Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Haberler
Aşk için kaçtılar!
7 ve 6 yaşındaki minik aşıklar evlenmek için Afrika'ya gitmeye kalkıştı! Bakın neler oldu...
AA
--------------------------------------------------------------------------------
Almanya'da biri 7, diğeri 6 yaşında iki küçük
aşık, son derece "romantik" bir fikirle, "sıcak bir balayı için" Afrika'da
evlenmek üzere yola çıkmalarının ardından, Hannover tren garında yakayı ele
verdi.
Alman polisinin açıklamasına göre, yılbaşı gecesi dul babasının yeni
birlikte yaşamaya başladığı kadının iki kızından 7 yaşındaki Anna-Lena'ya gönlünü
kaptıran 6 yaşındaki Mika, sevgilisini "sıcak Afrika'da evlenmeye" ikna etti.
Boşanmış ailelerin çocukları olan iki minik aşık, Anna-Lena'nın 5
yaşındaki kız kardeşi Anna-Bell'i de şahitlik yapmak üzere yanlarına alarak, 1
Ocak sabahı güneş gözlüğü, plaj eşyaları ve kıyafetleri koydukları valizleriyle
yola düştü.
Langenhagen'daki evlerinden aileleri uyurken erkenden yola çıkan
çocuklar, yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra havaalanına gitmek üzere
Hannover tren garına giden tramvaya bindi.
Tren garında küçük çocukları fark eden demiryolu görevlilerinin polisi
uyarması üzerine iki polis memuru, minik aşıkları ve şahitlerini, parasız ve uçak
bileti olmaksızın Afrika'ya gidemeyecekleri konusunda ikna ettikten sonra gardaki
karakola götürdü. Aileleri bulunan çocuklar, anne babalarına teslim edildi.
Minik aşıklar, "projelerini daha sonra gerçekleştirmek istediklerini"
belirtti.
7 ve 6 yaşındaki minik aşıklar evlenmek için Afrika'ya gitmeye kalkıştı! Bakın neler oldu...
AA
--------------------------------------------------------------------------------
Almanya'da biri 7, diğeri 6 yaşında iki küçük
aşık, son derece "romantik" bir fikirle, "sıcak bir balayı için" Afrika'da
evlenmek üzere yola çıkmalarının ardından, Hannover tren garında yakayı ele
verdi.
Alman polisinin açıklamasına göre, yılbaşı gecesi dul babasının yeni
birlikte yaşamaya başladığı kadının iki kızından 7 yaşındaki Anna-Lena'ya gönlünü
kaptıran 6 yaşındaki Mika, sevgilisini "sıcak Afrika'da evlenmeye" ikna etti.
Boşanmış ailelerin çocukları olan iki minik aşık, Anna-Lena'nın 5
yaşındaki kız kardeşi Anna-Bell'i de şahitlik yapmak üzere yanlarına alarak, 1
Ocak sabahı güneş gözlüğü, plaj eşyaları ve kıyafetleri koydukları valizleriyle
yola düştü.
Langenhagen'daki evlerinden aileleri uyurken erkenden yola çıkan
çocuklar, yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra havaalanına gitmek üzere
Hannover tren garına giden tramvaya bindi.
Tren garında küçük çocukları fark eden demiryolu görevlilerinin polisi
uyarması üzerine iki polis memuru, minik aşıkları ve şahitlerini, parasız ve uçak
bileti olmaksızın Afrika'ya gidemeyecekleri konusunda ikna ettikten sonra gardaki
karakola götürdü. Aileleri bulunan çocuklar, anne babalarına teslim edildi.
Minik aşıklar, "projelerini daha sonra gerçekleştirmek istediklerini"
belirtti.
Gazze’ye operasyon başlatan İsrail’in Hasharon takımı için Ankara Emniyeti adeta seferberlik ilan etti,Bugün Eurocup’ta Türk Telekom ile oynayacak misafir ekibin kaldığı otelde kuş uçurtulmazken karşılaşmanın yapılacağı Atatürk Spor Salonu’nda da olağanüstü önlemlerin alınacağı öğrenildi
İsrail ordusunun Gazze kentine başlattığı hava ve kara operasyonunun ardından bu ülkeye karşı protesto eylemlerinin doruk noktasına ulaştığı Türkiye’de bugün Türk Telekom ile Bnei Hasharon takımları arasında oynanacak Eurocup basketbol maçı öncesi Ankara’da emniyet alarma geçirildi.
Olası protesto eylemlerine karşı olağanüstü önlem alan Ankara Emniyeti, konuk ekip kafilesinin herhangi bir tacize uğramaması için Dışişleri Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda benzeri görülmemiş önlemler aldı. Konuk ekibin kalayacağı otel çevresini korumaya alan emniyetin tüm giriş çıkışları yasakladığı ortaya çıktı.
Telekom’un Eurocup’da İsrail’de oynadığı ve 76-54 kazandığı rövanş maçı için dün öğle saatlerinde Ankara’ya gelen konuk ekibi korumaya alan Ankara Emniyet Müdürlüğü, karşılaşmanın oynanacağı Atatürk Spor Salonu’nu girilmez bölge ilan etti.
Salonda bomba imha ekipleri ve özel eğitimli köpeklerle arama yapan güvenlik güçlerinin maça girecek seyircileri özel kontrole tabi tutacakları ve her türlü pankart ile tehlikeli maddenin girişine engel olacakları bildirildi. Son günlerde çeşitli kentlerde İsrail aleyhine düzenlenen mitingleri göz önüne alan emniyetin yanı sıra on beş Mossad elemanın da Ankara’ya geldiği ve kafilenin güvenliği ile ilgili bir dizi önlem aldığı ifade edildi. Maçın bitiminden sonra da Hasharon ekibinin olağanüstü güvenlik koşulları altında Esenboğa Havalimanı’na götürülerek ülkeyi terk etmesinin sağlanacağı bildirildi.
Bu arada maç öncesi salona gelecek seyircilere taşkınlık yapmamaları yolunda uyarıcı anons yapılacağı, verilecek aşırı tepkilerin Türkiye’nin ceza almasına yol açacağı kaydedildi. Kritik karşılaşma bugün saat 19.30’da Atatürk Spor Salonu’nda başlayacak.
Maç sykTürk ten naklen canlı yayınlanacak 19:30 da
İsrail ordusunun Gazze kentine başlattığı hava ve kara operasyonunun ardından bu ülkeye karşı protesto eylemlerinin doruk noktasına ulaştığı Türkiye’de bugün Türk Telekom ile Bnei Hasharon takımları arasında oynanacak Eurocup basketbol maçı öncesi Ankara’da emniyet alarma geçirildi.
Olası protesto eylemlerine karşı olağanüstü önlem alan Ankara Emniyeti, konuk ekip kafilesinin herhangi bir tacize uğramaması için Dışişleri Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda benzeri görülmemiş önlemler aldı. Konuk ekibin kalayacağı otel çevresini korumaya alan emniyetin tüm giriş çıkışları yasakladığı ortaya çıktı.
Telekom’un Eurocup’da İsrail’de oynadığı ve 76-54 kazandığı rövanş maçı için dün öğle saatlerinde Ankara’ya gelen konuk ekibi korumaya alan Ankara Emniyet Müdürlüğü, karşılaşmanın oynanacağı Atatürk Spor Salonu’nu girilmez bölge ilan etti.
Salonda bomba imha ekipleri ve özel eğitimli köpeklerle arama yapan güvenlik güçlerinin maça girecek seyircileri özel kontrole tabi tutacakları ve her türlü pankart ile tehlikeli maddenin girişine engel olacakları bildirildi. Son günlerde çeşitli kentlerde İsrail aleyhine düzenlenen mitingleri göz önüne alan emniyetin yanı sıra on beş Mossad elemanın da Ankara’ya geldiği ve kafilenin güvenliği ile ilgili bir dizi önlem aldığı ifade edildi. Maçın bitiminden sonra da Hasharon ekibinin olağanüstü güvenlik koşulları altında Esenboğa Havalimanı’na götürülerek ülkeyi terk etmesinin sağlanacağı bildirildi.
Bu arada maç öncesi salona gelecek seyircilere taşkınlık yapmamaları yolunda uyarıcı anons yapılacağı, verilecek aşırı tepkilerin Türkiye’nin ceza almasına yol açacağı kaydedildi. Kritik karşılaşma bugün saat 19.30’da Atatürk Spor Salonu’nda başlayacak.
Maç sykTürk ten naklen canlı yayınlanacak 19:30 da
İsrail kendi askerini vurdu: 3 ölü, 24 yaralı
Gazze Şeridi'nde bir İsrail tankından yanlışlıkla açılan ateş sonucu 3 asker öldü, 4'ü ağır 24 asker yaralandı.
İsrail ordusunun açıklamasında, askerlerinin işgal ettiği binada Hamas militanları olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla topçu ateşi açıldığı belirtildi. İsrail ordusuna göre, Hamas'a karşı kara harekatının başladığı Cumartesi gününden bu yana ölen asker sayısı 4'e çıktı.
Gazze Şeridi'nde bir İsrail tankından yanlışlıkla açılan ateş sonucu 3 asker öldü, 4'ü ağır 24 asker yaralandı.
İsrail ordusunun açıklamasında, askerlerinin işgal ettiği binada Hamas militanları olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla topçu ateşi açıldığı belirtildi. İsrail ordusuna göre, Hamas'a karşı kara harekatının başladığı Cumartesi gününden bu yana ölen asker sayısı 4'e çıktı.
Burdan da anlaşılabileceği üzere,İsrail rastgele hareket ediyor :)
Sky turk te Türk telekom -Hasharon(İsrail Takımı) maçı var.Taraftarlar baya tepkililer.Bakalım maç oynanabilecek mi?
Umarım sesli tepkiler dışında fiziksel bir tepki gösterilmez.Hani İsrail'in faturası bir takıma kesilemeyeceği gibi zaten deymez...
ankara seyircisinin abartı tepki gösterdiğini daha önce hiç hatırlamıyorum. telekomu yakacak bir harekette bulunmazlar diye tahmin ediyorum.
Gazze'de İsrail bugün bir BM okuluna hava saldırısı düzenledi. Saldırıda 40 Filistinli öldü. Aralarında çocuklar da var.
Onlarca da yaralı var. Oysa BM'nin mülteci konumundaki Filistinliler için yaptırdığı okul sığınabilecekleri tek yerdi. Şimdi, gündeme yeni bir soru düşüyor: Neden Gazze'den en azından çocuklar tahliye edilmedi?
Filistinli hastane kaynakları, BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Kurumuna ait (UNRWA) okula isabet eden İsrail tank ateşinde ölenlerin sayısının 40'a çıktığını açıkladı.
Ölenlerin okula sığınanlar ve yöre sakinleri olduğu belirtildi.
Hangi savaş küçücük çocukların, bebeklerin katledilmesini haklı kılabilir ki... Gazze'de bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail'in yağdırdığı bombalar minicik çocukların hayatını karartıyor.
Dün Gazze hastanelerine getirilen 60 cesetten en az 13'nün çocuk olduğu, harekatta şu ana kadar ölen çocuk sayısının 100'ü aştığını bildiriliyor.
İSRAİL OKUL VURDU
Gazze'de İsrail bugün bir BM okuluna hava saldırısı düzenledi. Saldırıda 40 Filistinli öldü. Aralarında çocuklar da var. Onlarca da yaralı var. Oysa BM'nin mülteci konumundaki Filistinliler için yaptırdığı okul sığınabilecekleri tek yerdi.
İnsanlık trajedisi yaşanıyor
BM'nin Filistinli Mülteciler için kurduğu ajansın (UNRWA) Başkanı John Ging, İsrail'in önce havadan sonra da karadan vurduğu Gazze Şeridi'ndeki durumun her geçen saniye daha da kötüleştiğini söyledi.
Ging, 11. gününe giren İsrail saldırıları yüzünden Gazze Şeridi'nde ''bir insanlık trajedisi'' yaşandığını belirttiği açıklamasında, ''Burada her an kötüleşen korkunç bir trajedi söz konusu. Yaralı insanlar yığın yığın akın ediyor. İnanılır gibi değil'' ifadesini kullandı.
Gazze'deki Şifa Hastanesi'ni ziyaret ettikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Ging, ''Duyduklarımdan ve gördüklerimden şoke oldum. Yaraların durumuna akınca, gözle görülür biçimde insanlıktan ne derece uzak bir noktaya ulaştığımız ortada'' dedi. İnsanların şiddetten kaçarak sığındığı BM'nin idaresindeki okulun da vurulduğunu hatırlatan Ging, ''Gazze'de güvenli ya da sığınılabilecek tek bir yer bile yok. Herkes korku içinde, travma geçiriyor, çünkü şiddetten kaçacak bir yer yok'' diye konuştu.
Onlarca da yaralı var. Oysa BM'nin mülteci konumundaki Filistinliler için yaptırdığı okul sığınabilecekleri tek yerdi. Şimdi, gündeme yeni bir soru düşüyor: Neden Gazze'den en azından çocuklar tahliye edilmedi?
Filistinli hastane kaynakları, BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Kurumuna ait (UNRWA) okula isabet eden İsrail tank ateşinde ölenlerin sayısının 40'a çıktığını açıkladı.
Ölenlerin okula sığınanlar ve yöre sakinleri olduğu belirtildi.
Hangi savaş küçücük çocukların, bebeklerin katledilmesini haklı kılabilir ki... Gazze'de bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail'in yağdırdığı bombalar minicik çocukların hayatını karartıyor.
Dün Gazze hastanelerine getirilen 60 cesetten en az 13'nün çocuk olduğu, harekatta şu ana kadar ölen çocuk sayısının 100'ü aştığını bildiriliyor.
İSRAİL OKUL VURDU
Gazze'de İsrail bugün bir BM okuluna hava saldırısı düzenledi. Saldırıda 40 Filistinli öldü. Aralarında çocuklar da var. Onlarca da yaralı var. Oysa BM'nin mülteci konumundaki Filistinliler için yaptırdığı okul sığınabilecekleri tek yerdi.
İnsanlık trajedisi yaşanıyor
BM'nin Filistinli Mülteciler için kurduğu ajansın (UNRWA) Başkanı John Ging, İsrail'in önce havadan sonra da karadan vurduğu Gazze Şeridi'ndeki durumun her geçen saniye daha da kötüleştiğini söyledi.
Ging, 11. gününe giren İsrail saldırıları yüzünden Gazze Şeridi'nde ''bir insanlık trajedisi'' yaşandığını belirttiği açıklamasında, ''Burada her an kötüleşen korkunç bir trajedi söz konusu. Yaralı insanlar yığın yığın akın ediyor. İnanılır gibi değil'' ifadesini kullandı.
Gazze'deki Şifa Hastanesi'ni ziyaret ettikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Ging, ''Duyduklarımdan ve gördüklerimden şoke oldum. Yaraların durumuna akınca, gözle görülür biçimde insanlıktan ne derece uzak bir noktaya ulaştığımız ortada'' dedi. İnsanların şiddetten kaçarak sığındığı BM'nin idaresindeki okulun da vurulduğunu hatırlatan Ging, ''Gazze'de güvenli ya da sığınılabilecek tek bir yer bile yok. Herkes korku içinde, travma geçiriyor, çünkü şiddetten kaçacak bir yer yok'' diye konuştu.
"Burası Kürdistan kabul edin artık"
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürt halkının dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenlerin 20 yıldır verilen mücadele sonucu kabul ettiklerini söyledi.
Baydemir, “Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu topraklarında adını kabullenecekler” dedi. DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise, Kandil'e bomba yağdırma talimatı veren Başbakan Erdoğan'ın Filistin'de barışı sağlayamayacağını ileri sürerek, “İsrail ne kadar barış ve ateşkesi istiyorsa Başbakan Erdoğan'da o kadar istiyor” diye konuştu.
29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde DTP'den yeniden aday adayı olan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, tek aday adayı olarak, bugün Bağlar Belediyesi Kapalı Spor Salonu'nda oluşturulan ‘Seçim Platformu'nun karşısına çıktı. Sivil toplum kuruluşları, DTP'nin gençlik, kadın komisyonları, mahalle muhtarları ve mahalle komisyonlarının oluşturduğu seçim platformunun toplantısı, ‘demokrasi şehitleri' için saygı duruşu ile başladı. Toplantıya DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, DTP Diyarbakır milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Gültan Kışanak da katıldı.
‘BÜTÜN KÜRDİSTAN'DA BELEDİYELERİ İSTİYORUZ'
Toplantıda ilk konuşmayı Kürtçe yapan Divan Başkanı ve seçim komisyonu üyesi Lütfü Dağ, 29 Mart seçimlerinin Kürtler için yerel seçimden çok siyasi bir seçim olacağını savundui. Dağ şunları söyledi: “Bu seçim Kürtler için aynı zamanda bir referandum olacaktır. Biz sadece bir iki ili değil, bütün Kürdistan'da belediyeleri istiyoruz. Kimse Diyarbakır'ı bizden alamaz. Amed (Diyarbakır) Kürt halkının kalbidir. Dün din ile Kürtleri kandırmaya çalışanlar, bugün TRT 6 ile kandırmaya çalışıyorlar. Biz adaylarımızı konfederalizm sisteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştık. Sorunlar olabilir, sıkıntılar yaşanmış olabilir ancak önümüzdeki başka seçimlerde bunlar da giderilecektir.”
‘BAŞBAKAN SAMİMİ DEĞİL'
DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştirerek, Başbakan'ın Filistin'de barış ve ateşkesi sağlayamayacağını ileri sürdü. Demirtaş şöyle konuştu: “Başbakan, barış konusunda samimi değil. Samimi olsaydı önce kendi ülkesinde barış sağlanması için çaba sarf ederdi. Bu nedenle Başbakan'ı Ortadoğu'da kimse ciddiye almaz. Bir taraftan talimat verip günlerdir Kandil'i bombalayacaksın, diğer yandan Filistin için barış ve ateşkes isteyeceksin. Onun için İsrail, ne kadar barış ve ateşkes istiyorsa Başbakan Erdoğan da o kadar istiyordur. Başbakan, önce barış için kendi ülkesinden işe başlasın. Bu ülkenin topraklarına atılan her bomba olsa olsa AKP'nin sonunu getirecektir. Hava ve kara operasyonları derhal durdurulmalıdır. ‘Ya sev ya terk et' diyenler 29 Mart'ta sandıkta cevabı alacaklardır.”
Demirtaş, Kürtçe yayın yapan TRT 6'nın yayınları konusuna da değinerek, “TRT 6, Başbakan'ın maskelerinden biridir. Ama bu halk geçmişte yaşananları unutmadı. TRT 6 maskesini taksalar da kirli yüzlerini saklayamazlar. TRT 6 nevruzda yaşanan baskıları ve zulmu yayınlasın, biz de TRT 6'yı izleyelim. Bizim televizyonumuzdur diyelim” dedi.
BU TOPRAKLARIN ADINI DA KABULLENECEKLER'
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürtçe yaptığı konuşmada siyasi mesaj verdi. Türkçe konuşmasında ise 5 yılda yaptıkları çalışmaları sinevizyon gösterisi eşliğinde anlattı. Baydemir, Kürtçe konuşmasında, “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu toprakların da adını kabullenecekler” dedi. Türkiye'de geri kalan 21 ilin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yer aldığını söyleyen Baydemir, şöyle konuştu: “Hükümetler, batı illerine fabrika, otabanlar yaparken, Doğu ve Güneydoğu'ya karakol yaptılar, Jandarma gönderdiler. Kimliğimizden, dilimizden, kültürümüzden ve inancımazdan asla vazgeçmeyeceğiz. 80 yılda yapılamayanı bütün engellemelere rağmen 8 yılda yaptık. Biz devletin bize biçtiği yoksulluk kefenini yırtacağız. Kimlik kadar, dilimiz kadar, bizim için ekonomik ve sosyal kalkınma da önemlidir. Sosyal ve ekonomik kalkınmayı da söke söke alacağız. İmar planı konusunda bu kentin 30 yılını planladık.” Konuşmalardan sonra basına kapalı olarak devam eden toplantıda Baydemir, seçilmesi halinde yeni dönemde yapacağı çalışmaları anlattı.
milletim seçtiği, Türkiye Cumhuriyeti milletvekili de bu şekilde konuşursa sonumuz gercekten çok kötü olacak... bunlara acilen birilerinin dur demesi gerekli...
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürt halkının dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenlerin 20 yıldır verilen mücadele sonucu kabul ettiklerini söyledi.
Baydemir, “Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu topraklarında adını kabullenecekler” dedi. DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise, Kandil'e bomba yağdırma talimatı veren Başbakan Erdoğan'ın Filistin'de barışı sağlayamayacağını ileri sürerek, “İsrail ne kadar barış ve ateşkesi istiyorsa Başbakan Erdoğan'da o kadar istiyor” diye konuştu.
29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde DTP'den yeniden aday adayı olan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, tek aday adayı olarak, bugün Bağlar Belediyesi Kapalı Spor Salonu'nda oluşturulan ‘Seçim Platformu'nun karşısına çıktı. Sivil toplum kuruluşları, DTP'nin gençlik, kadın komisyonları, mahalle muhtarları ve mahalle komisyonlarının oluşturduğu seçim platformunun toplantısı, ‘demokrasi şehitleri' için saygı duruşu ile başladı. Toplantıya DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, DTP Diyarbakır milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Gültan Kışanak da katıldı.
‘BÜTÜN KÜRDİSTAN'DA BELEDİYELERİ İSTİYORUZ'
Toplantıda ilk konuşmayı Kürtçe yapan Divan Başkanı ve seçim komisyonu üyesi Lütfü Dağ, 29 Mart seçimlerinin Kürtler için yerel seçimden çok siyasi bir seçim olacağını savundui. Dağ şunları söyledi: “Bu seçim Kürtler için aynı zamanda bir referandum olacaktır. Biz sadece bir iki ili değil, bütün Kürdistan'da belediyeleri istiyoruz. Kimse Diyarbakır'ı bizden alamaz. Amed (Diyarbakır) Kürt halkının kalbidir. Dün din ile Kürtleri kandırmaya çalışanlar, bugün TRT 6 ile kandırmaya çalışıyorlar. Biz adaylarımızı konfederalizm sisteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştık. Sorunlar olabilir, sıkıntılar yaşanmış olabilir ancak önümüzdeki başka seçimlerde bunlar da giderilecektir.”
‘BAŞBAKAN SAMİMİ DEĞİL'
DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştirerek, Başbakan'ın Filistin'de barış ve ateşkesi sağlayamayacağını ileri sürdü. Demirtaş şöyle konuştu: “Başbakan, barış konusunda samimi değil. Samimi olsaydı önce kendi ülkesinde barış sağlanması için çaba sarf ederdi. Bu nedenle Başbakan'ı Ortadoğu'da kimse ciddiye almaz. Bir taraftan talimat verip günlerdir Kandil'i bombalayacaksın, diğer yandan Filistin için barış ve ateşkes isteyeceksin. Onun için İsrail, ne kadar barış ve ateşkes istiyorsa Başbakan Erdoğan da o kadar istiyordur. Başbakan, önce barış için kendi ülkesinden işe başlasın. Bu ülkenin topraklarına atılan her bomba olsa olsa AKP'nin sonunu getirecektir. Hava ve kara operasyonları derhal durdurulmalıdır. ‘Ya sev ya terk et' diyenler 29 Mart'ta sandıkta cevabı alacaklardır.”
Demirtaş, Kürtçe yayın yapan TRT 6'nın yayınları konusuna da değinerek, “TRT 6, Başbakan'ın maskelerinden biridir. Ama bu halk geçmişte yaşananları unutmadı. TRT 6 maskesini taksalar da kirli yüzlerini saklayamazlar. TRT 6 nevruzda yaşanan baskıları ve zulmu yayınlasın, biz de TRT 6'yı izleyelim. Bizim televizyonumuzdur diyelim” dedi.
BU TOPRAKLARIN ADINI DA KABULLENECEKLER'
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürtçe yaptığı konuşmada siyasi mesaj verdi. Türkçe konuşmasında ise 5 yılda yaptıkları çalışmaları sinevizyon gösterisi eşliğinde anlattı. Baydemir, Kürtçe konuşmasında, “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu toprakların da adını kabullenecekler” dedi. Türkiye'de geri kalan 21 ilin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yer aldığını söyleyen Baydemir, şöyle konuştu: “Hükümetler, batı illerine fabrika, otabanlar yaparken, Doğu ve Güneydoğu'ya karakol yaptılar, Jandarma gönderdiler. Kimliğimizden, dilimizden, kültürümüzden ve inancımazdan asla vazgeçmeyeceğiz. 80 yılda yapılamayanı bütün engellemelere rağmen 8 yılda yaptık. Biz devletin bize biçtiği yoksulluk kefenini yırtacağız. Kimlik kadar, dilimiz kadar, bizim için ekonomik ve sosyal kalkınma da önemlidir. Sosyal ve ekonomik kalkınmayı da söke söke alacağız. İmar planı konusunda bu kentin 30 yılını planladık.” Konuşmalardan sonra basına kapalı olarak devam eden toplantıda Baydemir, seçilmesi halinde yeni dönemde yapacağı çalışmaları anlattı.
milletim seçtiği, Türkiye Cumhuriyeti milletvekili de bu şekilde konuşursa sonumuz gercekten çok kötü olacak... bunlara acilen birilerinin dur demesi gerekli...
topunu yakıcan .. saldırı geldimi giricen kuzey ırak'a israilin yaptığını yapıcan.. normalmiş çünkü yaptıkları bizde normal olmalıyız..
bende çok ü-zülüyorum filistin de olanlara... oradaki din kardeşlerimize yapılanlara... ama biz öncelikle kendi içimizdeki pislikleri temizlemeliyiz...
Pkk lıların arasında da illaki müslüman vardır değil mi? E peki aynı ümmetten mi oluyoruz şimdi sevmek mi lazım bunları?!?!!!???
O zaman arapların öldürdüğü binlerce Türk var nasıl olucak?İşte ne kadar karmaşık bir olay değil mi?Filistin diyince genel olarak müslüman kardeşlerimiz diyoruz ya kimin müslüman olup kimin olmadığını bilemeyeceğimiz için bence böyle olaylarda ümmetciliğe yer yok!