriyet yazdı. Ne de Cumhuriyet..

Ne Şenal Sarıhan çıkıp insanlık suçu edebiyatı yaptı, ne de CHP Genel Başkanı çıkıp, “Hükümet sorumludur” dedi..

Hatta şimdilerde televizyon televizyon dolaşan Şenal Hanım, o davada teröristlerin avukatlığını yaptı. Zamanaşımı ne kelime, “Ne bulursanız o sebeble kapatın bu dosyayı.. Ne olmuş, 30 sene önce böyle bir olay olmuş ise. Kapatın canım” dedi.

Ne ölen bir sanığın mezarı açıldı, ne de yurt dışında denilenlere kırmızı bülten çıkarıldı.

İşkembeden atmıyorum. Birçok sanık dava sırasında öldü.. Örneğin Osman Nuri Ramazanoğlu’nun ölüm bilgisi mahkemeye geldiğinde, Şenal Hanım da sanık müdafii olarak izliyordu mahkemeyi. “Düşsün davası, efendim” dedi.

Düşsün..

“Mezarını açalım. Belki de ölmemiştir” demedi.

Rahmetli Cafer Erçakmak için bir DNA testi de yetmemiş gibi, ikincisini yaptırmaya kalkıştığı gibi bir tavır sergilemedi...

“O davada sanık avukatı idi. Onun için” diyeceksiniz..

O zaman piyasada, “İçi yanan bir insan” pozunda dolaşmasın.. “Ben profesyonel avukatım. Kim parayı bastırırsa, onun şarkısını söylerim” desin..

Ki; millet tanısın, kendilerini.

Ali Karahasanoğlu - Yeni Akit

(edited)

"SİVAS DAVASI ZAMANAŞIMINA UĞRAMADI"


Güncel - 16 Mart 2012 13:33
Başbakan Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtlarken Sivas davası ile ilgili eleştirilere de cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, “Sivas davasının zamanaşımına uğradığını” söyleyenleri hedef saptırmakla suçladı. Babalarının davada haksız yere idam cezası aldığını söyleyerek ağlayan genç kızları hatırlatan Erdoğan, “Bunları gözardı ederek tek tarafa siyasi servis yapmayı doğru bulmuyorum” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, Sivas davasıyla ilgili bir soru üzerine, “zamanaşımı” ifadesini doğru bulmadığını söyledi.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"12 Eylül’den bu yana neredeyse 30 sene geçti ama masada. Bu konuda da olması gereken her türlü alternatif değerlendirilmeli. Ancak şunu gözden kaçırmayalım; şu anda 5 kişi için zamanaşımı konuşuluyor. ‘Sivas davası zamanaşımına uğradı’ ifadesini çok yanlış buluyorum. Sivas davası zamanaşımına uğramamıştır. 5 kişiyle alakalı zamanaşımı vardır.

Sivas davasının içinde şu anda idama mahkum olduğu halde idam kalktığı için ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan 33 kişi var. Bunun dışında ağır hapis cezası ile cezalandırılmış olan onlarca kişi var. Bunlar hep gözden kaçırılıyor, hedef saptırılıyor. Burada çok ciddi yanlışlar var.

Sivas’a birçok gidişimde babalarının haksız yere, herhangi bir taksiratı olmadığı halde idama mahkum olduğu için ağlayan 15, 18, 19 yaşında kızlar var. Bunları gözardı etmek suretiyle tek tarafa siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Gidip Ankara Adalet Sarayı’nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir ideolojinin borazanlığını yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum.

Şu anda 33 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkumdur. Zamanaşımı olayı 5 kişi içindir. Zamanaşımı olayıyla ilgili de, bu ülkede DHKP-C’den, şundan-bundan bunca insan zamanaşımına uğramıştır ve bunlar dışarıdadırlar. Hizbullah’tan zamanaşımı diye çıktılar, sonra bir kısmı yakalandı, içeri girdi. Bir kısmı kaçıyor ki, Hizbullah sanıkları zamanaşımına bundan dolayı uğramamıştır.”

başbakan "halen onlar yaptı bizde yapıyoruz" davasında...

darbeciler birilerini haksız idam etti onları görün.. bizde bunun karşılığında sivasta adam yaktık der gibi laflar bunlar... e bunlar zina yapıyor diye sendemi yapacan basbakanım..

@ son bleker hoca yazdığı için atlamadan yazıyorum şahsi bir msj değildir...

şimdi hukukçu arkadaşlar var barış hoca mesela o da yorumlarsa sevinirim bu beş kişi sivas davasından zaman aşımına uğruyorsa sivas davasında zaman aşımı 5 sanık için var mıdır? yok mudur? ve bunların avukatları akp millet vekili ve belediye başkanlığı yapmışsa hangi zihniyetin ürünüdür bu süreç.aşağıdaki kısa italic yazıda başbkanın sözlerindn alıntıdır.

Şu anda 33 kişi ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkumdur. Zamanaşımı olayı 5 kişi içindir.

bu kararda şimdi durumu kınayan akp li vekillerin mecliste el kaldırmasıyla alında yorumsuz

AKP 'zamanaşımı' önergesini reddetti!
CHP'nin Sivas katliamı sanıklarının zaman aşımına uğramaması için verdiği yasa önerisinin, Meclis gündemine alınması AKP oylarıyla reddedildi...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam'ın yürüttüğü Genel Kurul çalışmaları sırasında, daha önce 20 Aralık 2011 tarihinde ilgili komisyonlara sevk edilen ancak henüz görüşülmeyen yasa teklifi için önerge verdi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile verdikleri "Sivas Davası sanıklarının zaman aşımına uğramaması" yasa teklifinin, 45 günlük sürede görüşülmediği için doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını içeren önerge için gruplara 5'er dakika süre verildi.

Yapılan açıklamaların ardından önerge TBMM Genel Kurulu'nda, AKP oylarıyla reddedildi.

erbakanın mirası bi türlü paylaşılamadı.... kayıp trılyonlar yuzunden ceza almıstı ama o para sanırım aileye yaramadı. baksanıza 10m dolarlık yalıyı tanıdıklarının ustune gecırmısler... dindar nesile gerçekten ihtiyacımız var...

dindar nesile gerçekten ihtiyacımız var...
Hocam mesaj yazarken biraz daha dikkatli yazmanızı istiyorum.Bu laf şahsen bana dokunuyor.Siyasi görüşünüz beni ilgilendirmez saygı duyarım.Ama bi kaç kişi yaptığı şeyden genelleme yapmak ne kadar doğru??

Öğretmene, 'cinsel istismar' davası açıldı

İstanbul'da bir lisede 32 yaşındaki beden ögretmeni E.C. hakkında 16 yaşındaki öğrencisi B.Y. ile lezbiyen ilişki yaşadığı iddiasıyla 21 yıl hapis istemli 'cinsel istismar' davası açıldı

İstanbul Kâğıthane'de bir lisede sözleşmeli olarak çalışan 32 yaşındaki kadın beden eğitimi öğretmeni E.C. hakkında 16 yaşındaki kız öğrencisi B.Y. ile okulda lezbiyen ilişki yaşadığı iddiasıyla dava açıldı. 21 yıla kadar hapsi istenen E.C., öğrencisiyle, zaman zaman evinde kaldığını doğruladı ancak cinsel anlamda bir ilişki yaşamadıklarını iddia etti.

"SALONDA DUDAKLARINDAN ÖPTÜ"

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre Kâğıthane'deki bir lisede 2 yıl sözleşmeli beden eğitimi öğretmeni olarak çalışan E.C., aynı okulda öğrenim gören 16 yaşındaki B.Y.'ye cinsel ilgi duymaya başladı. 2011 yılı şubat ayının ortalarında bu ilgisini eyleme dönüştüren öğretmen E.C., okuldaki spor salonunda baş başa kaldıkları bir sırada genç kızı dudaklarından öptü. E.C. B.Y.'nin itiraz etmemesi üzerine bu eylemi ilerleyen günlerde de tekrarlamaya başladı. Öğretmen ve kız öğrenci arasında başlayan bu lezbiyen ilişki daha sonra E.C.'nin evinde de devam etti. B.Y.'nin ailesinin kızlarının sık sık beden eğitimi öğretmeni ile görüşmelerinden şüphelenmesi üzerine ilişki ortaya çıktı. Ailesinin sıkıştırması üzerine B.Y., yaklaşık 1 yıldır öğretmeni ile olan ilişkisini anlattı.

"ÖĞRENCİ İLGİ DUYUYOR"

Bunun üzerine B.Y.'nin babası savcılığa giderek öğretmen E.C.'den şikâyetçi oldu. Savunması alınan öğretmen E.C., öğrencisinin kendisine duygusal ve cinsel anlamda hayranlık duyduğunu, ancak iddia edildiği gibi bir lezbiyen ilişki içine girmediklerini söyledi. E.C. ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

ASGARİSİ 5.5 YIL

Soruşturmayı tamamlayan savcılık, E.C. hakkında "çocuğun birden çok basit cinsel istismarı" suçundan 5.5 yıldan 21 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. E.C.'nin yargılanması İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşecek.

ne gibi bi genelleme?? bi ironi yapmaya çalışmadım gerçekten dindar bi nesile ihtiyacımız oldugu dusuncesındeyım... lafımın neresı dokundu onuda anlayabılmıs degılım ama... bunu sadece ben demıyorumkı basbakanımız bıle soyluyor

bende bu haberi okuyunca aklıma hep tacizci doktorlar geliyordu ama son 1 haftada

Zonguldak'ta, kızıyla ders çalışmak için evine gelen komşusunun kızı 13 yaşındaki K.B.'ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan imam 37 yaşındaki Cengiz B., 16.5 yıl 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.

bi bu haber bide öğretmen haberi görünce devlet memurunu ne kadar denetliyor diye geçti içimden...

Allah böylelerinin belasını versin. o çocuk benimde seninde olabilirdi.

Genelleme erbakanın mirası bi türlü paylaşılamadı.... kayıp trılyonlar yuzunden ceza almıstı ama o para sanırım aileye yaramadı. baksanıza 10m dolarlık yalıyı tanıdıklarının ustune gecırmısler... dindar nesile gerçekten ihtiyacımız var... erbakan aileside dindar kısıma giriyor yapılan şeyden dolayı dindar kesime gerçekten ihtiyaç duyulduğunu söylemişsiniz burda iğneleme var gibi geldi bana.Zaten bu söz başbakanımız söylediği için çok dikkat çekti

Erbakan'ın çocuklarıyla dindar nesile basbayağı gönderme yaptın hocam,bunu anlayacak zekaya sahibiz çok şükür.Ben de sonraki haberi özellikle koydum ki belki düşünürsün, o da öğretmen ben de öğretmenim ama o şerefsiz ben değilim,demek ki bir öğretmenin şerefsizliği diğer öğretmenlerin şerefine halel getirmez dersin dedim,fakat sen bir sonraki mesajında hala laf sokma derdindesin ki şerefsiz bir imamı yazmaya çalışıyorsun mesajında.

arkadaşlar sakin olalım sonuçta bu tarz olaylar dinine mesleğine ne olduğuna bakılmadan lanetlenmesi gereken bir durumdur tabiki bunu yapan bir öğretmen, bir imam olunca dikkat çekiyor kişisel boyutlara getirmemeye özen gösterelim ...

nasıl bir hayal gücüdür ya. keşke ifade ettiğin kadar zeki olsaydım...

dindar nesile neden gönderme yapayım bende dindar nesildenim... dindar olmak sadece belli partilere oy vermek ise orasını bilemem. dindarlığın karşıtı nedir mesela... şükür 5 vakit namazımı kılarım orucumu tutarım... kısaca hem islamın şartlarina hem imanın şartlarına uyaarım ama ben hacı hocayım diyen her sakallıya da eyvallah demem...

eski başbakanlarımızdan erbakan kayıp trilyonlar yüzünden hüküm giydi yanlış bilmiyorsam... miras davasında kızı dedi babamın villası,binası, ve fabrıkasıda vardır ama tapusunu guvendıgı kısılerın ustune yaptı dıye. dıger taraftan partılıler cihad paraları erbakanın cocuklarına gıttı dıye sıkayet edıyorlar...


benim demek istediğimde eğer dindar insanların oyuna talip olup onları kendine inandırmış bir lider için bunlar gerçekse bizim gerçekten çucuklarımızı dindar yetiştirmemiz gerek diyorum...

burada kast ettiğim şey bazıları daha çok oy alsın daha çok çalsın mantığı değil. öyle bi nesilimiz var ki ülkenin yüzde 99 u müslüman diyoruz ancak daha kuran ın mealini okuyanların yüzdeki kaçtır acaba merak ediyorum. çocuklarımıza kuran okumayı öğretiyoruz ama mealini okumayı öğretmiyoruz. işte bu yüzden diyorum dindar nesil yetiştirmeliyiz diye...

şimdi sen buna birşey daha ekler yine bir ironinin peşinde olduğumu söylersin ama buda senin içinde olanlardan kaynaklanır artık...

Ben hala aynı düşünce içerisindeyim.Demek ki hayal gücüm gerçekten çok geniş yanlış anlaşılma olmuş.Kolay gelsin.İyi akşamlar hocam...

Kişisel bişey yok zaten hocam , bilakis bir kişinin yanlışının bütün camiayı bağlamayacağını ifade etmeye çalışıyorum ben de.