Azərbaycan dili Bahasa Indonesia Bosanski Català Čeština Dansk Deutsch Eesti English Español Français Galego Hrvatski Italiano Latviešu Lietuvių Magyar Malti Mакедонски Nederlands Norsk Polski Português Português BR Românã Slovenčina Srpski Suomi Svenska Tiếng Việt Türkçe Ελληνικά Български Русский Українська Հայերեն ქართული ენა 中文
Subpage under development, new version coming soon!

Subject: Haberler

2009-04-16 19:47:10
‘İlkleri Biz Başarırız, Tarihi Biz Yazarız’

Galatasaray Spor Kulübü, bugün müzesinde 5 adet uluslarası ölçekte kazanılmış Avrupa ve Dünya Kupasını barındıran Türkiye'nin tek kulübüdür.

Geçtiğimiz hafta müzemize kazandırdığımız FIBA Euro Cup, ülkemizde bayan basketbol branşında kazanılmış ilk ve şimdilik tek Avrupa Kupası'dır. Avrupa'da hem futbol hem de basketbol branşlarında Avrupa Şampiyonluğuna ulaşabilen 4 Avrupa kulübünden biri olarak Galatasaray'ın dev kulüpler arasına katılmış olması bizim için gurur vericidir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye’de bugün hayalleri süsleyen Avrupa Kupalarını emek ve alın teriyle müzesine taşıyan Galatasaray Spor Kulübü, köklerinden gelen Avrupa hedefinden hiçbir zaman kopmamış ve kopmayacaktır.

Galatasaray Spor Kulübü kendi koyduğu çıtayı yükseltme peşinde koşmaktadır ve daha iyisini yapacak olanı da alkışlamaya hazırdır. Türkiye'yi Avrupa arenasında en iyi temsil eden kulüp olarak, Galatasaray faaliyet gösterdiği tüm branşlarda aynı hedeflere doğru çalışmalarını devam ettirecektir. Avrupa Şampiyonluğuna ulaşan kızlarımızla gurur duyuyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Galatasaray Spor Kulübü
2009-04-18 11:05:31
Emekli Org. Aytaç Yalman'ın ses kaydı internete düştü. Ama çok farklı. Çünkü sözleri Org. Başbuğ'un bu hafta yaptığı açılımların kaynağı gibi.. İşte o kayıt...

SES KAYDININ TAM METNİ

İlker Paşa'ya konumunuzu belirleyin dedim. İlker Paşa şeyini belirledi. Bir dedim ki bak, bir dedim yapamayacağınız hiçbir şeyi söylemeyin. Yapamayacağınız hiçbir şeyi, arkasında duramayacağınız hiçbir şeyi söylemeyin bir. Bir de konumunuzu belirleyin dedim. Nedir silahlı kuvvetlerin konumu? Silahlı kuvvetlerin konumu, yani işte iç hizmet kanunundaki, 15. Madde mi, yoksa Cumhuriyetin değerlerini korumak için mücadele eden bir silahlı kuvvetler vardır, bir de demokratik bir ülkede demokratik bir hükümetin ordusu olarak konumlanır. Ya bu ya o olur. Bir gün burada bir gün orada, işte Yaşar'ın en büyük talihsizliği o oldu. Yani Yaşar'ın dönemi çok talihsiz bir dönem oldu çünkü işte komutan dedi birisi, komutanım dedi birisi eli, selam verdi birisi eli sıktı... yani bunlar konumunu belirleyememekten kaynaklanıyor. Konumunu belirle derim, ona göre hareketini yap. Şimdi bana göre konumunu belirledi o. İşte yani, ortaya çıkmadan hükümeti sakin sessiz götürecek.

Türkiye'deki ve Dünya'daki dönüşümü anlamalıyız, farklılıkları kabul etmeliyiz. Yani bunlar zor değil. Ya bu iş bitti artık yani. Türkiye'deki bu dönüşümü bir defa bir anlayıp bu küreselleşmede toplumsal ve işte idari anlamdaki dönüşümün hem global anlamda hem de ülke genelinde nasıl olduğunu bir görüp ona göre kendimizi nasıl adapte edicez, kendimizi, değerlerimizi nasıl koruyarak -buna adapte olucaz bizim buna kafa yormamız lazım. Yoksa ben bunu kabul etmiyorum, bunu etmiyorum noktasını aştık. Bu çok hassas bir konudan bahsettik çok hassas. Bunu düşünmek lazım. Yani insan eğer farklılıkları kabul ederse kendi kafasında, o zaman dünyaya farklı bakar. Şimdi siz Anadolu'nun bir kasabasından bir çocuğu alıp onun subay yaparsanız, işte o, devamlı ona da Atatürkçülük , Cumhuriyetin temel değerleri, devamlı o fikirleri aşılarsanız cumhuriyetin muhafızı olarak - çok doğal olarak ta öyle olması lazım- öyle yetiştirirseniz Türkiye'de yalnız Türklerin var olduğunu ona öğretirseniz bunun dışında hiçbir etnik unsurdan bahsetmezseniz birdenbire bir de bakar ki yahu Türkiye'de 27 etnik grup varmış, hepsinin dili varmış, örfü varmış, değerleri varmış, yerel değerler diye bir şey varmış, ulusal değerler varmış bilmem ne böyle şaşkına döner. Şaşkına döner.

Milliyetçilik duygularının kaba ve katı bir şekilde oluşmaması lazım. Yani bir defa milliyetçilik duygularının kaba ve katı bir şekilde oluşmaması lazım insanın kafasında. Milliyetçilik, eğer sen Türkiye Türklerindir, vatandaş Türkçe konuş diye efendim bu ülkeye bayrağı alıp çıkarsan ortaya, o zaman diğer insanları ötekileştirmiş olursun. Diğer insan dediğin kim? Aleviler, Çerkezler, Lazlar... geriye bir şey kalmaz, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, yani Arap kökenli çok var. Hatay'ın yüzde ellisi Arap'tır. Munis insanlardır yani kavga etmezler, sakindirler falan yani. Benim hayatım onlarla geçti. Bu coğrafyada insanların tamamını kucaklayan bir anlayışın hâkim olması lazım. Başka türlü bu coğrafyada tutunamayız. Osmanlı'da da işte Osmanlı'nın şeyi bu. Yani hiçbir etnik grubu ön plana çıkartmadı. Yani son işte 19. Yüzyılın başlarına kadar hep öyle gitti. Ne zaman işte Namık Kemallerin, Ziya Gökalpların falan Türkçülük hareketi başladı. Jöntürkler gibi Avrupa'da onun da ötesinde Avrupa Osmanlı yerel değerleri ve etnik grupları çok özgür bıraktı. Yani din, yaşam biçimi, kıyafeti, her şeyi serbestti. Ve o zaman tamam oldu. Yoksa, biz tabi bütün bu etnik, Osmanlının bakiyesi 5 milyon km2'lik bir toprak kaybetti Osmanlı. İşte bu, buradaki bütün bu etnik grup Anadolu'nun içerisine üşüştü. Öyle hepimiz buraya toplandık. Yani herkes bir yerlerden gelmiş, sonra bu ülke meseleye böyle bakmak lazım. İşte Osmanlının ötesinde Selçuklular var, Bizans var. Bir Bizans, bir doğu romanın, biz doğu romanın mirası üzerindeyiz yani. Nereyi kazarsan İstanbul'da bir Roma çıkıyor. Nereyi kazarsan Roma çıkar. Subaylarınıza generallerinize bunu öğretirseniz o zaman dünyaya farklı bakarlar. Yani bu toprakları, zenginliği böyle görmek lazım, hem insan yapısını hem toprak yapısında bu coğrafyayı böyle görürseniz ve de böyle öğretirseniz subaylarınıza generallerinize o zaman olaya dünyaya farklı bakar. Yani diyeceksin ki komutanım peki sen niçin böyle bakıyorsun da peki falanca şahıs böyle mi bakıyor?

Ben adalarda büyüdüm, Büyükada'da. Ecnebi denilen insanların içinde büyüdüm. Ben de şiddetten uzak bir hoşgörü kültürü onlarla beraber büyüdüm, yani onun da vatanı olduğunu daha o zaman idrak ettim. Yahu biz burayı paylaşıyoruz. Rumlarla, bilmem ne Ermenilerle. Alevi aleviyim diyemiyor. Kürt kürdüm diyemiyor. Ve böyle bir baskı, böyle bir yapı içerisinde huzur olmaz ki!

Bize hiç Kürt'ten bahsetmedi kimse. Yani Harp Okuluna geldik, ne Kürt'ü yahu Kürtçe yasak! Kürtçe konuşulur mu? Adam kendisinin Kürt olduğunu söyleyemiyor ki çocuk. Alevi aleviyim diyemiyor. Kürt kürdüm diyemiyor. Ve böyle bir baskı, böyle bir yapı içerisinde huzur olmaz ki. Huzur olmaz, ben açıklama yaptım işte Bila'nın kitabında var. Yani bunları serbest bırakmak lazım dedim bakın ben bir yıl evvel söyledim. Bunun şimdi bütün televizyonu Kürt dili edebiyatını hepsini çıkartın dedim. Bu kadar 71 yılından beri ben bu Kürtlerin içinde yaşıyorum. Ben o zaman binbaşıydım, Diyarbakır'da sıkıyönetimde çalıştım 3 sene. Şimdi daha güzel bir ortam oluşacak. Bu coğrafyada bu insanları başka türlü tutamazsınız. Yoksa kaybederiz yani. Artık o dönemi geçtik. İnşallah arkadaşlar bunu anlarlar.

AKTİF HABER


(edited)
2009-04-18 11:17:45
İsmi Ganire Paşayeva... O bir Azeri milletvekili... Eski bir gazeteci ve televizyoncu... Dün akşam Teke Tek'de milletvekili ünvanı ile ekrandaydı. Onu izlerken ağzım açık kaldı... Sadece ben değil
ailecek ekrana mıhlandık... Öyle bir konuşması, öyle bir inancı, öyle bir bilgi birikimi vardı ki hayran olduk...

-"Türkiye'de milletvekili adayı olsa oy verirdim" diye abim hayranlığımızı hepimiz adına özetleyiverdi.
Yeminle bizde böyle bir tane milletvekili yok...
Yüreğiyle, bilgisiyle, ateşli ruh kişiliği ile bizimkilere on basan bir isim...

İzlemeyenlere öneririm...
Dün geceki Teke Tek programını bulup izleyin...
Sadece Ganire Paşayeva değil, diğer kadın milletvekili Güler Ahmedova'da ondan farksızdı...
Konularına hakimiyetleri...
Bunu dile getirmedeki ustalıkları...
Ama en önemlisi inançları ve idealleri ile bizim vekillere örnek gösterilecek iki Azeri kadını...

Fatih Altaylı'yı biliyorsunuz...
Teke Tek'de karşısına aldığı her konuğu terletir...
Bu kez Altaylı 4-5 sorudan fazlasını soramadı.
Karşısındaki iki kadın da o kadar iyiydi ki Altaylı'da biz izleyiciler gibi onlara çivilenip kaldı...
Zaten programı bitirirken kendisi de durumu özetledi;
-"O kadar ateşli konuşuyorlardı ki kesemedim... Zaten Paşayeva eski bir televizyoncu olarak beni bile susturdu..."

Diyorum ya mutlaka bulup izleyin o programı...
Hem Ermenistan sınırı açılsa mı acaba diye tereddütünüz varsa onu giderirsiniz... Hem de ülkesinin çıkarlarını savunan milletvekili nasıl olur onun iki güzel örneğini görürsünüz...

Şunu da söyleyeyim...
Onları dinleyip, izledikten sonra...
-"Keşke bizde de böyle vekil olsa" diye iç çekeceksiniz...
Onların bilgisini, inançlarını gördükten sonra...
-"Bizimkiler niye böyle değil" diye hayıflanacaksınız...

Azerbaycan bir çok açıdan bizden geri belki...
Ama şu iki kadın vekiline bakılacak olursa insanını yetiştirme açısından bizden çok ama çok ötedeler...
Hayran oldum ve azıcık da kıskandım...
2009-04-18 13:41:48
Yani hiçbir etnik grubu ön plana çıkartmadı. Yani son işte 19. Yüzyılın başlarına kadar hep öyle gitti. Ne zaman işte Namık Kemallerin, Ziya Gökalpların falan Türkçülük hareketi başladı.

Bildiğim kadarıyla Türkçülük hareketi başka başka halkların milliyetçilik hareketleri neticesinde bölünen ve/veya bölünmeye başlayan Osmanlı topraklarının neticesinde zaruri bir sığınma olarak ortaya çıktı.Yani zamanın dünyaya yayılmış ve en çok da Osmanlı'yı zarara uğratmış olan milliyetçilik akımlarınn bizde sonradan oluşan bir bilinç kısmı.Osmanlı Balkanlardaki ve Anadolu'daki ırkların gerek kendi milliyetçilik duyguları,gerekse bu yönde kışkırtmalarla parçalanmadı mı?Bilemiyorum;biz Osmanlılar olarak bir zamanlar milliyetçilik yapıp Ermenilere 'siz şöylesiniz böylesiniz' mi dedik de(ki onlara 'sadık millet' olarak da bir 'ayrıcalık' da tanıdık yani onları da ayrıca tanıdık) Ermeniler hala Osmanlı'da çeşitli konumlarda memurluk dahi yapabilirken 'Türkleri' katletmeye başladı? Ya da denildiği gibi dinlerini özgürce yaşayabilen,kültürlerine saygı duyulan İzmirli,İstanbullu Rumlar zulmettiğimiz,asimile ettiğimiz için mi 'kardeşleri' Yunanlılara bizleri sattılar?

Kendi gözlemlerime göre söylediğim gibi ben Türk milliyetçiliğini bir savunma mekanizması,bir çatı olarak gördüm.Benim için Türk milliyetçiliği ne kıymak,ne kırmak,ne ayırmak,ne de aşağılamaktı.Yüzyıldır içeriden ve dışarıdan maddi ve manevi zararlara uğratılmak başta olmak üzere çeşitli farklı sebepler insanları bu çatının altına itti.Irk olarak Türküm;lakin siyasi olarak değil,kültür,ne sahip çıkmak adına,değerlerini,tarihini bilmek ve korumak adına.Bugünlerde türlü zulümlerle çizilmeye çalışılan sözde 'Kürdistan' sınırları,I.Dünya Savaşı sonrasında da vardı.Ve bunun amacı tabiki Kürtlere yaranmak değil,bu ülkede ırk oluşunun dışında genel bir anlam kazanmış olan 'Türk Milleti'nin gücünü,birliğini bölmekti.Bugünkü oluşan olumsuz ayrılıkların hatta düşmanlıkların kaynağında birçok oyun ve tabiki isteyerek/istemeyerek birilerine piyon olmuş insanların kör cehaleti de yatmakta.Bu insanlar Türk de,Kürt de... Irak yıllardır üzerinde oynanan oyunlarla,ayrılıkçı propagandalarla gücünü kaybetti,en sonunda Amerikan botlarına kucak açtı;ve şimdi sahip oldukları zarar ölçülemez,karşılanamaz.Kuzeydeki Kürtler havaya girsinler :) Büyük hayvan sürüyü parçalara böldü.Zamanı gelince kendilerine de zerre dğer verilmediğini görecekler ama nafile.Türkiye'deki ayrılıkçılık ve haklı/haksız düşmanlıklar da bizi bölünmeye itti,daha kötüsüne de itmekte.Alışveriş yapmaya gittiğimde içimi saygısıyla rahatlatan,selamımı esirgemediğim Kürt bakkal ile arama senelerdir dikkat etmediğimiz iç ve dış siyasetin yığın olmuş hataları,bir anda önümüze set çekiyor.

Herneyse birçok açıdan öylenecek çok şey var.Sonra düzeltilecek.Bazen insanın bir saniye önce söylediğini de düzeltmesi gerekebiliyor.Çünkü konu alıp başını gidiyor...vs vs
2009-04-20 11:47:01
Skandal kadın Türkiye'ye de el attı

Almanya Bundesliga'da Karlsruher SC forması giyen Hırvat futbolcu Dino Drpic'in skandal eşi Nives Celsius açıklamalarıyla yine gündemden düşmek bilmiyor.


Cale Hoffenheim a gelecek


Alman Bild gazetesine bazı futbolcular hakkında değerlendirmelerde bulunan Nives Celsius, Trabzonspor'da forma giyen Hıvart oyuncu Hrvoje Cale hakkında şu yorumu yaptı: "Cale'yi tanımıyorum. Fakat Cale'yi sezon sonunda tanıyacağım, çünkü sezon sonunda Hoffenheim'a geleceğini düşünüyorum. Ama şunu biliyorum çok güzel bir kız arkadaşı var."
************************************************

Hoffenheim caleyi istiyomuş bak bak,alacak kadar paraları varsa alsınlar adam genç ve milli takıma yükseldi ts ile yükselişe geçti bu sezon ;)bu kadın iyi sallamış cale hiç bir yere gidemez hem bu kim yaw bizim cale ye aman bulaşmasın :))Dino Drpic bide bu karım diye ortalıkta geziniyo bişey derdimde şimdi ayıp olur utanmaz reziller,bizim cale den uzakta ol yeter cale adını merak etme ts ile herkese duyuracak hele bi ş.ligine katılalımda...
2009-04-20 12:44:56
Bilim adamları 153 yıl önce hayatı felç eden güneş fırtınasının bir benzerinin Kuzey Amerika ve Avrupa'yı 2012 Eylül'ünde vuracağını tespit etti.

1859 yılının 1 Eylül'ünde güneşten gelen anormal manyetik enerji nedeniyle telgraf sistemleri tamamen çökmüştü. Ancak bu kez etki çok daha vahim olacak.

Uzmanlara göre benzer bir enerjinin dünyayı vurması durumunda TV, radyo yayınları tamamen kesilecek, elektrik sistemi tamamen devre dışı kalacak, cep telefon şebekeleri çökecek, sular kesilecek, GPS sistemi çalışmayacak...

Tüm bunların onarılması 20 yıl kadar sürecek bir yeniden inşa sürecini doğuracak. Bu süreçte 100 bin Avrupalı ve Amerikalı hayatını kaybedecek.

Uzmanlara göre güneşten gelecek anormal enerji 1859 yılında gecenin saat 02:00'sinde gündüz gibi dünyanın aydınlanmasına sebep olmuştu. Hatta o dönemde yaşayan kişiler bu durumu, "O kadar aydınlıktı ki gece sokağa çıkıp gazete okumak bile mümkündü" diye tanımlıyor. Şimdi aynı şokun yaşanması durumunda elektrik şebekelerine milyonlarca watt'lık yüklenme olacak. Bu da birçok ülkede şebekenin tamamen erimesi anlamına geliyor. Yani bazı ülkelerde elektrik hatlarını tamamen yenilemek gerekecek. Elektrik olmayınca kanalizasyon ve su sistemleri de çökecek. Birkaç gün içinde musluklardan su akmamaya başlayacak. Üretim duracak. Süpermarket rafları tamamen boşalacak. Tam bir kaos yaşanmaya başlanacak. Telefon, GPS sistemleri çalışmayacak. Uzmanlara göre bu fenomenin 2012 yılının eylül ayında yaşanmaması durumunda aynı risk 2023 için de mevcut.
2009-04-20 13:12:44
yok yaw bişey olmaz hep öyle diyorlar :)
2009-04-20 15:08:16
Daha önceden olmuş neden olmasın? Ayrıca dünya nice felaketlere gebe artı bugünkü halini türlü doğa olaylarıyla almış neden olmasın ki ? :)
2009-04-20 15:30:57
olmayacak diye birşey yok
2009-04-20 17:19:56
Olur belki olmayadabilir...Hersey zaten ıkı ıhtımalli ben hayatta bir ders konusunda babama verdiğim sözlere bir de bizim meterolojının dedıklerıne ınanmam gerı kalan hersye ıkı ihtimalli:DD
2009-04-21 13:32:53
Yok böyle bir fotoğraf
Dünyanın en yüksek çözünürlüklü fotograflardan biri olmaya aday olan ABD Baskanı Barack Obama'nın yemin törenini gösteren fotoğraf tam olarak 1474 Megapiksel çözünürlüğe sahip.

2 GB datayı içeren ve 220 karenin bir araya getirilmesi ile oluşan devasa panoramik fotoğrafta Barack Obama'nın yemin torenini yaptığı alan ve izleyiciler görünüyor. O kalabalık içinde bir kişinin yüzünü zoomlayabiliyorsunuz.

Canon G10 fotograf makinesi ve Gigapan robot kamera sehpası kullanılarak David Bergman tarafından çekilen fotoğraf, bugüne kadarki benzerleri arasında en yüksek çözünürlüklü olmaya aday bir kare.

Foto özel bir teknikle çekilmiş ve istenilen bölgeye zoom girilebiliyor. Zoom girildikce de detaylar daha belirgin hale geliyor.



http://gigapan.org/viewGigapanFullscreen.php?auth=033ef14483ee899496648c2b4b06233c
2009-04-21 18:12:01
abi neyle çekmiş çocuk bu fotoğrafı!!!!

varmı hakkatten böyle bir makine , bu birleştirme olmasın
2009-04-22 19:16:21
Bu ney ya:)Müthiş=))
2009-04-22 19:57:40
+1 :)
2009-04-22 21:29:35
bundan etkilenen sadece avrupa ve kuzey amerika olmaz. elektrik sistemlerinin çökmesinden bahsediliyor. tarımda kullanılan her şey elektrik gücü olmadan bir hiç. öyle bir şey olursa dünyada kıtlık başgösterir.

ki güneş fırtınası 2-3 senede bir olur. küçük çaplı bir tanesi en son iki sene önce olmuştu sanırım ve uydu iletişimi dağılmıştı. genelde etkilenen kuzey ülkeleri olur.
2009-04-23 08:27:59
bencede birleştirme bir resim kişiler sanki farklı farklı karelerde ama aynı gibi bir tanede bir adamın arkasında bir adam yapışık gibi ve aralarında bir silüliit şeklinde gövdesi olmayan bir kafa var iyice incelerseniz.fotoshop ürünü olabilir