Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Haberler
Baykal
Cuma namazlarını yasaklayacakmış.
Kızların başını açacakmış. İsteyene poşet (CHP logolu) takma izni verecekmiş.
Devlet dairelerinde askılı body ve mini etek satışları başlatacakmış, üstelik bir alana bir bedava olacakmış.
Her eve bir şişe viski alma mecburiyeti getirecekmiş ve içki içenlerden kurumlar vergisi almayacakmışşş…
Erdoğan
Cuma namazı kesmiyor diye Perşembe namazı getirecekmiş ve mesai verecekmiş perşembeye gidenlere.
Bayramlarda Atatürk’ün yerine Hz. Ömer posterlerini astıracakmış.
Namaz kılanlardan su parası almayacakmış.
Köprüden geçerken üç ihlas bir fatiha okuduğunu ispat edenden köprü parası almayacakmış.
Camında seccade asılı olan evlerden çevre temizlik vergisi almayacakmışşş…
Bahçeli
Herkesin sağ omzuna kurt başı dövmesi yaptıracakmış.
Kürtlere şehirlerarası vize uygulaması getirecekmiş.
Türklerin okuması için, göreve geldiği ilk 5 yıl üniversitelere Türklerden başkasını almayacakmışşş…
İnanılır gibi değil
Biraz ironik olsa da yukarıda anlattıklarım, bu ve buna benzer binlerce yaklaşımı her ortamda duyabilirsin. Ne kadar ucuz bakış açıları bunlar. “Azınlık Raporu” diye bir film vardı. Aklıma o geldi: Suç işlemediği halde, suç işleme potansiyeli olan insanları cezalandırıyorlardı.
Kabul ediyorum, ben vurdumduymaz bir insanım
Türkiye’yi kimin yönettiği beni hiç ilgilendirmiyor; çünkü hiçbiri vatan haini ya da din düşmanı değil ülkemizi yönetmek isteyenlerin. Hepsi de kesinlikle iyi niyetli ve hepsi de gece gündüz vatan için çalışıyor. Demirel de öyleydi, Erbakan da, Özal da… Hepsi ellerinden geldiği, akıllarının aldığı ölçüde ülkemizin huzuru için çalıştı.
Ve 2008 yılına geldik. Bugün de ülkeyi yönetmeye talip insanlar var. Hepsi de vatanı için yaşıyor bu adamların. Yani hiçbir zaman öyle korkulduğu ya da spekülasyonlar koparıldığı gibi olmayacak. Ne sayın Tayyip Erdoğan bu halkın başını kapatacak, içki içeni idam edecek. Ne de sayın Deniz Baykal milletin başını açacak, herkese zorla içki içirecek. Ne de sayın Devlet Bahçeli Türk olmayanları öldürecek…
Korkulacak bir şey yok. Şu anda “Cumhuriyet elden gidiyor!” diye yaygara yapanları komik buluyorum. Nereye gidiyormuş cumhuriyet. Saçmalamayın lütfen. Ya da öte yandan “Eğer bu devleti CHP’ye bırakırsak anamızın başındaki örtüyü söker bunlar.” diyerek olaylar çıkarıp, üniversitelerde kavga edenler… Ne kadar basit bakış açıları bunlar. “Okullarda baş örtüsü serbest olursa siyasi simgeye dönüşür, böylece Atatürkçülük zarar görür.” Ya da “Eğer yasaklanırsa başörtüsü 10 yıl sonra Türkiye’de Müslüman kalmaz!” Komik.
KIYAMET BENZETMESİ
Her insan en fazla 100 yıllık bir zaman dilimi için gönderilir dünyaya. Ve bütün zamanların, bütün olayların kendi yaşadığı yüzyılda gerçekleşeceğini zanneder. 1.500 yıl önce de insanlar kıyametin kopacağından bahsediyorlardı. Bugün de. Binaların yükselmesi, zinanın çoğalması vb. belirtiler kıyamet habercisiydi hep. Ve insanoğlu gelişmek zorundaydı. Her yüzyılda bir kat atsanız. 21 yüzyılda 21 kata ulaşırdınız. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Ve her yüzyılda binalar bir önceki yüzyıla göre yükselmiş olurdu.
Çok net söyleyebilirim ki her insan doğar büyür ve kıyametin kendi bulunduğu yüzyılda kopacağına inanır ve son belirtiyi (Güneşin tersten doğmasını) beklerken ölür. Bu asla değişmez. 21. yüzyılda da her yıl binlerce kıyamet belirtisi duyduk. Duymaya devam edeceğiz.
Ayrıca bir insan için 5 milyar yıldır varolan bu dünyanın en kutsal yüzyılının kendi yaşadığı yüzyıl olması hiç de garip değil. Ve zaten her insanın kendi penceresinden aynı manzara bu yüzden görünür.
Şüpheci yaklaşımlar, kötü haber dağıtıcıları, bölücü düşünceler, negatif düşünen tembeller, karalamaktan başka işi olmayanlar, sürekli küçük düşünenler, her güzel şeyin altından mutlaka kötü bir şey çıkacağına inananlar, komplo teorisyenleri… bu adamların hepsi küçük yaşar ve küçük ölürler. Ve aslında bir ülkeyi devlet yönetenler değil, bu tarz kötü düşünceler batırır.
İŞTE KÜÇÜK BEYİNLİLİK VE SONUÇLARI
10 yıla kadar kıyametin kopacağına inanan bir insanı düşün! Ne yapar bu adam? Nasıl hedef belirler?
Önümüzdeki yılın sonunda kriz olacağına inanmış biri nasıl yatırım yapar?
‘Onlar iktidar olursa ortalık fena karışır, artık bu ülkede yaşanmaz.’ diyen bir kafa nasıl sevebilir ülkesini?
‘Türkiye nereye gidiyor?’ diyerek, ardından ‘Çok fena yerlere gidiyor!’ diye acı çeken birinden ne beklersin?
Önümüzdeki 5 yılda mutlaka deprem olacağına inanan bir kafa nasıl huzur bulur?
Peki şimdi düşün bakalım iz bırakan hangi deha, hangi büyük lider bu şekilde düşünmüş olabilir?
Türkiye’deki siyasi çalkantıları düşünen bir adamın sadece emekli olmaya konsantre olması doğal ve bir o kadar da acı değil midir?
Amerika’nın Ortadoğu’yu ele geçirme planının içerisinde Türkiye’nin de olduğunu düşünerek nasıl yaşar bir insan, neden ihracat yapmaya yeltenir? Şimdi Türkiye’de “Kim Amerikan vatandaşı olmak ister?” diye bir anket* yapılsa, anket bize acı verirdi.
*Ben böyle bir mini anket yaptım ve utandım. Sonuçları paylaşmak istemiyorum.
Yukarıdakiler komik ve bunlar sadece zayıf adamların işi.
BÜYÜK ADAMLAR BAŞKA TÜRLÜ DÜŞÜNÜR
Kıyametin bir gün kopacağı muhakkak; ama bu asla benim zamanımda olmayacak.
Benim zamanımda asla büyük deprem olamaz, olsa da ben bu depremden zarar görmem. Taş taş üstünde kalmasa bile bana hiçbir şey olmaz!
Türkiye ne kadar çalkalanırsa çalkalansın asla kriz mriz olmaz. Kriz beni durduramaz. Bu imkansız. Kriz olsa da bana bir şey olmaz. Günde 10 saat çalışmak yerine 20 saat çalışır, aşarım ben krizi.
Emekli olmak bana uygun değil ve bunu asla düşünmedim ben. Ömrümün sonuna kadar çalışır üretirim. 90 yaşımda bile yapacak bir iş bulurum ben.
Hiçbir komplo teorisine inanmıyorum. Ben, devletim, kendim, ailem ve insanlık alemi için üretmek zorundayım.
Kim iktidar olursa olsun. Biri bir diğerinden en fazla %15 kötü yönetebilir ülkemi ki bu da asla sarsmaz beni.
Türkiye nereye giderse gitsin, ben burada var olduğum sürece asla kötü bir yere gidemez.
Kimliğimde yazan ‘uyruğu’ ifadesine takılamam. Ben büyük düşünür, işimi en iyi yaparım. Aldığım oksijenin hakkını vermeyle ilgilenirim, nüfus idareleriyle değil, Amerikan pasaportuyla falan hiç değil.
Bu yaklaşımımın dini kimliğimle de bir bağlantısı yok! Eğer inançlı bir insansam, bütün dinler karamsar olmayı yasaklamıştır. Kötü düşünmek bana yakışmaz. Eğer inanmıyorsam, bir kereliğine yaşayacağım bu hayatı kendime zehir edemem.
Küçük adam olmak istiyorsan
Küçük düşünmek sana zevk veriyorsa, aynen böyle devam et! Herkesin intihar etme özgürlüğü vardır. İntihar eden birine ‘dur’ demek bile gereksizdir. Sen kendini düşünmüyorsan ben seni neden düşüneyim? Zaman kaybı ve çevre kirliliğisin sen. İstediğin yerden atlamanda her hangi bir sakınca yoktur. Bence gizli bir yerde kendi kendine yap o işi.
Büyük adam olmak istiyorsan
İz bırakmak, devrimler yapmak istiyorsan, merak etme. Sen sadece büyük düşünmeye ve düşündüklerine inanmaya devam et. Eğer ortada bir sorun varsa, o sorunun çözümü de mutlaka sendedir. O kadar önemlisin ki Sadece senin çalışman, üretmen ve büyük düşünmen bile bir ulusu dünyanın süper gücü haline getirebilir.
Cuma namazlarını yasaklayacakmış.
Kızların başını açacakmış. İsteyene poşet (CHP logolu) takma izni verecekmiş.
Devlet dairelerinde askılı body ve mini etek satışları başlatacakmış, üstelik bir alana bir bedava olacakmış.
Her eve bir şişe viski alma mecburiyeti getirecekmiş ve içki içenlerden kurumlar vergisi almayacakmışşş…
Erdoğan
Cuma namazı kesmiyor diye Perşembe namazı getirecekmiş ve mesai verecekmiş perşembeye gidenlere.
Bayramlarda Atatürk’ün yerine Hz. Ömer posterlerini astıracakmış.
Namaz kılanlardan su parası almayacakmış.
Köprüden geçerken üç ihlas bir fatiha okuduğunu ispat edenden köprü parası almayacakmış.
Camında seccade asılı olan evlerden çevre temizlik vergisi almayacakmışşş…
Bahçeli
Herkesin sağ omzuna kurt başı dövmesi yaptıracakmış.
Kürtlere şehirlerarası vize uygulaması getirecekmiş.
Türklerin okuması için, göreve geldiği ilk 5 yıl üniversitelere Türklerden başkasını almayacakmışşş…
İnanılır gibi değil
Biraz ironik olsa da yukarıda anlattıklarım, bu ve buna benzer binlerce yaklaşımı her ortamda duyabilirsin. Ne kadar ucuz bakış açıları bunlar. “Azınlık Raporu” diye bir film vardı. Aklıma o geldi: Suç işlemediği halde, suç işleme potansiyeli olan insanları cezalandırıyorlardı.
Kabul ediyorum, ben vurdumduymaz bir insanım
Türkiye’yi kimin yönettiği beni hiç ilgilendirmiyor; çünkü hiçbiri vatan haini ya da din düşmanı değil ülkemizi yönetmek isteyenlerin. Hepsi de kesinlikle iyi niyetli ve hepsi de gece gündüz vatan için çalışıyor. Demirel de öyleydi, Erbakan da, Özal da… Hepsi ellerinden geldiği, akıllarının aldığı ölçüde ülkemizin huzuru için çalıştı.
Ve 2008 yılına geldik. Bugün de ülkeyi yönetmeye talip insanlar var. Hepsi de vatanı için yaşıyor bu adamların. Yani hiçbir zaman öyle korkulduğu ya da spekülasyonlar koparıldığı gibi olmayacak. Ne sayın Tayyip Erdoğan bu halkın başını kapatacak, içki içeni idam edecek. Ne de sayın Deniz Baykal milletin başını açacak, herkese zorla içki içirecek. Ne de sayın Devlet Bahçeli Türk olmayanları öldürecek…
Korkulacak bir şey yok. Şu anda “Cumhuriyet elden gidiyor!” diye yaygara yapanları komik buluyorum. Nereye gidiyormuş cumhuriyet. Saçmalamayın lütfen. Ya da öte yandan “Eğer bu devleti CHP’ye bırakırsak anamızın başındaki örtüyü söker bunlar.” diyerek olaylar çıkarıp, üniversitelerde kavga edenler… Ne kadar basit bakış açıları bunlar. “Okullarda baş örtüsü serbest olursa siyasi simgeye dönüşür, böylece Atatürkçülük zarar görür.” Ya da “Eğer yasaklanırsa başörtüsü 10 yıl sonra Türkiye’de Müslüman kalmaz!” Komik.
KIYAMET BENZETMESİ
Her insan en fazla 100 yıllık bir zaman dilimi için gönderilir dünyaya. Ve bütün zamanların, bütün olayların kendi yaşadığı yüzyılda gerçekleşeceğini zanneder. 1.500 yıl önce de insanlar kıyametin kopacağından bahsediyorlardı. Bugün de. Binaların yükselmesi, zinanın çoğalması vb. belirtiler kıyamet habercisiydi hep. Ve insanoğlu gelişmek zorundaydı. Her yüzyılda bir kat atsanız. 21 yüzyılda 21 kata ulaşırdınız. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Ve her yüzyılda binalar bir önceki yüzyıla göre yükselmiş olurdu.
Çok net söyleyebilirim ki her insan doğar büyür ve kıyametin kendi bulunduğu yüzyılda kopacağına inanır ve son belirtiyi (Güneşin tersten doğmasını) beklerken ölür. Bu asla değişmez. 21. yüzyılda da her yıl binlerce kıyamet belirtisi duyduk. Duymaya devam edeceğiz.
Ayrıca bir insan için 5 milyar yıldır varolan bu dünyanın en kutsal yüzyılının kendi yaşadığı yüzyıl olması hiç de garip değil. Ve zaten her insanın kendi penceresinden aynı manzara bu yüzden görünür.
Şüpheci yaklaşımlar, kötü haber dağıtıcıları, bölücü düşünceler, negatif düşünen tembeller, karalamaktan başka işi olmayanlar, sürekli küçük düşünenler, her güzel şeyin altından mutlaka kötü bir şey çıkacağına inananlar, komplo teorisyenleri… bu adamların hepsi küçük yaşar ve küçük ölürler. Ve aslında bir ülkeyi devlet yönetenler değil, bu tarz kötü düşünceler batırır.
İŞTE KÜÇÜK BEYİNLİLİK VE SONUÇLARI
10 yıla kadar kıyametin kopacağına inanan bir insanı düşün! Ne yapar bu adam? Nasıl hedef belirler?
Önümüzdeki yılın sonunda kriz olacağına inanmış biri nasıl yatırım yapar?
‘Onlar iktidar olursa ortalık fena karışır, artık bu ülkede yaşanmaz.’ diyen bir kafa nasıl sevebilir ülkesini?
‘Türkiye nereye gidiyor?’ diyerek, ardından ‘Çok fena yerlere gidiyor!’ diye acı çeken birinden ne beklersin?
Önümüzdeki 5 yılda mutlaka deprem olacağına inanan bir kafa nasıl huzur bulur?
Peki şimdi düşün bakalım iz bırakan hangi deha, hangi büyük lider bu şekilde düşünmüş olabilir?
Türkiye’deki siyasi çalkantıları düşünen bir adamın sadece emekli olmaya konsantre olması doğal ve bir o kadar da acı değil midir?
Amerika’nın Ortadoğu’yu ele geçirme planının içerisinde Türkiye’nin de olduğunu düşünerek nasıl yaşar bir insan, neden ihracat yapmaya yeltenir? Şimdi Türkiye’de “Kim Amerikan vatandaşı olmak ister?” diye bir anket* yapılsa, anket bize acı verirdi.
*Ben böyle bir mini anket yaptım ve utandım. Sonuçları paylaşmak istemiyorum.
Yukarıdakiler komik ve bunlar sadece zayıf adamların işi.
BÜYÜK ADAMLAR BAŞKA TÜRLÜ DÜŞÜNÜR
Kıyametin bir gün kopacağı muhakkak; ama bu asla benim zamanımda olmayacak.
Benim zamanımda asla büyük deprem olamaz, olsa da ben bu depremden zarar görmem. Taş taş üstünde kalmasa bile bana hiçbir şey olmaz!
Türkiye ne kadar çalkalanırsa çalkalansın asla kriz mriz olmaz. Kriz beni durduramaz. Bu imkansız. Kriz olsa da bana bir şey olmaz. Günde 10 saat çalışmak yerine 20 saat çalışır, aşarım ben krizi.
Emekli olmak bana uygun değil ve bunu asla düşünmedim ben. Ömrümün sonuna kadar çalışır üretirim. 90 yaşımda bile yapacak bir iş bulurum ben.
Hiçbir komplo teorisine inanmıyorum. Ben, devletim, kendim, ailem ve insanlık alemi için üretmek zorundayım.
Kim iktidar olursa olsun. Biri bir diğerinden en fazla %15 kötü yönetebilir ülkemi ki bu da asla sarsmaz beni.
Türkiye nereye giderse gitsin, ben burada var olduğum sürece asla kötü bir yere gidemez.
Kimliğimde yazan ‘uyruğu’ ifadesine takılamam. Ben büyük düşünür, işimi en iyi yaparım. Aldığım oksijenin hakkını vermeyle ilgilenirim, nüfus idareleriyle değil, Amerikan pasaportuyla falan hiç değil.
Bu yaklaşımımın dini kimliğimle de bir bağlantısı yok! Eğer inançlı bir insansam, bütün dinler karamsar olmayı yasaklamıştır. Kötü düşünmek bana yakışmaz. Eğer inanmıyorsam, bir kereliğine yaşayacağım bu hayatı kendime zehir edemem.
Küçük adam olmak istiyorsan
Küçük düşünmek sana zevk veriyorsa, aynen böyle devam et! Herkesin intihar etme özgürlüğü vardır. İntihar eden birine ‘dur’ demek bile gereksizdir. Sen kendini düşünmüyorsan ben seni neden düşüneyim? Zaman kaybı ve çevre kirliliğisin sen. İstediğin yerden atlamanda her hangi bir sakınca yoktur. Bence gizli bir yerde kendi kendine yap o işi.
Büyük adam olmak istiyorsan
İz bırakmak, devrimler yapmak istiyorsan, merak etme. Sen sadece büyük düşünmeye ve düşündüklerine inanmaya devam et. Eğer ortada bir sorun varsa, o sorunun çözümü de mutlaka sendedir. O kadar önemlisin ki Sadece senin çalışman, üretmen ve büyük düşünmen bile bir ulusu dünyanın süper gücü haline getirebilir.
SON DAKİKA
Galatasaray'a şok haber !
Galatasaray'ın resmi internet sitesinden yaptığı açıklama başına dert açtı...
09 Şubat 2009 Pazartesi 18:15
Galatasaray PFDK'ya sevkedildi !..Turkcell Süper Lig'de Galatasaray'ın Kayserispor maçının ardından resmi internet sitesi olan Galatasaray.org'den yaptığı sert açıklamalar nedeniyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevkeldildi.
------------------------------------------
Dereli'den G.Saray'a dava!
Selçuk Dereli'nin Galatasaray'a dava açacağı öğrenildi...
09 Şubat 2009 Pazartesi 18:11
Selçuk Dereli Galatasaray'ı mahkemeye verecek !.. Galatasaray'ın yöneticilerinin Kayserispor karşılaşmasının ardından yaptığı sert açıklamalar nedeniyle Selçuk Dereli Galatasaray'a kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle mahkemeye vereceği öğrenildi...
------------------------------------------
son dakikalar ardı ardına patlamakta ayrıntılar az sonra millet :)
(edited)
Galatasaray'a şok haber !
Galatasaray'ın resmi internet sitesinden yaptığı açıklama başına dert açtı...
09 Şubat 2009 Pazartesi 18:15
Galatasaray PFDK'ya sevkedildi !..Turkcell Süper Lig'de Galatasaray'ın Kayserispor maçının ardından resmi internet sitesi olan Galatasaray.org'den yaptığı sert açıklamalar nedeniyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevkeldildi.
------------------------------------------
Dereli'den G.Saray'a dava!
Selçuk Dereli'nin Galatasaray'a dava açacağı öğrenildi...
09 Şubat 2009 Pazartesi 18:11
Selçuk Dereli Galatasaray'ı mahkemeye verecek !.. Galatasaray'ın yöneticilerinin Kayserispor karşılaşmasının ardından yaptığı sert açıklamalar nedeniyle Selçuk Dereli Galatasaray'a kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle mahkemeye vereceği öğrenildi...
------------------------------------------
son dakikalar ardı ardına patlamakta ayrıntılar az sonra millet :)
(edited)
birşey cıkmaz.aklı sıra gözdağı veriyorlar bize(gs)
(edited)
(edited)
aynen öyle :)
edit: hatta suçluluk psikolojisi gereği bunlar ve van minutıs
(edited)
edit: hatta suçluluk psikolojisi gereği bunlar ve van minutıs
(edited)
Veren vermiş gözdağını ;) bunlar verse ne yazar, Lig mi düşürecekler, puan mı silecekler xD yoksa yine alakasız bir yerden yakalayıp bii kaç maç saha mı kapatacaklar :))
tutuşunca biryerleri ard arda açıklama ve bu tarz şeyler :) one minute olayı yani siz hakem yönetmeyi iyi bilirsiniz :)
Hükümet Ergenekonla susturur bunlarda PDFK ile susturuyor =)
Scolari kovuldu!
İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Chelsea, Brezilyalı teknik adam Luis Felipe Scolari'nin görevine son verdiğini açıkladı. Kulüpten yapılan açıklamada, geçtiğimiz hafta sonu iç sahada alınan Hull City beraberliğinin ardından, şampiyonluk parolasıyla başlanılan sezonda lider Manchester United'ın 7 puan gerisine düşülmesi sonrası böyle bir kararın alındığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca, teknik direktör arayışlarının başladığı ve en kısa zamanda yeni bir isimle anlaşılacağı, bu süre içinde takımı asistan menajer Ray Wilkins'in yöneteceği belirtildi.
İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Chelsea, Brezilyalı teknik adam Luis Felipe Scolari'nin görevine son verdiğini açıkladı. Kulüpten yapılan açıklamada, geçtiğimiz hafta sonu iç sahada alınan Hull City beraberliğinin ardından, şampiyonluk parolasıyla başlanılan sezonda lider Manchester United'ın 7 puan gerisine düşülmesi sonrası böyle bir kararın alındığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca, teknik direktör arayışlarının başladığı ve en kısa zamanda yeni bir isimle anlaşılacağı, bu süre içinde takımı asistan menajer Ray Wilkins'in yöneteceği belirtildi.
Üniversite’de Skandal !!!
Erzurum Atatürk Üniversitesi resmi internet sitesinin İlahiyat Fakültesi bölümünde öğrencilere, kırkıncı hoca cemaatiyle anlaştık. İtikadınızı güçlendirmek ve dünyevi heveslerinize gem vurmak niyetindeyseniz, ilgili yurtlarda kalmak için başvurularınızı dekanlığımıza yapabilirsiniz denildi
ERZURUM Atatürk Üniversitesi’nin internet sitesinde, Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın bilgisi dışında adı kullanılarak, kimler tarafından hazırlanıp, yayımlandığı belli olmayan bir metinle, "Kırkıncı Hoca yurtları"na çağrı yapıldı. Çağrıda, "İtikatınızı güçlendirin, dünyevi heveslerinize gem vurun, dekanlığımıza başvurun" denildi.
Üniversitenin internet sitesinde, "Fakülteler-İlahiyat Fakültesi" bölümünde, "Öğrencilere duyuru" başlığıyla yapılan çağrı şöyle: "Sevgili öğrenciler, sizlere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Kırkıncı Hoca cemaatiyle kurduğumuz yararlı işbirliğimiz sonucunda barınma ihtiyaçlarınızı gidermek üzere cemaat yurtlarından barınabilmenize imkán tanıyan muvakeleyi Sayın Hoca Efendinin lütfu ile nihayete erdirmiş bulunuyoruz. Eğer siz de hem rahat ve barış dolu bir ortamda barınmak, hem de itikadınızı güçlendirmek ve dünyevi heveslerinize gem vurmak niyetindeyseniz, ilgili yurtlarda kalmak için başvurularınızı dekanlığımıza yapabilirsiniz. Sizlere daha iyi gelecek hazırlamak niyetiyle..."
9 Eylül Üniversitesi’nde yayın yapan, "deuforum.com" adlı sitede, "Atatürkçü Düşünce Topluluğu" adına, önceki akşam saat 23.00’te bu duyurunun linki ile orijinali yayınlandı. Dün Hürriyet muhabirinin, bilgi için Rektör Koçak’ı aradığı saat 15.00’te duyuru kaldırıldı.
Şifremizi kırmışlar
CUMHURBAŞKANI Gül’ün atadığı rektörlerden olan Koçak, önce duyurudan haberi olmadığını, üniversitenin resmi sitesinde böyle bir duyuru olmasına şaşırdığını söyledi. Koçak, "Üniversite içinde yeterince yurdumuz var, ihtiyacımızı karşılıyoruz. Birileri benim adımı mı kullandı, bilmiyorum. Doğruysa sorumlular hakkında gerekeni yaparım" dedi. Bu açıklamadan kısa süre sonra Hürriyet’i arayan Koçak, bu kez şunları söyledi: "Haberiniz doğru, sitemizde böyle bir ilan yer almış. Sahtekarlar şifremizi kırmışlar. Olayın bizimle ilgisi yok. Üniversitemizi sevmeyen birilerinin yaptığını düşünüyorum. "
Rehberi Said-i Nursi
ERZURUM’da yaşayan Mehmed Kırkıncı, devletin din adamlarına karışmamasını isteyen cemaat liderlerinin başında yer alıyor. Said-i Nursi’yi ve onun ’Nur Risaleleri’ni rehber edinen cemaat, bu nedenle kendilerine Nurcular adını veriyor. Nurcular, Said-i Nursi’nin sakalsızlığını örnek alıyorlar. Cemaat üyelerinin büyük bir kısmı, bu nedenle sadece bıyık bırakmakla yetiniyor ve İslami kesim, bu nedenle onları kendi aralarında ’Bıyıklılar’ olarak adlandırıyor. Said-i Nursi’nin ölümünün ardından günümüze kadar geçen süre içinde ondan fazla gruba bölünen Nur talebelerinin önemli bölümünü Fethullah Gülen Cemaati oluşturuyor. Gülenciler’i, Mehmet Kutlular’ın öncülüğündeki "Yeni Asya" grubu izliyor. Kırkıncı Hoca ise Said-i Nursi’nin ölümünden bu yana, talebeler içindeki etkinliğini sürdüren önemli bir isim olarak biliniyor.
Rektör Hikmet Koçak, "Sahtekarlar şifremizi kırmış, ilgimiz yok" açıklamasını yaparken duyuru da siteden kaldırıldı.
Hürriyet
(edited)
Erzurum Atatürk Üniversitesi resmi internet sitesinin İlahiyat Fakültesi bölümünde öğrencilere, kırkıncı hoca cemaatiyle anlaştık. İtikadınızı güçlendirmek ve dünyevi heveslerinize gem vurmak niyetindeyseniz, ilgili yurtlarda kalmak için başvurularınızı dekanlığımıza yapabilirsiniz denildi
ERZURUM Atatürk Üniversitesi’nin internet sitesinde, Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın bilgisi dışında adı kullanılarak, kimler tarafından hazırlanıp, yayımlandığı belli olmayan bir metinle, "Kırkıncı Hoca yurtları"na çağrı yapıldı. Çağrıda, "İtikatınızı güçlendirin, dünyevi heveslerinize gem vurun, dekanlığımıza başvurun" denildi.
Üniversitenin internet sitesinde, "Fakülteler-İlahiyat Fakültesi" bölümünde, "Öğrencilere duyuru" başlığıyla yapılan çağrı şöyle: "Sevgili öğrenciler, sizlere daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Kırkıncı Hoca cemaatiyle kurduğumuz yararlı işbirliğimiz sonucunda barınma ihtiyaçlarınızı gidermek üzere cemaat yurtlarından barınabilmenize imkán tanıyan muvakeleyi Sayın Hoca Efendinin lütfu ile nihayete erdirmiş bulunuyoruz. Eğer siz de hem rahat ve barış dolu bir ortamda barınmak, hem de itikadınızı güçlendirmek ve dünyevi heveslerinize gem vurmak niyetindeyseniz, ilgili yurtlarda kalmak için başvurularınızı dekanlığımıza yapabilirsiniz. Sizlere daha iyi gelecek hazırlamak niyetiyle..."
9 Eylül Üniversitesi’nde yayın yapan, "deuforum.com" adlı sitede, "Atatürkçü Düşünce Topluluğu" adına, önceki akşam saat 23.00’te bu duyurunun linki ile orijinali yayınlandı. Dün Hürriyet muhabirinin, bilgi için Rektör Koçak’ı aradığı saat 15.00’te duyuru kaldırıldı.
Şifremizi kırmışlar
CUMHURBAŞKANI Gül’ün atadığı rektörlerden olan Koçak, önce duyurudan haberi olmadığını, üniversitenin resmi sitesinde böyle bir duyuru olmasına şaşırdığını söyledi. Koçak, "Üniversite içinde yeterince yurdumuz var, ihtiyacımızı karşılıyoruz. Birileri benim adımı mı kullandı, bilmiyorum. Doğruysa sorumlular hakkında gerekeni yaparım" dedi. Bu açıklamadan kısa süre sonra Hürriyet’i arayan Koçak, bu kez şunları söyledi: "Haberiniz doğru, sitemizde böyle bir ilan yer almış. Sahtekarlar şifremizi kırmışlar. Olayın bizimle ilgisi yok. Üniversitemizi sevmeyen birilerinin yaptığını düşünüyorum. "
Rehberi Said-i Nursi
ERZURUM’da yaşayan Mehmed Kırkıncı, devletin din adamlarına karışmamasını isteyen cemaat liderlerinin başında yer alıyor. Said-i Nursi’yi ve onun ’Nur Risaleleri’ni rehber edinen cemaat, bu nedenle kendilerine Nurcular adını veriyor. Nurcular, Said-i Nursi’nin sakalsızlığını örnek alıyorlar. Cemaat üyelerinin büyük bir kısmı, bu nedenle sadece bıyık bırakmakla yetiniyor ve İslami kesim, bu nedenle onları kendi aralarında ’Bıyıklılar’ olarak adlandırıyor. Said-i Nursi’nin ölümünün ardından günümüze kadar geçen süre içinde ondan fazla gruba bölünen Nur talebelerinin önemli bölümünü Fethullah Gülen Cemaati oluşturuyor. Gülenciler’i, Mehmet Kutlular’ın öncülüğündeki "Yeni Asya" grubu izliyor. Kırkıncı Hoca ise Said-i Nursi’nin ölümünden bu yana, talebeler içindeki etkinliğini sürdüren önemli bir isim olarak biliniyor.
Rektör Hikmet Koçak, "Sahtekarlar şifremizi kırmış, ilgimiz yok" açıklamasını yaparken duyuru da siteden kaldırıldı.
Hürriyet
(edited)
Rüya gerçekleşiyor!
Beşiktaş Kulübü'nün en önemli projelerinden biri olan BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi'nin açılışı, yarın düzenlenecek törenle gerçekleştirilecek.
Beşiktaş'ı, dünyanın önde gelen kulüp gayrimenkul yatırımlarından birinin sahibi yapacak olan BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi'nin açılışı saat 18.00'da gerçekleştirilecek ve spor ile siyaset dünyasının önde gelen isimleri katılacak.
Açılış günü BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi içerisinde yer alan iki rezidans ile ofis ve hastane binalarının dış mekanında projeksiyon sistemi uygulanacak.
Video projeksiyon (yansıtma) ve PIGI scroller (kayan) projeksiyon sistemlerinin birleştirilmesi suretiyle Beşiktaş Kulübü'nün sembolü olan Kartal'ın binaların üzerinde uçtuğu illüzyonun yaratılmasına ek olarak; Ulu Önder Atatürk?ün, Türk bayrağının, BJK bayrağının ve Beşiktaş Kulübü başkanlarının fotoğraflarından oluşan bir animasyon sergilenecek. BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi içerisinde yer alan binaların üzerinde yapılacak bu animasyon şovda, siyah-beyazlı kulübün ilk başkanı Mehmet Şamil Bey'in yanı sıra Fulya'da emeği olan başkanlar Hakkı Yeten, Mehmet Üstünkaya, Süleyman Seba, Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören'in fotoğrafları gösterilecek.
Bu arada 2 ay önce projesi hazırlanan açılış töreni için fiziksel olarak dört hafta önce çalışmalara başlandığı ve törenin son gününe kadar hazırlıkların aralıksız devam edeceği kaydedildi. 550 kişinin görev alacağı törende, 80 teknik personel, 12 kilometre kablo, 1500 kw güç jeneratörleri, 500 metre truss sistem, dünyada ilk defa 668 metrekare görüntü ekranı, 120 bin watt ışık gücü, 17 tır teknik ekipman kullanılacak.
Tören için yoğun güvenlik önlemleri alınırken, konukların davetiyeler ile birlikte sunulan güvenlik kartlarını yanlarında getirmeleri gerektiği de vurgulandı.
Beşiktaş Kulübü'nün en önemli projelerinden biri olan BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi'nin açılışı, yarın düzenlenecek törenle gerçekleştirilecek.
Beşiktaş'ı, dünyanın önde gelen kulüp gayrimenkul yatırımlarından birinin sahibi yapacak olan BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi'nin açılışı saat 18.00'da gerçekleştirilecek ve spor ile siyaset dünyasının önde gelen isimleri katılacak.
Açılış günü BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi içerisinde yer alan iki rezidans ile ofis ve hastane binalarının dış mekanında projeksiyon sistemi uygulanacak.
Video projeksiyon (yansıtma) ve PIGI scroller (kayan) projeksiyon sistemlerinin birleştirilmesi suretiyle Beşiktaş Kulübü'nün sembolü olan Kartal'ın binaların üzerinde uçtuğu illüzyonun yaratılmasına ek olarak; Ulu Önder Atatürk?ün, Türk bayrağının, BJK bayrağının ve Beşiktaş Kulübü başkanlarının fotoğraflarından oluşan bir animasyon sergilenecek. BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi içerisinde yer alan binaların üzerinde yapılacak bu animasyon şovda, siyah-beyazlı kulübün ilk başkanı Mehmet Şamil Bey'in yanı sıra Fulya'da emeği olan başkanlar Hakkı Yeten, Mehmet Üstünkaya, Süleyman Seba, Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören'in fotoğrafları gösterilecek.
Bu arada 2 ay önce projesi hazırlanan açılış töreni için fiziksel olarak dört hafta önce çalışmalara başlandığı ve törenin son gününe kadar hazırlıkların aralıksız devam edeceği kaydedildi. 550 kişinin görev alacağı törende, 80 teknik personel, 12 kilometre kablo, 1500 kw güç jeneratörleri, 500 metre truss sistem, dünyada ilk defa 668 metrekare görüntü ekranı, 120 bin watt ışık gücü, 17 tır teknik ekipman kullanılacak.
Tören için yoğun güvenlik önlemleri alınırken, konukların davetiyeler ile birlikte sunulan güvenlik kartlarını yanlarında getirmeleri gerektiği de vurgulandı.
Adnan Polat'ın sonuna kadar arkasındayım.Güçleri yetiyorsa bana açsınlar davayı =P
"GEREKİRSE CAS'A GİDERİZ!"
Galatasaray Spor Kulübü başkanı Adnan Polat Tevfik Fikret Spor Salonu'nda düzenlenen Divan Kurulu'nda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Polat'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
Galatasaray Spor Kulübü Divan Toplantısı, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda yapıldı. Galatasaray Kulübü Divan Kurulu Toplantısı'nda konuşan Başkan Adnan Polat, son beş aylık kulüp çalışmalarıyla ilgili üyelere bilgi verdi.
Başkan Adnan Polat konuşmasında şunları söyledi: "Divan Kurulumuza çok önem veriyoruz. Divan Kurulu başkanımızla da çok uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Bize yardımcı oluyor ve kulüpteki gelişmelerden de haberdar oluyor. Biz buradan feyz alıyoruz. Buradan çıktığımız zaman kendimize olan güvenimiz ve cesaretimiz artıyor. Bize verdiğiniz destekten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Maçka'ya gidiyoruz genel kurul için. Temennim katılımın yüksek olması. Genel kurullar bizim için hesap alma ve vermenin en yüksek olduğu durumlardır. Konuşmamın ilk sırasına yeni stadın yapılmasını koydum. Stat komitemiz var ve her salı toplanır. Statla ilgili her türlü olayı konuşur ve tartışır. Bize gelip kararlarını söyler. Stadın betonarmesini Şubat'ta bitirecektik ancak hava koşulları nedeniyle Mart sonunda bitmiş olacak. Eren Talu üstün bir çaba göstererek, bu açığı 1 aya indirdi. Stadın ince işlerinin yapılma aşamasına gelindi. 10-15 gün sonra TOKİ ile mutabakat sağlanacak. Stadın üstünün kapanacak olacak kısmının mühendisliği Almanya'da yapıldı ve ihalesi bir firmaya verildi. AIG'le anlaşma noktasına geldik. Bu firma Los Angeles Lakers dahil 13 tane kurum işletiyor. Futbol dışı faaliyetlerde elinde böyle bir portföy olan bir kuruluşla işbirliği sağlayarak kulübe ek gelir kazandırmak. İşletme tavsiyeleri gerecektir. Stadımızın yemek işlerimiz için 22 firmayla görüşüyoruz. Stadımızın pazarlaması için bir piyasa araştırması yaptırmıştık. O araştırmayı bir kez daha yaptıracağız. İlk etapta 106 loca ve 4500 dik koltuk Mart ayında satışa çıkacak. Bundan büyük bir gelir bekliyoruz. Hava şartları da müsaade ederse Galatasaray'ın localarının içi nasıl olacak ve stadı nasıl görecek diye bir örnekleme yapacağız."
YENİ PROJELER
"Altı aydır Yiğit Şardan'ın komisyon çalışması yaptığı bir marka işleminden bahsediyoruz. Bu projemiz, sanal telefon operatörlüğü. Telekom'la bu konuda her konuda anlaştık. Galatasaray mobili olacak. Ayrıca Avea ile Galatasaray'a özel bir konuşma paketi çıkarıyoruz. Tüm Galatasaraylıları bu telefonu kullanırken görmek istiyoruz. Bu telefon sayısı 350.000'i geçtiği takdirde 2 milyon dolar gelir elde edeceğiz. Bu gelir sayesinde amatör branşların giderleri karşılanacak. Galatasaray TV yeniden yapılanacak. Geniş bir yelpazede canlı yayınlar verecek. Televizyon bir dijital platformun içine girecek. Bundan sonra GS TV internet üzerinden de izlenebilecek. Çok cüzi rakamlarla ayda 5-10 YTL'ye her türlü görüntüye ulaşabilecek. 500.000 bin kişi hedefimiz. Bunların hepsini GS Kart adı altında toplayacağız ve kredi kartı gibi de kullanabilecek. Bu kartla maça gelip biletinizi alabileceksiniz. Yeni statta sadece bu kart geçerli olacak. Bu kartı kullananlara bazı kolaylıklar sağlanacak. 2 Mart'ta bunun lansmanını yapacağız. Mayıs sonunda Kalamış Rıhtım bitmiş olacak. Florya konusunda Maliye ile mahkemelik olmuştuk ancak mutabakata vardık. Her türlü formaliteyi bitirdik. GSGM'ye ait olan parselin üstünde bir salon yapma düşüncesindeydik. Her konuda anlaşmaya vardığımız bir süper market bu salonu yapacak. 7 yıllık yapılacak bir anlaşma olacak. Mecidiyeköy'de 2100 metrekarelik bir parselimiz var. Bize çok cazip teklifler veren akaryakıt firmalar var. Hem bize ciddi paralar verecekler hem de işletmesini. Burada yapmak istediğimiz şey amatör branşları kendi kendine yeterli hale getirmek. Riva'daki uygulama projemizi yaptırıp ruhsatımızı alacağız. 170 milyon dolar değerinde olan Riva'nın değeri ruhsatı aldığımızda yüzde 25-30 artacak. Altyapıya çok önem vereceğiz ve yatırım yapacağız."
"MAÇIN TEKRARINI İSTEDİK"
"Federasyonu ciddi bir şekilde eleştirdik. Biz futbolu şov endüstrisi olarak ele alıyoruz. Türkiye şampiyonluğu bizim için başarı değil. Uluslararası arenaya çıkmak için bir araç. Biz uluslararası başarı almadıktan sonra kendimizi başarılı olarak görmüyoruz. Biz asla Galatasaray Kulübü için imtiyaz talebinde bulunmadık, istemedik. Biz yeter ki futbol düzgün yönetilsin, bunu istiyoruz. Biz rahmetli Hasan Doğan'la böyle konuşmuştuk. Ben seçimlerden önce, Mahmut Özgener ve Lütfi (Arıboğan) kardeşimle oturup konuştum ve onları desteklediğimizi söyledim. Futbolda hakkaniyet olsun dedik ve bu şartla destekleriz dedik. Galatasaray'a daha ilk maçtan başlayan tekmeler, dirsekler ve anti futbol oldu. Kendisiyle Eylül ayının sonunda tekrar konuştum. Futbolcuları özgür bırakmaları gerektiğini söyledim ve desteğimizi de yineledim. Aralık ayına kadar her ay sonunda görüştüm. Bu işi düzeltin dedim. Hakem seminerine de gittim. Biz birinci yarının son maçını yapmaya gittik Sivas'a. O sahada maç yapmak imkansız. O sahada yürüyemezsiniz. Sivasspor - Denizlispor maçında 20 yaşındaki bir çocuğun ayağı kırıldı 1 yıl yok. Bizim için sağlık önemli. Sivas maçlarını başka bir yerde oynayalım dedik. Sözümüzü geçiremedik. Ümit Karan'ın sinirle salladığı tekme sonunda, hakemin üstüne çamur geldi ve kırmızı kart gördü. Ayhan ve Arda ile hakemle konuştu. Bende onlara maçtan sonra hakemle ne konuştuklarını sordum. Hakem formasına çamur sıçrattığını söylediği için kart gösterdiğini söyledi. Hakemler görüntüleri izledikten sonra soyunma odasında, küfür etti dediler. Ben bu hakemlere nasıl inanabilirim. Sivasspor maçında kural hatası olduğunu bütün Türkiye ifade etti. Biz maçın tekrar edilmesini istedik. Nasıl kural hatası olduğunu ispat edeceğiz."
"GEREKİRSE UEFA'YA, FIFA'YA, CAS'A KADAR GİDERİZ"
"Kayserispor maçına kadar biz hala Federasyonu destekler nitelikteydik. Bu maçta penaltımız verilmedi. Hadi penaltı verilmedi niye sarı kart çıktı. O bahar havası fırtınalı havaya döndü. Bu sefer hakem dengelemek için, bizden atılması gerekenleri atmadı, Kayseri'nin penaltılarını vermedi. Federasyon kurulları Galatasaray'ın sancak gemisi olduğunu idrak edememişler. Fenerbahçe maçını izliyorum. Fenerbahçe ofsayttan gol yiyor dengelemek için Belediye'yi kıymaya başlıyor ve oyuncusunu atıyor. Fenerbahçe bir gol daha yiyor ofsayttan yine Belediye'yi kıymaya başlıyor. Hakemler neticeleri kendileri belirlemeye çalışıyor.. Herkes hakemlerden muzdarip. Biz hakemlerden kimseye yaranmadan maçlara çıksınlar bunları istiyoruz. Arkanızdayız, destekliyoruz dedik. Artık olacak hatalarda telafisi mümkün olmayan bir döneme girdik. Galatasaray'ın haklarını koruyamazsam burada olmamam lazım. Burada kural hatası var diye başvurduk. MHK Başkanı doğru sarı kart diyor. Önceden karar vermişler. Federasyon bizim maça Selçuk Dereli'yi, gözlemci olarak da Serdar Çakır'ı atıyor. İkisi kanlı bıçaklılar. Selçuk Dereli bizim maça gelebilir. Bize kimsenin hakkını yedirmesinler. Biz hakkımızı kimseye yedirmeyiz. Gerekirse FIFA ve CAS'a kadar gideriz."
"31 futbolcuyla kadrosu olan tek takım biziz. 13-14 sakatımız var. Benim sağlık ekibim eleştiriliyor. Hakan Balta ve Linderoth dışındaki tüm sakatlıklar darbeye bağlıdır. Çocuklar bu darbeleri sokakta mı alıyor. Bizim çocuklar yedikleri dayakla, sakatlıkla kalıyorlar. Hakemler bizleri hayal kırıklığına uğrattılar. Galatasaray Türkiye'dir dedik, anlamaları lazım".
Adnan Polat, Divan Kurulu'ndaki konuşmasının ardından eleştiriler üzerine bir kez daha söz alarak şunları söyledi:
"Federasyonla kan davası gütmüyoruz. Yapılan hataların düzelmesini bekliyoruz. Temiz ve adil bir lig olursa tabii ki Federasyon'u destekleyeceğiz. Biz Galatasaray Türkiye'dir dediysek, en çok taraftara sahip olduğumuz için değil, Türk sporunda fikir öncüsü olduğumuz için, Türk sporunda devrimleri daima Galatasaray yaptığı içindir. Sayın Hayrettin Kozak bize her konuda her zaman muhalif. Bugün de aynı oldu"
Galatasaray Spor Kulübü başkanı Adnan Polat Tevfik Fikret Spor Salonu'nda düzenlenen Divan Kurulu'nda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Polat'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
Galatasaray Spor Kulübü Divan Toplantısı, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda yapıldı. Galatasaray Kulübü Divan Kurulu Toplantısı'nda konuşan Başkan Adnan Polat, son beş aylık kulüp çalışmalarıyla ilgili üyelere bilgi verdi.
Başkan Adnan Polat konuşmasında şunları söyledi: "Divan Kurulumuza çok önem veriyoruz. Divan Kurulu başkanımızla da çok uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Bize yardımcı oluyor ve kulüpteki gelişmelerden de haberdar oluyor. Biz buradan feyz alıyoruz. Buradan çıktığımız zaman kendimize olan güvenimiz ve cesaretimiz artıyor. Bize verdiğiniz destekten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Maçka'ya gidiyoruz genel kurul için. Temennim katılımın yüksek olması. Genel kurullar bizim için hesap alma ve vermenin en yüksek olduğu durumlardır. Konuşmamın ilk sırasına yeni stadın yapılmasını koydum. Stat komitemiz var ve her salı toplanır. Statla ilgili her türlü olayı konuşur ve tartışır. Bize gelip kararlarını söyler. Stadın betonarmesini Şubat'ta bitirecektik ancak hava koşulları nedeniyle Mart sonunda bitmiş olacak. Eren Talu üstün bir çaba göstererek, bu açığı 1 aya indirdi. Stadın ince işlerinin yapılma aşamasına gelindi. 10-15 gün sonra TOKİ ile mutabakat sağlanacak. Stadın üstünün kapanacak olacak kısmının mühendisliği Almanya'da yapıldı ve ihalesi bir firmaya verildi. AIG'le anlaşma noktasına geldik. Bu firma Los Angeles Lakers dahil 13 tane kurum işletiyor. Futbol dışı faaliyetlerde elinde böyle bir portföy olan bir kuruluşla işbirliği sağlayarak kulübe ek gelir kazandırmak. İşletme tavsiyeleri gerecektir. Stadımızın yemek işlerimiz için 22 firmayla görüşüyoruz. Stadımızın pazarlaması için bir piyasa araştırması yaptırmıştık. O araştırmayı bir kez daha yaptıracağız. İlk etapta 106 loca ve 4500 dik koltuk Mart ayında satışa çıkacak. Bundan büyük bir gelir bekliyoruz. Hava şartları da müsaade ederse Galatasaray'ın localarının içi nasıl olacak ve stadı nasıl görecek diye bir örnekleme yapacağız."
YENİ PROJELER
"Altı aydır Yiğit Şardan'ın komisyon çalışması yaptığı bir marka işleminden bahsediyoruz. Bu projemiz, sanal telefon operatörlüğü. Telekom'la bu konuda her konuda anlaştık. Galatasaray mobili olacak. Ayrıca Avea ile Galatasaray'a özel bir konuşma paketi çıkarıyoruz. Tüm Galatasaraylıları bu telefonu kullanırken görmek istiyoruz. Bu telefon sayısı 350.000'i geçtiği takdirde 2 milyon dolar gelir elde edeceğiz. Bu gelir sayesinde amatör branşların giderleri karşılanacak. Galatasaray TV yeniden yapılanacak. Geniş bir yelpazede canlı yayınlar verecek. Televizyon bir dijital platformun içine girecek. Bundan sonra GS TV internet üzerinden de izlenebilecek. Çok cüzi rakamlarla ayda 5-10 YTL'ye her türlü görüntüye ulaşabilecek. 500.000 bin kişi hedefimiz. Bunların hepsini GS Kart adı altında toplayacağız ve kredi kartı gibi de kullanabilecek. Bu kartla maça gelip biletinizi alabileceksiniz. Yeni statta sadece bu kart geçerli olacak. Bu kartı kullananlara bazı kolaylıklar sağlanacak. 2 Mart'ta bunun lansmanını yapacağız. Mayıs sonunda Kalamış Rıhtım bitmiş olacak. Florya konusunda Maliye ile mahkemelik olmuştuk ancak mutabakata vardık. Her türlü formaliteyi bitirdik. GSGM'ye ait olan parselin üstünde bir salon yapma düşüncesindeydik. Her konuda anlaşmaya vardığımız bir süper market bu salonu yapacak. 7 yıllık yapılacak bir anlaşma olacak. Mecidiyeköy'de 2100 metrekarelik bir parselimiz var. Bize çok cazip teklifler veren akaryakıt firmalar var. Hem bize ciddi paralar verecekler hem de işletmesini. Burada yapmak istediğimiz şey amatör branşları kendi kendine yeterli hale getirmek. Riva'daki uygulama projemizi yaptırıp ruhsatımızı alacağız. 170 milyon dolar değerinde olan Riva'nın değeri ruhsatı aldığımızda yüzde 25-30 artacak. Altyapıya çok önem vereceğiz ve yatırım yapacağız."
"MAÇIN TEKRARINI İSTEDİK"
"Federasyonu ciddi bir şekilde eleştirdik. Biz futbolu şov endüstrisi olarak ele alıyoruz. Türkiye şampiyonluğu bizim için başarı değil. Uluslararası arenaya çıkmak için bir araç. Biz uluslararası başarı almadıktan sonra kendimizi başarılı olarak görmüyoruz. Biz asla Galatasaray Kulübü için imtiyaz talebinde bulunmadık, istemedik. Biz yeter ki futbol düzgün yönetilsin, bunu istiyoruz. Biz rahmetli Hasan Doğan'la böyle konuşmuştuk. Ben seçimlerden önce, Mahmut Özgener ve Lütfi (Arıboğan) kardeşimle oturup konuştum ve onları desteklediğimizi söyledim. Futbolda hakkaniyet olsun dedik ve bu şartla destekleriz dedik. Galatasaray'a daha ilk maçtan başlayan tekmeler, dirsekler ve anti futbol oldu. Kendisiyle Eylül ayının sonunda tekrar konuştum. Futbolcuları özgür bırakmaları gerektiğini söyledim ve desteğimizi de yineledim. Aralık ayına kadar her ay sonunda görüştüm. Bu işi düzeltin dedim. Hakem seminerine de gittim. Biz birinci yarının son maçını yapmaya gittik Sivas'a. O sahada maç yapmak imkansız. O sahada yürüyemezsiniz. Sivasspor - Denizlispor maçında 20 yaşındaki bir çocuğun ayağı kırıldı 1 yıl yok. Bizim için sağlık önemli. Sivas maçlarını başka bir yerde oynayalım dedik. Sözümüzü geçiremedik. Ümit Karan'ın sinirle salladığı tekme sonunda, hakemin üstüne çamur geldi ve kırmızı kart gördü. Ayhan ve Arda ile hakemle konuştu. Bende onlara maçtan sonra hakemle ne konuştuklarını sordum. Hakem formasına çamur sıçrattığını söylediği için kart gösterdiğini söyledi. Hakemler görüntüleri izledikten sonra soyunma odasında, küfür etti dediler. Ben bu hakemlere nasıl inanabilirim. Sivasspor maçında kural hatası olduğunu bütün Türkiye ifade etti. Biz maçın tekrar edilmesini istedik. Nasıl kural hatası olduğunu ispat edeceğiz."
"GEREKİRSE UEFA'YA, FIFA'YA, CAS'A KADAR GİDERİZ"
"Kayserispor maçına kadar biz hala Federasyonu destekler nitelikteydik. Bu maçta penaltımız verilmedi. Hadi penaltı verilmedi niye sarı kart çıktı. O bahar havası fırtınalı havaya döndü. Bu sefer hakem dengelemek için, bizden atılması gerekenleri atmadı, Kayseri'nin penaltılarını vermedi. Federasyon kurulları Galatasaray'ın sancak gemisi olduğunu idrak edememişler. Fenerbahçe maçını izliyorum. Fenerbahçe ofsayttan gol yiyor dengelemek için Belediye'yi kıymaya başlıyor ve oyuncusunu atıyor. Fenerbahçe bir gol daha yiyor ofsayttan yine Belediye'yi kıymaya başlıyor. Hakemler neticeleri kendileri belirlemeye çalışıyor.. Herkes hakemlerden muzdarip. Biz hakemlerden kimseye yaranmadan maçlara çıksınlar bunları istiyoruz. Arkanızdayız, destekliyoruz dedik. Artık olacak hatalarda telafisi mümkün olmayan bir döneme girdik. Galatasaray'ın haklarını koruyamazsam burada olmamam lazım. Burada kural hatası var diye başvurduk. MHK Başkanı doğru sarı kart diyor. Önceden karar vermişler. Federasyon bizim maça Selçuk Dereli'yi, gözlemci olarak da Serdar Çakır'ı atıyor. İkisi kanlı bıçaklılar. Selçuk Dereli bizim maça gelebilir. Bize kimsenin hakkını yedirmesinler. Biz hakkımızı kimseye yedirmeyiz. Gerekirse FIFA ve CAS'a kadar gideriz."
"31 futbolcuyla kadrosu olan tek takım biziz. 13-14 sakatımız var. Benim sağlık ekibim eleştiriliyor. Hakan Balta ve Linderoth dışındaki tüm sakatlıklar darbeye bağlıdır. Çocuklar bu darbeleri sokakta mı alıyor. Bizim çocuklar yedikleri dayakla, sakatlıkla kalıyorlar. Hakemler bizleri hayal kırıklığına uğrattılar. Galatasaray Türkiye'dir dedik, anlamaları lazım".
Adnan Polat, Divan Kurulu'ndaki konuşmasının ardından eleştiriler üzerine bir kez daha söz alarak şunları söyledi:
"Federasyonla kan davası gütmüyoruz. Yapılan hataların düzelmesini bekliyoruz. Temiz ve adil bir lig olursa tabii ki Federasyon'u destekleyeceğiz. Biz Galatasaray Türkiye'dir dediysek, en çok taraftara sahip olduğumuz için değil, Türk sporunda fikir öncüsü olduğumuz için, Türk sporunda devrimleri daima Galatasaray yaptığı içindir. Sayın Hayrettin Kozak bize her konuda her zaman muhalif. Bugün de aynı oldu"
Başkan yine yerinde tepkisini ve ağırlığını koymuş. ;)
*
(edited)
*
(edited)
Aziz Yıldırım basın toplantısı yapıyor :) bir olayı bahane edip takımı kötü insanlara bırakamam tekrar aday olmam gereklidir filan diyor :)
Aziz başkan gs şampiyon ;))
Durmak YoK YoLa DevAM .....
Durmak YoK YoLa DevAM .....