Azərbaycan dili Bahasa Indonesia Bosanski Català Čeština Dansk Deutsch Eesti English Español Français Galego Hrvatski Italiano Latviešu Lietuvių Magyar Malti Mакедонски Nederlands Norsk Polski Português Português BR Românã Slovenčina Srpski Suomi Svenska Tiếng Việt Türkçe Ελληνικά Български Русский Українська Հայերեն ქართული ენა 中文
Subpage under development, new version coming soon!

Subject: Haberler

2008-03-11 21:10:07
Türbana Danıştay engeli
YÖK Başkanı'nın genelgesinin yürütmesi durduruldu.

11.03.2008 21:22
Danıştay 8. Dairesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, ''başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını öngören değişikliklerin yapıldığı Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerine göre uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığına'' ilişkin rektörlüklere gönderdiği yazıyı ''genelge'' olarak kabul ederek, oy birliği ile yürütmesini durdurdu.

Bazı öğretim üyesi derneklerinin YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın, 24 Şubat 2008 tarihli rektörlüklere gönderdiği yazısının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davanın ilk aşaması sonuçlandı.

Daire, söz konusu yazıyı ''genelge'' olarak kabul etti ve yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.

Rektörlüklere gönderilen bildirimi yetki unsuru yönünden kanuna uygun bulmayan Daire, YÖK Başkanı'nın tek başına işlem tesis etmek suretiyle düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığına işaret etti.

Söz konusu karara, itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.
2008-03-12 16:12:02
Mehmet Topal'a zam yapıldı


Yönetimimiz 22 Mart’ta yapılacak olağan seçimli genel kurulu öncesinde bile durmayıp, gelecek sezonlar için transfer çalışmalarını sürdürüyor. Sarı-kırmızılı yöneticiler, Çanakkale Dardanelspor’dan önceki sezon transfer edilen Mehmet Topal’ın sözleşmesine ’zam yapmak’ için düğmeye bastı. Geçen sezon Cimbom’dan 175 bin YTL garanti para ve maç başına 6 bin YTL alan Mehmet Topal’a, bu sezon ise aynı tarife uygulanıyor.

‘KENDİSİNİ GELİŞTİRDİ’

ANCAK genç yıldızın performansının her geçen gün yükselmesi ve takımın ’banko’ isimleri arasında yer alması nedeniyle yönetim, bu oyuncunun alacağı ücret ve maç başı parasını yükseltme kararı aldı. Sarı-kırmızılı yöneticiler, önceki gün Mehmet Topal’ın menajerlerine haber yollayarak, görüşme yapmak için kulübe çağırdı. Menajerlerle gerçekleştirilen toplantıda “Biz Mehmet Topal’ın sergilediği futboldan çok memnunuz. Her geçen gün kendisini geliştirip, üstüne koyuyor. Hocamız Karl Heinz Feldkamp da onun bu çıkışı nedeniyle, bize onun hakkında son derece olumlu raporlar veriyor. 2011’e dek sözleşmesi olan Mehmet’in sözleşmesini revize ederek, ücretine zam yapmak ve süreyi de uzatmak istiyoruz. Hem aldığın garanti, hem de maç başı parayı yükselteceğiz” dediler

‘SEÇİMİ BEKLİYORUZ’

SARI-KIRMIZILILAR, yaptıkları bu teklif sonrası Mehmet Topal’ın menajerlerinden ’olumlu’ yanıt aldı. Ancak yöneticiler “Şu an için seçim sürecine girdik. Bu nedenle Mehmet Topal’ın yeni sözleşmesini ancak 22 Mart’taki kongre sonrası hayata geçirebiliriz. Bu konuda da anlayış göstereceğinize inanıyoruz” diye konuştular. Menajerler buna da ’olur’ verince, artık gözler kongreye çevrildi


Kaynak: Vatan

helal olsun sanada bu yakışır!!!
2008-03-12 16:47:19
Olimpiyat Stadı, dünyanın en az seyirciyle maç yapılan 4. Stadı
ANKA

The Guardian gazetesi, enaz seyirciyle maç yapılan büyük statları araştırdı. 81 bin kapasiteli İstanbul Olimpiyat stadı, Aralık ayında oynanan ve 50 kişinin izlediği İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB)-Gençlerbirliği maçıyla 4. sırada yer buldu.
İngiliz The Guardian gazetesi dünyanın çeşitli ülkelerindeki büyük stadyumlarda çok az seyirci ile yapılan maçlar konusunda bir araştırma yaptı. On maça yer verilen listede İBB-Gençlerbirliği maçı 4 üncü sırada yer aldı. Türkiye’de Süper Lig maçları için resmi rakamların verilmediğinin belirtildiği haberde İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumunda 9 Aralık’ta oynanan İBB-Gençlerbirliği maçına ilişkin olarak şunları kaydetti:
“Radyo spikeri, 81 bin 283 kişilik statta toplam 6 taraftarı görebildiğini söyledi. Ancak fotoğrafın gösterdiği gibi ondan biraz daha fazla insan vardı. Ancak tüm kalabalık, heyecan verici 0-0 beraberlikle sonuçlanan maçı izleyenlerin toplam sayısı, 50 kişiden daha fazla değildi"
Guardian gazetesinin yaptığı haberde boş tribünlere oynayıp rekor kıran 10 stat şunlar:

1-West Ham Stadı-(İngiltere): Kapasitesi 119 bin 531. 1930 yılında oynanan Thames-Luton maçına 459 kişi katılmış.

2-Asteka Stadı-(Meksika): Kapasitesi 120 bin. 1995-2002 yılları arasındaki Neksaka takımının maçlarını izleyenlerin sayısı 2 bin civarında.

3-Nou Camp Stadı-(Barcelona-İspanya): Kapasitesi 90 binin üstünde. 1992 yılında yapılan Leeds United-Stutgart maçını 7 bin 400 taraftar izledi.

4-Atatürk Olimpiyat Stadyumu(İstanbul-Türkiye): Kapasitesi 81 bin 283. 9 Aralık’ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Gençlerbirliği maçını sadece 50 kişi izledi.

TORPEDO’NUN İZLEYİCİ SAYISI 3-4 BİN’E DÜŞTÜ

5-Luzhniki Stadı-(Moskova-Rusya): Kapasitesi 84 bin. Son Torpedo takımının bu stadındaki maçlarına son iki sezonda 3-4 bin kişi katıldı.

6-Westfalen Stadı(Almanya): Kapasitesi 79 bin 028. Borisa Dortmunt-Wuppertal maçının seyircisi sayısı ise 1680 oldu.

7-Herta Berlin Olimpiyat Stadı (Berlin-Almanya): Kapasitesi 73 bin. 1986’da Bundesliga ikinci liginde oynadığı maçlarda izleyici sayısı 1800’e kadar düştü.

JUVENTUS’U SADECE 237 KİŞİ İZLEDİ

8-Delle Alpi Stadı-(Milan-İtalya): 1901-1902 sezonunda oynanan İtalya kupası için oynayan Juventus-Sampdoria maçını 237 kişi izledi.

9-Amsterdam Olimpiyat Stadı (Hollanda): Kapasitesi 61 bin 500. Eylül 1977’de FC Amstedam’ın FC Twente takımıyla oynadığı maça bin 500 tane seyirci katıldı.

10-Nissan Stadyumu(Yokohama-Japonya): Kapasitesi 72 bin 372. Stat 1998’den bu yana Yokohama Marinos takımı tarafından kullanılıyor. Ortalama seyirci sayısı 19 bin 165.

Yorumsuz !!!
2008-03-12 17:00:06
belediyenin taraftarimi varki normal bir durum:)
2008-03-12 17:01:46
oraya stad yapanda zeka var mı ? yoksa normal bir durum
2008-03-12 17:02:44
onu yapana sorcan hocam;) :)
2008-03-12 17:04:00
beylikdüzünde bi stad iyi olur du :)) keşke burda olsaydı bari büyük takınların maçlarında gidilirdi :=)
2008-03-13 15:14:02
Fenerbahçe İmparatorluğu kuruluyor!
Hıncal Uluç'un bu yazısı çok konuşulacak.

13.03.2008 12:06

"Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" lafı şakadan, gerçeğe dönüşüyor.. Bir gün herkes mecburen Fenerli olacak, çünkü etrafta başka takım kalmayacak, tutacak.

Fenerbahçe Cumhuriyeti, pek de sessiz sedasız olmayan gelişmelerle, tüm Türk futbolunu kontrol eden bir imparatorluğa dönüşüyor..

Dönüşümü yürüten kişi, imparator olmaya hazırlanan Aziz Yıldırım..
Yıldırım, tek oy farkla güç bela geldiği F.Bahçe başkanlığında yerini sağlamlayarak işe başladı. Kısa zamanda öyle rakipsiz kaldı ki, "Bu F.Bahçe'yi yönetecek benden başka adam yok. Dönüp dolaşıp gene bana gelecekler" diye biraz naz için köşesine çekilen Ali Şen bile, ısıramadığı eli öpmek zorunda kaldı. Şimdi Aziz'in üstünde olduğu havaları veren şovlarla kendi kendini tatmin ediyor.

Yıldırım, AKP döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve de Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın fevkalade fanatik Fenerli olmalarından yararlanıp ülke çapında güç gösterisi yaparak ikinci aşamaya geçti. Aziz Yıldırım'ın bu ülkenin hem sivil hem de asker 1 numaraları ile nerdeyse enseye tokat yakın olduğunu her hafta bir şekilde gören bürokrasi ve iş dünyası için bunun ne anlama geldiğini açıklamaya gerek yok..

Türk sporunu ele geçirmek
Aziz Yıldırım'ın önlenemez yükselişi bu görüntülerle başladı ve esas aşamaya gelindi.. Türk sporunu ele geçirmek..

İşe en popüler federasyonlardan başlandı. Basketbol ele geçirildi. Baştaki güya Galatasaraylı.. Bakmayın.. Galatasaray'ın beceriksiz, yeteneksiz, dar görüşlü yöneticileri sayesinde bugün basketbolü Fenerliden beter Fener emrinden çıkmaz, Aziz'in bir dediğini iki etmez bir başkan yönetiyor.

İkinci aşama futboldu ve burada işler çok zordu. Çünkü ortada yok edilmesi gereken bir Haluk Ulusoy vardı ki, bizzat Başbakan Erdoğan uğraştığı halde başaramamış, yenilmişti. Aziz Yıldırım, Galatasaraylı Haluk Ulusoy'u yıkmak ve futbolu ele geçirmek için, inanması güç Galatasaray'ı ve onun başkanını kullandı. Tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın, Aziz'in tuzaklarından kurtulmayı beceremeyince, Ali Şen gibi oldu. Gitti elini öptü. Önüne atılan Seyrantepe kemiği uğruna, Haluk Ulusoy'u yıkıp yerine Erdoğan/ Yıldırım ekibinin adamı Hasan Doğan'ı getirmek için yollara düştü. O Ulusoy ki, Denizli-Fener maçının zorla uzatılan son 16 dakikasında, kümede kalması kesinleşen Denizli'nin şike bir gol yemesini önleyen ve maçın namuslu devamını sağlayıp, Galatasaray'ın şampiyonluğuna yol açan adamdı. Aslında bu ihanet Canaydın'ın Onur Kurulu'na verilip ihraç edilmesine yol açardı, eğer ortada Galatasaray diye bir kulüp, bir kongre olsaydı..

Görünüşte Beşiktaşlı, ama aslında Fenerli Başbakanın has adamı, son zamanlarda sık sık dolaşan, her yerde fısıldanan iddialara göre de Aziz Yıldırım ve meşhur Makdum'un iş ortağı Hasan Doğan federasyon başkanlığına Erdoğan ve Yıldırım tarafından atandı.

Bugün kime sorsanız, diyecektir ki, "Hasan Doğan başkan ama federasyonu ve onun kurullarını oluşturanlar, bizzat Erdoğan/ Yıldırım ikilisidir." Yeni federasyonla birlikte etkin çalışmalar başladı ve ilk gelişmeler hemen ortaya çıktı.

Kutsal İttifak medyası
Bir Fener maçında ilk kez eyyam yapmayan, gördüğü her şeyi çalan hakem Cüneyt Çakır, Aziz Yıldırım'ın Büyük Kulüp toplantılarında yola getirdiği Kutsal İttifak medyası tarafından linç edilip tüm hakemlere gözdağı verildi. Böylece Vestel maçında Fenerbahçe'ye üç şaibeli, üç olmaması gereken gol kazandıran ve maçın 4-1 bitmesini sağlayan hakem triosu ortaya çıktı.

Tabii, bu iş sadece medyayla yapılmadı. Aziz Yıldırım'ın maaşlı menecerliğini yaparken, sahaya atılan bıçağı saklamasıyla ünlü Kemal Dinçer'in başına getirildiği "Gözlemciler"in en ilginci, hakemlik yaşamı boyunca adı etrafında en çok dedikodu yapılan Murat Ilgaz, Cüneyt Çakır'ın arkasında duracağına ipini çekti. Çakır'a 6.9 not verip ağır eleştirerek sezonu kapatmasını sağladı. Buna karşılık kırmızı karttan sonra saha içinde hakeme azgın boğalar gibi saldırı üstüne saldırı düzenlediği ekranlarda dakikalarca ve ibretle izlenen Lugano hakkında raporuna tek kelime yazmadı. Fener yöneticisi, Hasan Doğan'ın yakın arkadaşı Şekip Mosturoğlu tarafından şekillendirildiği her kapı arkasında söylenen Profesyonel Ceza Kurulu da Lugano'ya ceza verilmesine gerek olmadığını açıkladı, tüm görüntüler elindeyken üstelik. Çünkü kurul, medyanın üstüne gelmeyeceğini biliyordu. Nitekim kimse de gelmedi. Elinde bütün görüntüler olan Lig TV dahil..

Çakır'ı asıp, Lugano'yu bağışlayan Gözlemci Murat Ilgaz da Kemal Dinçer tarafından hemen ertesi hafta tüm teamüllere aykırı olarak, bu defa Beşiktaş maçında görevlendirilerek ödüllendirildi.

Aziz Yıldırım'ın gücünün, hakemi yok edip, Fenerli futbolcuyu böylesine bağışlamaya yettiği daha ilk haftada kanıtlanınca, bundan böyle Fener'in ve rakiplerinin kritik maçlarında düdük çalıp bayrak sallayacak hakemin yerine koyun kendinizi..

Yıldırım ne istiyor?
Galatasaray, Beşiktaş ve Sivas'tan birinin şampiyon olmak için sadece Fener'i değil, bu kurulu düzeni de yenmeleri gerek. Yani en az 8-9 puan fark atacak güçte olmalılar.. Var mı?.. Yok!.. Bu başa baş giden görüntü içinde şampiyonu bir yanlış düdük, bayrak, kart belirlemeye yeter.. O zaman bilin bakalım, bu yanlış, bu ortamda kimin lehine olur, bundan böyle.. Lig bitmiş, Fener şampiyon olmuştur. Kutlarım..

Tabii, şampiyonluk bir ayrıntı.. Bir güç gösterisi sadece.. Aziz Yıldırım imparatorluğunun gelişmesi şimdi başka yönde..

Futbol Federasyonu da ele geçirildikten sonra, sıra yeni hedefe geldi. Kulüpler.. Yani Futbol Birliği.. Aziz Yıldırım boykot ettiği, temsilci bile göndermez olduğu Futbol Birliği Vakfı'nın başına geçmek üzere kolları sıvadı. İşbirlikçisi gene Özhan Canaydın. Bugünkü başkan.. Belli, Seyrantepe pazarlığının içinde bu da var..

Aziz, vakfı niye istiyor.. Delege yollamaya tenezzül etmediği vakıftan ne bekliyor?..
Çok şeyler..
Başa geçince, vakfı Kulüpler Birliği'ne çevirecek.. Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ligleri ve kulüplerin en büyük gelir kaynağı naklen yayınları bu birlik yönetecek.

Kritik nokta burası.. Yayınlar şimdi Akşam gurubunun DigiTurk'unde.. Ama Hürriyet gurubunun D Smart'ı da fena halde işin peşinde.. Zamanında benzeri çekişme Federasyon Kongresi kapılarını Alaattin Çakıcı'nın adamlarının tutmasına kadar varmış, mafyanın müdahalesini önleyen, anında Korkut Eken'i kongre kulislerine yollayan Mehmet Ağar olmuştu.

Hasan Doğan yeni bir medya kavgasının hedefinde yıpranmak istemediği için bir, kendisini oraya getiren Erdoğan/ Yıldırım ikilisi öyle istediği için iki, yayın ihalesi yapma hakkını kolaylıkla Aziz Yıldırım'ın başında olduğu birliğe bırakacaktır.

Peki Yıldırım, Birliği ne yapacaktır?.

Anadolu kulüplerinin aldıkları payı arttırarak, onların ağzına bir parmak bal sürmek ve oylarını toplamak tabii.. Daha şimdiden en azılı Yıldırım muhalifi İlhan Cavcav'ı izleyebilirsiniz.

Yıldırım bunları Anadolu aşkından, ya da eşitlik, hak hukuk duyusundan mı yapacak?.

Hayır.. Zaten boğazlarına kadar borca batmış, can çekişen rakipleri GalatasarayBeşiktaş ve Trabzon'u iyice bitirmek için.. Yayın hakları dengeli(!) dağıtıldığında, dört büyükler büyük kayıplara uğrayacaklar. Fevkalade iyi yönetilen (Burada Aziz Yıldırım'ı ve ona yeni eklenen Ali Koç'u yürekten alkışlamak gerek. Gerek tesisleşme, gerekse kulübü her türlü enflasyona ve ekonomik krize dayanıklı gayrimenkul zengini yapmakta müthiş bir başarı sağladılar) Fenerbahçe için, bu kayıp önemli değil. Gişe hasılatı ve Fenerium satışlarıyla rakiplerine fark atan Fener, yayın gelirlerinde bir düşüşü fark etmez bile.. Oysa Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon çökerler..
O zaman da geriye bir tek Fenerbahçe kalır!.. Şimdilik manzara bu!..
Bunları bir tek ben mi biliyorum?.
Hayır..
Tüm Kutsal İttifak medyası biliyor, cin gibi.. Ama yazmazlar. Aldıkları talimat böyle.. Bazılarının yazmaya yürekleri yetmez. Bazılarına da "Aman Aziz'i kızdırmayalım yoksa işimizden oluruz" diyen müdürleri yazdırmaz. Bazılarına da patronları zinhar izin vermez..
Ama Hıncal'a atış serbesttir. Bunları yazdım ya.. Şimdi seyreyleyin gümbürtüyü..

.......

Bazı okurlara.. Bu satırları okurken çıldıran ve bana sövmek için hemen bilgisayara koşmaya karar verenlere hatırlatma.. İçinde tek kelime dahi çirkin söz veya tehdit içeren yazı benim önüme asla gelmez. Aynen çöpe, ya da güvenlik birimlerine gider. Ruhum bile duymaz. Yani bana bu şekilde ulaşma, fikrinizi açıklama ve etkileme şansına sahip değilsiniz, bir kez daha hatırlatırım. Yasemin'in bana bunlardan söz etmesi dahi yasaklanmıştır. Yani.. Düşüncelerinizi ancak "Adam" gibi yazarsanız, okur ve üzerinde düşünürüm. Gerisi boştur.. Anlaştık mı?.

Hıncal Uluç- Sabah


hıncal baba yine dokturmus:)guzel bir yazı
2008-03-14 21:25:54
Sakarya'da 3.8 büyüklüğünde deprem
SAKARYA (İHA) - Sakarya'nın Hendek ilçesinde deprem meydana geldi.

Hendek ilçesinde dün gece saat 02.25'te merkez üssü Hendek olan 3.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 2.4 kilometre altında meydana gelen depremde can ve mal kaybı yaşanmadı.

Kaynak:Mynet.com
2008-03-15 02:15:33
UEFA hileli kura iddialarını reddetti

Tıklayın
2008-03-15 15:57:38
Zaten öyle birşey olması mümkün değil. Avrupa'nın hatta dünyanın en üst futbol müsabakasında kimsenin böyle birşey yapmayı aklından geçireceğini düşünemiyorum..
2008-03-16 10:13:07
Feldkamp kupada da yok


Teknik Direktörümüz Feldkamp'ın İstanbul'a gelişi yine ertelendi. Yeni doğan torununu görmek için Almanya'ya giden ve geçtiğimiz Çarşamba günü döneceği açıklanan tecrübeli çalıştırıcı rahatsızlanınca bu tarihi ertelemişti.

Doktorların birkaç gün boyunca uçağa binmesini yasakladıkları Feldkamp'ın, Gençlerbirliği ile oynanacak kupa maçına da yetişemeyeceği öğrenildi. Yarın yine kontrolden geçecek ünlü çalıştırıcının Denizlispor karşılaşmasına yetişebileceği bildirildi. Öte yandan G.Saraylı futbolcularımız maçı izlemeye gelen bir grup gazinin yanına giderek onlara moral verdi. Arda'yla konuşan gaziler özellikle Hakan'a büyük sevgi gösterilerinde bulundu.

GÖKÇEK'TEN ÇİĞ KÖFTE

Gazilerle sarmaş dolaş olan Hakan, "Tüm askerlerimize, gazilerimize teşekkür ediyoruz. Vatanımızı korumak için canlarını ortaya koyuyorlar. Biz de onlar gibi vatana savunmaya hazırız" dedi. Bu arada Ankaraspor Onursal Başkanı Melih Gökçek protokol tribününde misafirlerine çiğ köfte dağıttı.


Kaynak: Sabah
2008-03-17 15:21:59
arkadaşlar 18 mart salı günü okullar tatil mi??
2008-03-17 15:34:01
hyr hocam:)
2008-03-17 21:25:15
neden tatil olsun ki?

bu seneye kadar hiç tatil oldu mu?
2008-03-18 15:11:12
Resmi tatil günlerine 18 Mart’ta eklendi
AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü ile 12 Mart İstiklal Marşı’nın aynı coşku ile kutlanması konusunda Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun’da değişiklik yapılmasına dair Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ye teklif sundu. Demir’in teklifini değerlendiren meclis, teklifi onayladı.
Bu kanun değişikliği ile 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramından sonra 5. resmi tatil günü oldu.
31 Mayıs 2006 tarihinde meclise verdiği teklifin kabul edilmesinden dolayı mutlu olduğunu ifade eden Cemal Yılmaz Demir, 18 Mart tarihinin Türk ulusunun kurtuluşu olduğunu söyledi.
Kanun değişikliğine göre bir taraftan Çanakkale Zaferi, diğer taraftan da 12 Mart İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kabul Günü kutlanacak. İki önerisinin kabul görmesinin sevindirici olduğunu ifade eden Demir, “12 Mart tarihinde İstiklal Marşı’nın kabul kutlamalarında tüm resmi daire ve kurum, kuruluşları, belediyeler, üniversiteler ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel okullarda en az iki saat süreyle kutlama programı yapılacak.” ifadelerini kullandı.


böyle bir haber okudum..ama artık seneye :D