Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Türkçemiz ''Turkcheleşiyor''
Anlamadın galiba bak 1700 kişi kurallara uygun kullansa 70milyon'dan kesin kullanmayan çıkar ve kurallara uygun olarak kullananları beyninne girer anlatabiliyor muyum?Şu anda cevap veremicem.
Boşver hocam verme zaten.Ben de susuyorum zaten.Gerçekten burası yeri değilmiş ben gideyim mazallah biri "beynime girer" :)))))))))))
Hocam görüşlerine katılıyorum. Fakat ne yazıkki herkes senin benim gibi duyarlı değil..
bende duyarlı değilim bunun için üzgünüm ama ben konusurken türkceye uyuyorum ama yazarken ozellıkle forumlarda yazarken yanlış yazıyorum bundan sonra bende daha duyarlı olucağım:D ama türkçem iyi değil:D:D
Hocam şu verdiğin cevap beni ne kadar mutlu etti bilemezsin.Bu kararın için tebrik ediyorum seni.Ayrıca bu konuda bu kadar tartışmadan sonra bunu söyleyen ilk kişi olman(söylenmesi gereken ilk şeyi)çok önemli ve örnek olabilecek özellikte.
Bu başlığın da tek amacı bu olmalıydı zaten...
"Bundan sonra ben de daha duyarlı olacağım"demek.
(ekleme)
(edited)
Bu başlığın da tek amacı bu olmalıydı zaten...
"Bundan sonra ben de daha duyarlı olacağım"demek.
(ekleme)
(edited)
Evet zaten başlığı açmamın amacı nerelerden nerelere geldiğimizi göstermek idi.. Umarım artık daha duyarlı oluruz :)
Evet, dersimiz dilbilgisi, imla kuralları:
Öncelikle merhabalar. Son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla, Türkçe'nin yazılı kullanımında büyük bir özensizlik gördüğümü belritmek isterim. Aslında yapılan yanlışların, özensizlikten mi yoksa doğru düzgün yazma kabiliyeti eksikliğinden mi kaynaklandığını bilemiyorum. Sebebi her ne olursa olsun beni özellikle rahatsız eden durumların başında, "de, da" bağlaçlarının ve "mi" soru ekinin yazımında yapılan yanlışlar geliyor. Bu konuda insanları hassasiyete davet ediyorum çünkü bu yanlışların sayısı katlanarak artıyor, çünkü insanların gözleri yanlışlara alıştıkça elleri de yanlış yazmaya meyletmeye başlıyor. O yüzden bir iki konuda kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
En kolaydan başlayalım: -mi soru eki her durumda ayrı yazılır. Sokaklarda vitrin camlarında çok görüyorum "Bizimle çalışmak istermisiniz?" yazılı dandik A+ kağıtlarını. Ancak bu durum aldı başını yürüdü, artık metal plakalara yaldızlı harflerle işlenmiş "Bizimle çalışmak istermisiniz?" yazıları boy göstermeye başladı. Yani bir işletme bir plaka yazdırıyor vitrine asmak için. İnsanın vitrine asacağı şeye özen göstermesi gerekir değil mi? Ancak özenle yapılmış olması gereken bir çalışmada bile böylesine basit bir hataya rastlamayı, açıkçası özensizliğe değil cehalete bağlıyorum. Her neyse, uzun lafın kısası, yapılan yanlış gayet basit ve kolaylıkla da düzeltilebilir, o halde bunu düzeltmenin bize ne zararı olabilir ki?
Evet, -mi ekini ayrı yazmamız gerekeceğini öğrendiğimize göre, bir sonraki konuya geçelim, de'ler da'lar ayrı mı yazılacak bitişik mi, bunu öğrenelim. İnsanlar genelde bu konuda bocalıyor, bilemiyor ayrı mı yoksa bitişik mi yazacağını. Halbuki bu konu gayet basit. İki tane "de" var, bir hal eki olan -de bir de bağlaç olan de. -de eki bir bulunma durumu anlatır. Evdeyim, Dün seni denizde yüzerken gördüm, gibi. Yani "nerede?" sorusuna cevap verirken, bir nesnenin yahut bir kişinin bulunduğu yeri belirtmek için -de hal eki kullanırız. Halbuki bağlaç olan de ayrı yazılır. Örneğin, "ben şeftaliyi de eriği de çok severim." cümlesinde, "ben şeftalinin eriğin içindeyim." mi demek istiyorum. Hayır, ne alakası var! Görüldüğü gibi bağlaç de ile bulunma bildiren -de hal ekinin arasında dağlar kadar anlam farkı varken, bunları nasıl karıştırabiliriz ki. Öte yandan, çok sıkışırsak, kuracağımız cümleyi içimizden okuyalım, -de hal eki ile bağlaç de'nin birbirinden çok farklı vurgulandığını göreceksiniz. Yani kısacası, hiç de zor değil! A, aklıma geldi hiç de zor değil yazdım da, bazıları ikilemde kalıyor, acaba "hiç te zor değil" mi yoksa "hiç de zor değil" mi yazmalıyım diye. Türkçemizde te, ta bağlacı yoktur, bağlacın başındaki bu harf sertleşmez, yani de, da; te, ta olmaz. Hatta bir gün bir deftere rastlamıştım, defterin kapağının iç yüzünde Nasreddin Hoca fıkrası anlatılıyordu. "Hoca, niçin sırtına heybeyi koyup ta eşeğin sırtına biniyorsun?" tarzı bir cümleydi. Düşünün durumun vehametini efendiler, bir kırtasiye malzemesi üreten firma, böyle bir özensizlik yapıyor. Bu defteri ilkokul çocukları satın alıp da okuyunca, sonra o yavrucakların kafalarında yerleşen yanlışı silmek çok zor oluyor.
Yani sözüm odur ki, dilimizin özensiz ve bilinçsiz kullanımı giderek yaygınlaşmakta ve yanlış ifadeler özellikle genç beyinlerde yer etmekte, yanlışların düzeltilmesi giderek imkansız hale gelmektedir. Dolayısıyla, lütfen biraz daha dikkatli olalım ve toplum olarak birbirimize doğruyu göstermeye alışalım. İnsanların hatalarını görüp uyarınca genelde tepkiler "Ya bi s.kt.r git!" oluyor. Ama olsun, bu hakaretler bizi yıldırmamalı, ne de olsa bilin ki, haklı olan yine siz olacaksınız, karşınızdaki ne derse desin.
Öncelikle merhabalar. Son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla, Türkçe'nin yazılı kullanımında büyük bir özensizlik gördüğümü belritmek isterim. Aslında yapılan yanlışların, özensizlikten mi yoksa doğru düzgün yazma kabiliyeti eksikliğinden mi kaynaklandığını bilemiyorum. Sebebi her ne olursa olsun beni özellikle rahatsız eden durumların başında, "de, da" bağlaçlarının ve "mi" soru ekinin yazımında yapılan yanlışlar geliyor. Bu konuda insanları hassasiyete davet ediyorum çünkü bu yanlışların sayısı katlanarak artıyor, çünkü insanların gözleri yanlışlara alıştıkça elleri de yanlış yazmaya meyletmeye başlıyor. O yüzden bir iki konuda kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
En kolaydan başlayalım: -mi soru eki her durumda ayrı yazılır. Sokaklarda vitrin camlarında çok görüyorum "Bizimle çalışmak istermisiniz?" yazılı dandik A+ kağıtlarını. Ancak bu durum aldı başını yürüdü, artık metal plakalara yaldızlı harflerle işlenmiş "Bizimle çalışmak istermisiniz?" yazıları boy göstermeye başladı. Yani bir işletme bir plaka yazdırıyor vitrine asmak için. İnsanın vitrine asacağı şeye özen göstermesi gerekir değil mi? Ancak özenle yapılmış olması gereken bir çalışmada bile böylesine basit bir hataya rastlamayı, açıkçası özensizliğe değil cehalete bağlıyorum. Her neyse, uzun lafın kısası, yapılan yanlış gayet basit ve kolaylıkla da düzeltilebilir, o halde bunu düzeltmenin bize ne zararı olabilir ki?
Evet, -mi ekini ayrı yazmamız gerekeceğini öğrendiğimize göre, bir sonraki konuya geçelim, de'ler da'lar ayrı mı yazılacak bitişik mi, bunu öğrenelim. İnsanlar genelde bu konuda bocalıyor, bilemiyor ayrı mı yoksa bitişik mi yazacağını. Halbuki bu konu gayet basit. İki tane "de" var, bir hal eki olan -de bir de bağlaç olan de. -de eki bir bulunma durumu anlatır. Evdeyim, Dün seni denizde yüzerken gördüm, gibi. Yani "nerede?" sorusuna cevap verirken, bir nesnenin yahut bir kişinin bulunduğu yeri belirtmek için -de hal eki kullanırız. Halbuki bağlaç olan de ayrı yazılır. Örneğin, "ben şeftaliyi de eriği de çok severim." cümlesinde, "ben şeftalinin eriğin içindeyim." mi demek istiyorum. Hayır, ne alakası var! Görüldüğü gibi bağlaç de ile bulunma bildiren -de hal ekinin arasında dağlar kadar anlam farkı varken, bunları nasıl karıştırabiliriz ki. Öte yandan, çok sıkışırsak, kuracağımız cümleyi içimizden okuyalım, -de hal eki ile bağlaç de'nin birbirinden çok farklı vurgulandığını göreceksiniz. Yani kısacası, hiç de zor değil! A, aklıma geldi hiç de zor değil yazdım da, bazıları ikilemde kalıyor, acaba "hiç te zor değil" mi yoksa "hiç de zor değil" mi yazmalıyım diye. Türkçemizde te, ta bağlacı yoktur, bağlacın başındaki bu harf sertleşmez, yani de, da; te, ta olmaz. Hatta bir gün bir deftere rastlamıştım, defterin kapağının iç yüzünde Nasreddin Hoca fıkrası anlatılıyordu. "Hoca, niçin sırtına heybeyi koyup ta eşeğin sırtına biniyorsun?" tarzı bir cümleydi. Düşünün durumun vehametini efendiler, bir kırtasiye malzemesi üreten firma, böyle bir özensizlik yapıyor. Bu defteri ilkokul çocukları satın alıp da okuyunca, sonra o yavrucakların kafalarında yerleşen yanlışı silmek çok zor oluyor.
Yani sözüm odur ki, dilimizin özensiz ve bilinçsiz kullanımı giderek yaygınlaşmakta ve yanlış ifadeler özellikle genç beyinlerde yer etmekte, yanlışların düzeltilmesi giderek imkansız hale gelmektedir. Dolayısıyla, lütfen biraz daha dikkatli olalım ve toplum olarak birbirimize doğruyu göstermeye alışalım. İnsanların hatalarını görüp uyarınca genelde tepkiler "Ya bi s.kt.r git!" oluyor. Ama olsun, bu hakaretler bizi yıldırmamalı, ne de olsa bilin ki, haklı olan yine siz olacaksınız, karşınızdaki ne derse desin.
Başta temen ve Türkçe'yi savunanLara teşekkürler :) Ben de Türkçemizi çok iyi kullandığımı söyleyemem. Ancak kullanmamız gerektiğinin de farkındayım. Bence sorun bizim genlerimizle alakalı... Seçicilik yapmıyoruz (genel olarak) ne verirlerse alıyoruz. Türkçe diğer dillerden elbette ki kelime alacak bu herhangi bir dil olabilir nedeni: Teknoloji ve getirisi yani üretim. Hangi millet yeni bir buluş yaparsa o şeyin ve içeriğinin isim hakkını alır. Hepimizin bildiği yoğurt, ayran, behçet hastalığı... ticaretini yapabilmek içinse elbette yabancı dil kullanmak gerekebilir artık hangi dil küreselleşmişse. Bu dilin Türkçe olmasını gerçekten isterim :) Almanlar bile zorda kalmadıkça bildikleri ingilizceyi kullanmadığını duydum, biz bence onlardan bu konuda daha hassas olabiliriz. Bir de Türkçe deyince sadece istanbul ağzıyla konuşulan Türkçe beklemesin kimse özellikle günlük konuşma dilinde... Bence yöresel ağızlar hata değil zenginliktir. En çok dikkat edilmesi gerekn konu dilimizde var olan kelimelerin yerine kullanılmaya çalışılan daha net biçimde sanki farklılıkmış gibi Türkçe kelimelerle birlikte çorba yapılan cümlelerdir. Yanlış düşüncelerim olabilir ama ortak noktamız "Türkçe"miz. :) İyi eğlenceler.
http://www.youtube.com/v/nBCrL_Rvoe0
Çoğunuzun izlediğini düşündüğüm bir vidyoyu izlemyenler varsa diye linkini vereyim dedim. Vurun Türkçe'ye isimli vidyo.
Çoğunuzun izlediğini düşündüğüm bir vidyoyu izlemyenler varsa diye linkini vereyim dedim. Vurun Türkçe'ye isimli vidyo.
Çok önemli bir konuya değinmişsin hocam. Gerçekten dikkate alınması gereken, hassasiyet gösterilmesi gereken bir konu.
Bu aralar çok rastladım bazı arkadaşlar "herkes" kelimesini "herkez" olarak kullanıyor. Arkadaşlar "HERKES" doğrusudur. Umarım bu hata düzeltilir...
Bu aralar çok rastladım bazı arkadaşlar "herkes" kelimesini "herkez" olarak kullanıyor. Arkadaşlar "HERKES" doğrusudur. Umarım bu hata düzeltilir...
peki hocam "her kez" yazmak mı doğrudur yoksa "ronaldinyo" mu? Bence nayki ve konvers şeklinde yazılmalı ama tedeka buna el atmalı.
şakası bi yana, böyle dil bir yere gelmez arkadaşlar. türkçe'ye sahip çıkalım, toplanın TBMM'ye yürüyelim falan hikaye. Hız çağında yaşıyoruz. İnsanlar bir iki harf atıp kolaylarına geldiği şekilde yazıyorlar ki eğer "dil" kavramı canlı bir varlıksa her ortamda farklı yazılması en normalidir. Şu an evrensel dil olan İngilizce'nin forumlarda nasıl yazıldığını görseniz, New York'un arka sokaklarında nasıl konuşulduğunu bilseniz, dil kavramının doğru düzgün yazılarak değil başka kriterlere dayanılarak güzelleştiğini (ya da evrenselleştiğini) göreceksiniz. Açıkçası kendi adıma MSN dahil olmak üzere düzgün yazarım, karşımdakini anladığım sürece isterse anlamsız harfler bütünü göndersin bana. Ya da cep telefonuma sevgilimden gelen mesajda "s.c.s" yazmasını "Ortadoğu sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz?" yazmasına yeğlerim.
şakası bi yana, böyle dil bir yere gelmez arkadaşlar. türkçe'ye sahip çıkalım, toplanın TBMM'ye yürüyelim falan hikaye. Hız çağında yaşıyoruz. İnsanlar bir iki harf atıp kolaylarına geldiği şekilde yazıyorlar ki eğer "dil" kavramı canlı bir varlıksa her ortamda farklı yazılması en normalidir. Şu an evrensel dil olan İngilizce'nin forumlarda nasıl yazıldığını görseniz, New York'un arka sokaklarında nasıl konuşulduğunu bilseniz, dil kavramının doğru düzgün yazılarak değil başka kriterlere dayanılarak güzelleştiğini (ya da evrenselleştiğini) göreceksiniz. Açıkçası kendi adıma MSN dahil olmak üzere düzgün yazarım, karşımdakini anladığım sürece isterse anlamsız harfler bütünü göndersin bana. Ya da cep telefonuma sevgilimden gelen mesajda "s.c.s" yazmasını "Ortadoğu sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz?" yazmasına yeğlerim.