Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Haberler
:) hehe bn bu seneyi 2009 sanarak yazdım.:) hatta aklımdan da geçiriyodum şu reklamı maçlarda reklam olanı 'welcome turkey 2010' :D
:D deme mehmt bişe :) iki gözüm önüme aksın içimden böle geçti... :D
Galatasaray’da sakatlıkları devam eden Ümit Karan, Arda, Mehmet Topal, Linderoth, Uğur, Sabri, Emre Güngör, Serkan Çalık, Barış ve Hakan Balta bugünkü Kocaelispor maçında da oynayamayacak.
Tam 10 oyuncumuz sakat, rekor kıracağız herhalde yakında. Hepsi de ilk 11'de rahatlıkla oynayabilecek oyuncular.
(edited)
Tam 10 oyuncumuz sakat, rekor kıracağız herhalde yakında. Hepsi de ilk 11'de rahatlıkla oynayabilecek oyuncular.
(edited)
Ya ben bu kadar sakat adamı süper lig tarihinde bir takımda görmedim walla.
Şu takımı topdan bi hamama götürmek lazım.
(edited)
Şu takımı topdan bi hamama götürmek lazım.
(edited)
walla inşallah yenilirizde şu skibbe yi döve döve yollarlar ilk defa takımımın yenilmesini istiyorum skibbe ne zaman gidecekse o varken bütün maçlarda yenilelim ki gitsin
2 haber ve krize farklı bir yorum....
TÜRK YATIRIMCININ PARASI PUL OLDU
Citibank Türkiye’nin sattığı Lehman Brothers tahvillerinden alan Türk yatırımcının parası pul oldu.
Ancak Citi’den Lehman dışında başka bankaların çıkardığı tahvilleri alanlar da risk altında. Uluslararası piyasada bu tahvillerin müşterisi yok. Nakite dönüşemediği ve değeri düştüğü için ‘junk bond’ yani çöp tahvil deniyor. Türk yatırımcının riski yüzmilyonlarca doları buluyor
ABD’de 613 milyar dolar borçla batan Lehman’ın türev tahvillerinin Citibank tarafından Türkiye’deki yatırımcılara kapı kapı dolaşılarak satılmasının yarattığı skandalın boyutları genişleyerek büyüyor. Citibank Türkiye tarafından satılan Lehman Brothers tahvillerinden alan yatırımcılar paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırken, aynı banka tarafından satılan diğer ABD’li ve Avrupalı yatırım bankalarının tahvillerini alan tasarruf sahipleri de büyük bir riskle karşı karşıya. Citibank Türkiye’nin anapara garantisi ve yüksek getiri vaadiyle sattığı yabancı tahvillerin sorunu tekrar paraya çevrilebilmesinde. Bu tahvillere geçen yıl ağustos ayında patlak veren krizin hemen başında talep kesilirken, yatırım yapan müşteriler satmak istediklerinde ‘Kusura bakmayın satılamıyor’ yanıtıyla yetiniyor. Likiditesi olmayan ve değerleri gün geçtikçe düşen bu yatırım araçlarına uluslararası piyasada ‘junk bond’ yani ‘çöp tahvil’ deniliyor. Citibank ve diğer bankaların Türkiye’de sattığı ve şu anda ‘çöp tahvil’ durumuna dönüşen kağıtların tutarı ise yüzmilyonlarca doları buluyor.
******
SPEKÜLASYONLAR SÜRECEK
11 Eylül 2001'de ABD'nin New York kentinde ikiz kulelere yapılan saldırıların arkasında yine ABD'nin olduğu kanıtlanamasa da dünya kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak biliniyor. Buna delil olarak ABD'nin önce Afganistan, ardından Irak'a yönelik işgal operasyonları gösteriliyor.
ABD'nin bu bölgede petrolün kontrolünü tutmak amacıyla bulunduğu kanaati hakim. Şu ana kadar sadece Irak'taki işgalin faturasının 3 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki yıllarda bu maliyetin katlanarak sürmesi en kuvvetli beklenti. ABD adeta bir savaş ekonomisi uyguluyor. Şeffaflık son derece zayıf ve SEC (ABD sermaye piyasası kurumu) gibi kurumlar acziyet gösteriyor.
Şimdi gelelim ABD'nin en büyük dördüncü yatırım bankası Lehman Brothers'ın iflasına. Geçen hafta sonuna girilirken zor durumdaki Lehman, uzun süredir görüştüğü Güney Kore yatırım bankası ile çok arzuladığı 5-6 milyar dolarlık kaynak için anlaşamadı. 12 Eylül Cuma günü piyasalar açıkken bankanın durumu aşağı yukarı belli olmuştu; Lehman kurtarılmayacaktı. İngilizlerin önemli bankası Barclays ve Bank of America o hafta sonunda yapılan görüşmeler öncesi muhtemelen Lehman'ı satın almaktan vazgeçmişlerdi. 158 yıllık bir geçmişe sahip bu banka, 600 milyar doları aşan borçlarıyla adeta tarihe gömüldü. Bu önemli iflasın ardında yatan sebepler içinde sadece riskli konut kredileri mi vardı, yoksa bu çaplı büyük batışın ardında bir hortumlama mı söz konusuydu? Bunu yakın zamanda öğreneceğimizi zannetmiyorum. Hafta içinde borsalarda yaşanan aşırı kayıpların arkasında da sorgulanması gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.
Finansal kriz öylesine abartılmıştı ki, piyasalarda sağlam banka kalmayacak, hatta kimilerine göre belki de kapitalizm bile sona erecekti. Bilinçli yapılan bu yorumlar nedeniyle yatırımcılar yok pahasına hisse satarken, piyasalarda yaprak kımıldamıyordu. Eski ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan, yüzyılın krizi olarak nitelendirdiği krizi daha önce hiç görmediğini söyledi ama 1980-1994 yılları arasında işlev gören ve batık kredileri devralacak fon benzeri bir öneri getirmeyi de ihmal etmedi. 1990'lı yıllarda tahvil piyasasının çökmesiyle Drexel batmıştı. Krizi körükleyen açıklamalar hep Greenspan'dan geldi. Soros gibi ünlü spekülatörler de bu krize çanak tutarak finansal piyasalardaki güven kaybını artırıcı açıklamalarda bulundular. 11 Eylül ve sonrasında yaşanan gelişmelerde başrol oynayan siyasilerin ve arka plandaki oyunu kurgulayanların, yaşanan bu krizdeki rolleri görmezden gelinemez. Kapalı kapılar ardından hangi planları devreye sokarak soygun gibi operasyonlar gerçekleştiriyorlar acaba?
Gelelim son noktada özellikle piyasaların cuma günü görülmemiş bir şekilde verdiği tepkiye. Tüm borsaların adeta çökertildiği ortamın oluşturulmasının ardından Rusya milyarlarca dolarlık hisse senedi alacağını duyurdu. Aynı şekilde Çin'de benzer radikal tedbirler alındı. ABD Başkanı Bush yeni paket sinyali verdi. Bu önlemlerin adı bile yetti. Rus Borsası yüzde 30, Çin yüzde 10 yükselirken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tüm haftanın kayıplarını bir günde telafi ederek yüzde 12,8 yükseldi. Bütün bunlar tesadüf müydü, yoksa planlanmış bir organizasyonun uygulanması mıydı? Yorumu sizlere bırakıyorum. Açığa satışların yasaklanması önlemi belirli bir süreliğe kadar ertelenip tekrar uygulamaya sokulması ne kadar hakkaniyetli? Batan Lehman'ı açığa satışlar ne kadar etkiledi? CEO, batmadan önce şirketi halka kapatmayı önerdiyse de neden karşılık bulamadı?
Spekülasyonların biteceğini zannetmiyorum. Çünkü kasım ayında başkanlık seçimleri var. Seçim sonuçlarına etki edecek her türlü çılgınlıkların yaşanması muhtemel. Bir bakarsınız finansal piyasalar düzelirken yine İran gündeme getirilebilir. Ya da başka senaryolar. Açıkçası bu yaşananlar 'yüzyılın krizi mi yoksa keriz silkelemesi mi?' artık siz karar verin.
TÜRK YATIRIMCININ PARASI PUL OLDU
Citibank Türkiye’nin sattığı Lehman Brothers tahvillerinden alan Türk yatırımcının parası pul oldu.
Ancak Citi’den Lehman dışında başka bankaların çıkardığı tahvilleri alanlar da risk altında. Uluslararası piyasada bu tahvillerin müşterisi yok. Nakite dönüşemediği ve değeri düştüğü için ‘junk bond’ yani çöp tahvil deniyor. Türk yatırımcının riski yüzmilyonlarca doları buluyor
ABD’de 613 milyar dolar borçla batan Lehman’ın türev tahvillerinin Citibank tarafından Türkiye’deki yatırımcılara kapı kapı dolaşılarak satılmasının yarattığı skandalın boyutları genişleyerek büyüyor. Citibank Türkiye tarafından satılan Lehman Brothers tahvillerinden alan yatırımcılar paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırken, aynı banka tarafından satılan diğer ABD’li ve Avrupalı yatırım bankalarının tahvillerini alan tasarruf sahipleri de büyük bir riskle karşı karşıya. Citibank Türkiye’nin anapara garantisi ve yüksek getiri vaadiyle sattığı yabancı tahvillerin sorunu tekrar paraya çevrilebilmesinde. Bu tahvillere geçen yıl ağustos ayında patlak veren krizin hemen başında talep kesilirken, yatırım yapan müşteriler satmak istediklerinde ‘Kusura bakmayın satılamıyor’ yanıtıyla yetiniyor. Likiditesi olmayan ve değerleri gün geçtikçe düşen bu yatırım araçlarına uluslararası piyasada ‘junk bond’ yani ‘çöp tahvil’ deniliyor. Citibank ve diğer bankaların Türkiye’de sattığı ve şu anda ‘çöp tahvil’ durumuna dönüşen kağıtların tutarı ise yüzmilyonlarca doları buluyor.
******
SPEKÜLASYONLAR SÜRECEK
11 Eylül 2001'de ABD'nin New York kentinde ikiz kulelere yapılan saldırıların arkasında yine ABD'nin olduğu kanıtlanamasa da dünya kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak biliniyor. Buna delil olarak ABD'nin önce Afganistan, ardından Irak'a yönelik işgal operasyonları gösteriliyor.
ABD'nin bu bölgede petrolün kontrolünü tutmak amacıyla bulunduğu kanaati hakim. Şu ana kadar sadece Irak'taki işgalin faturasının 3 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki yıllarda bu maliyetin katlanarak sürmesi en kuvvetli beklenti. ABD adeta bir savaş ekonomisi uyguluyor. Şeffaflık son derece zayıf ve SEC (ABD sermaye piyasası kurumu) gibi kurumlar acziyet gösteriyor.
Şimdi gelelim ABD'nin en büyük dördüncü yatırım bankası Lehman Brothers'ın iflasına. Geçen hafta sonuna girilirken zor durumdaki Lehman, uzun süredir görüştüğü Güney Kore yatırım bankası ile çok arzuladığı 5-6 milyar dolarlık kaynak için anlaşamadı. 12 Eylül Cuma günü piyasalar açıkken bankanın durumu aşağı yukarı belli olmuştu; Lehman kurtarılmayacaktı. İngilizlerin önemli bankası Barclays ve Bank of America o hafta sonunda yapılan görüşmeler öncesi muhtemelen Lehman'ı satın almaktan vazgeçmişlerdi. 158 yıllık bir geçmişe sahip bu banka, 600 milyar doları aşan borçlarıyla adeta tarihe gömüldü. Bu önemli iflasın ardında yatan sebepler içinde sadece riskli konut kredileri mi vardı, yoksa bu çaplı büyük batışın ardında bir hortumlama mı söz konusuydu? Bunu yakın zamanda öğreneceğimizi zannetmiyorum. Hafta içinde borsalarda yaşanan aşırı kayıpların arkasında da sorgulanması gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.
Finansal kriz öylesine abartılmıştı ki, piyasalarda sağlam banka kalmayacak, hatta kimilerine göre belki de kapitalizm bile sona erecekti. Bilinçli yapılan bu yorumlar nedeniyle yatırımcılar yok pahasına hisse satarken, piyasalarda yaprak kımıldamıyordu. Eski ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan, yüzyılın krizi olarak nitelendirdiği krizi daha önce hiç görmediğini söyledi ama 1980-1994 yılları arasında işlev gören ve batık kredileri devralacak fon benzeri bir öneri getirmeyi de ihmal etmedi. 1990'lı yıllarda tahvil piyasasının çökmesiyle Drexel batmıştı. Krizi körükleyen açıklamalar hep Greenspan'dan geldi. Soros gibi ünlü spekülatörler de bu krize çanak tutarak finansal piyasalardaki güven kaybını artırıcı açıklamalarda bulundular. 11 Eylül ve sonrasında yaşanan gelişmelerde başrol oynayan siyasilerin ve arka plandaki oyunu kurgulayanların, yaşanan bu krizdeki rolleri görmezden gelinemez. Kapalı kapılar ardından hangi planları devreye sokarak soygun gibi operasyonlar gerçekleştiriyorlar acaba?
Gelelim son noktada özellikle piyasaların cuma günü görülmemiş bir şekilde verdiği tepkiye. Tüm borsaların adeta çökertildiği ortamın oluşturulmasının ardından Rusya milyarlarca dolarlık hisse senedi alacağını duyurdu. Aynı şekilde Çin'de benzer radikal tedbirler alındı. ABD Başkanı Bush yeni paket sinyali verdi. Bu önlemlerin adı bile yetti. Rus Borsası yüzde 30, Çin yüzde 10 yükselirken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tüm haftanın kayıplarını bir günde telafi ederek yüzde 12,8 yükseldi. Bütün bunlar tesadüf müydü, yoksa planlanmış bir organizasyonun uygulanması mıydı? Yorumu sizlere bırakıyorum. Açığa satışların yasaklanması önlemi belirli bir süreliğe kadar ertelenip tekrar uygulamaya sokulması ne kadar hakkaniyetli? Batan Lehman'ı açığa satışlar ne kadar etkiledi? CEO, batmadan önce şirketi halka kapatmayı önerdiyse de neden karşılık bulamadı?
Spekülasyonların biteceğini zannetmiyorum. Çünkü kasım ayında başkanlık seçimleri var. Seçim sonuçlarına etki edecek her türlü çılgınlıkların yaşanması muhtemel. Bir bakarsınız finansal piyasalar düzelirken yine İran gündeme getirilebilir. Ya da başka senaryolar. Açıkçası bu yaşananlar 'yüzyılın krizi mi yoksa keriz silkelemesi mi?' artık siz karar verin.
3-4 sene önce mortgage'i süper bir şey diye tanıtmışlardı, her gün televizyonda mortgage vardı ama balon büyüdü, büyüdü ve fena patladı.
Olay Mortgage in patlaması falan değil.Amerika'nın artık Kapatılamayacak seviyeye gelen açıklarını başka bir taktikle kapatması olayı.Batan paranın ne kadarı Amerikalı yatırımcılara, ne kadarı yabancı yatırımcıya ait olduğu açıklanırsa tablo çok daha net çıkar ortaya.
borsada bu keriz silkelenmesi çok oluyor burda amaç küçük yatırımcıların hisselerini değerini düşürerek almak bildiğiniz gbi borsa en küçük haberden bile etkilenir yarn başbakan hastalandı die haberler yazsa hemen borsa düşücek geçen yıllardır borsada üstat komutuna gelmiş kuruluşlar vb leri bu uygulamayı yapıyorlardı. borsanında bir kuralı senetler düşerken almak çıkışa geçtiği anda satmak işte bu sırada akla hayale gelmicek karlar ortaya çıkıyor bu olayda da dolar bir anda fırladı borsada kısa sürede kendini toparladı valla bu olaylarda olan küçük yatırımcılara olur büyük işler döner ABD de herzamn bu işlerin içinden çıkar :)
Ama İngiltere'de falan da mortgage kuruluşları iflas etti bildiğim kadarıyla. Başka ülkede var mı bilmiyorum.
hocam şimdi bu kurumlar iflaslarını açıklayıp halka azrzlarını kapatmıyorlar bu arada piyasalara yalan abartı beyanlar çıkıyor tarihin en büyük krizi borsa batacak kuruluşlar kapanacak gbi ve daha çok abartı haber ardı ardına yapılıyor panik havası oluyor yani su bulandırılıyor tabi küçük ve orta seviyede oynayan hissedarlar paniğe kapılıp hisselerini yok pahasına satıyorlar bu hisseleri kimler alıyor hocm biliyomusun yine iflasını açıklayan kuruluşların sahipleri hissedarları ve bunlar böylelikle çok büyük karlar ediyorlar ve yeni kuruluşlarla bir bir doğuyorlar borsa tarihinde bunlar çok yaşandı böle büyük ülkelerde meydana gelen ekonomik olaylar dünya borsasını etkiler ve her ülkede bu keriz silkeleme taktiği yapılır
borsa değerini buldu dolar düşmeye başlar bu hafta içinde
borsa değerini buldu dolar düşmeye başlar bu hafta içinde
Olli’madi İspanya!
Hafta sonunda birkaç gazetede arka sayfalarda haber olan.. O yüzden pek dikkat çekmeyen bir haberi özetleyerek aktaralım...
Efendim, İspanya Yüksek Mahkemesi, terör örgütü ETA ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Bask bölgesinde faaliyet gösteren Komünist Partisi’ni (PCVT) kapatmış. Aynı mahkeme bir süre önce de Bask Milliyetçi Hareketi’ni (ANV) aynı gerekçe ile siyasi faaliyetten men etmişti. Batasuna da dikkate alındığında, bu, mahkemenin verdiği 3. kapatma kararı oluyor...
Demokrasilerde parti kapatma yoktur... Partileri ancak seçmen oy vermeyerek kapatır, diyen bizim haybeci... Pardon, ABe’ci liberal, dinci, şeriatçı, sözde “demokrat!” dostlar! ve onların ağababaları Olli Rehn’ler, Lagendijk’ler bu haberlere ne diyorlar? Hiç sesleri çıkmıyor da...
Gelelim ANV’nin kapatılmasına.. Bu parti neden mi kapatıldı? Teröristler tarafından 1 jandarmanın öldürülmesi olayını kınamadığı için... Evet, sadece cinayeti kınamadığı için.
Bizde durum nasıl diye sorarsanız.. İşte dünkü gazetelerden bir haber:
“DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici uzun bir konvoy eşliğinde Siverek ilçesi Karbahçe köyüne geldi. Biji Apo sloganlarıyla karşılandı. Üzerindeki bombaların patlamasıyla ölen PKK’lı Müslüm Güneşoğlu’nun ailesini ve taziye çadırını ziyaret etti, saygı duruşuna katıldı”
İspanya böyle bir partiyi siyasi parti saymıyor, yaşatmıyor. Biz ise demokratlığımızı böyle partilere tahammül etmekle ölçüyoruz... Birimiz yanlış yapıyor ama...
Melih Aşık
Hafta sonunda birkaç gazetede arka sayfalarda haber olan.. O yüzden pek dikkat çekmeyen bir haberi özetleyerek aktaralım...
Efendim, İspanya Yüksek Mahkemesi, terör örgütü ETA ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Bask bölgesinde faaliyet gösteren Komünist Partisi’ni (PCVT) kapatmış. Aynı mahkeme bir süre önce de Bask Milliyetçi Hareketi’ni (ANV) aynı gerekçe ile siyasi faaliyetten men etmişti. Batasuna da dikkate alındığında, bu, mahkemenin verdiği 3. kapatma kararı oluyor...
Demokrasilerde parti kapatma yoktur... Partileri ancak seçmen oy vermeyerek kapatır, diyen bizim haybeci... Pardon, ABe’ci liberal, dinci, şeriatçı, sözde “demokrat!” dostlar! ve onların ağababaları Olli Rehn’ler, Lagendijk’ler bu haberlere ne diyorlar? Hiç sesleri çıkmıyor da...
Gelelim ANV’nin kapatılmasına.. Bu parti neden mi kapatıldı? Teröristler tarafından 1 jandarmanın öldürülmesi olayını kınamadığı için... Evet, sadece cinayeti kınamadığı için.
Bizde durum nasıl diye sorarsanız.. İşte dünkü gazetelerden bir haber:
“DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici uzun bir konvoy eşliğinde Siverek ilçesi Karbahçe köyüne geldi. Biji Apo sloganlarıyla karşılandı. Üzerindeki bombaların patlamasıyla ölen PKK’lı Müslüm Güneşoğlu’nun ailesini ve taziye çadırını ziyaret etti, saygı duruşuna katıldı”
İspanya böyle bir partiyi siyasi parti saymıyor, yaşatmıyor. Biz ise demokratlığımızı böyle partilere tahammül etmekle ölçüyoruz... Birimiz yanlış yapıyor ama...
Melih Aşık
deniz fenerinin ışıında 8 yıldır ders yapıyoz hocam ama öörenemedik:)
:D çok haklısın hocam :) ders alalım derken almayanlara dedim zaten :P :)