Subpage under development, new version coming soon!
Subject: Haberler
Hınç Almaktan Vazgeç, Profesyonel Destek Al!
21 Nisan 2008 Pazartesi
Sağdan soldan duyduğu yalan, dolan sığ bilgiler ile kendini otorite zanneden, her şeyden anladığını ve her konunun uzmanı olduğunu iddia eden, olayları ve konuları köşesinde işine geldiği şekilde saptırmaktan kaçınmayan, ahlak ve izandan nasibini almamış, içindeki kin ve nefreti her fırsatta kusan bir Hıncal Uluç var.
Spor yazıları yazan ama Türkiye'de hiçbir stadyuma gidip maç seyredemeyecek kadar bütün camiaların nefretini kazanmış bir Hıncal Uluç var.
Kendi köşesinde yazdığı yazılarla spor camiasında kin ve nefret tohumları eken, kamplaşmalara neden olan, ektiği nefret tohumları ile insanları biri birine düşüren, çatışmalara sebep olan, sebep olduğu çatışmaların ardından kendisinin neden olduğu çirkinliklere bile sonradan pişkin gülüşünün ardından ben demiştim diyecek kadar kendini bilmez bir Hıncal Uluç var.
Hıncal Uluç hafta sonu kaleme aldığı yazısında yine kendi kurguladığı hayali senaryolar üzerine sayın başbakanı, federasyon başkanını, kulübümüzün başkanı Sayın Aziz Yıldırım'ı, asbaşkanımız Sayın Şekip Mosturoğlu'nu ve TFF kurullarında görev yapanları zan altında bırakacak yalan dolu bir yazı kaleme alıyor. Bunu ilk defa da yapmıyor. Aynı saçma ve yalan senaryolarını periyodik zamanlarla gündeme getiren Hıncal Uluç, çıktığı TV programları ve gazete köşelerini kurguladığı çirkin senaryolar ile farklı takım taraftarları arasında kin ve nefret tohumları ekmek, futbolu yönetenleri toplum içinde sürekli şüphe ve zan altında bırakmak, futbola olan güven ve adaletin hiçbir zaman sağlanamaması için her zaman kullanıyor.
Hıncal Uluç, artık bu çirkinliklere son ver. Kin ve nefret kusmayı bırak. Kendini Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe takıntısından kurtar. Bunu kendi başına yapamıyorsan bu konuda profesyonel destek al. Ama kulübümüzü, başkanımızı ve yöneticilerimizi kurguladığın o çirkin senaryolarının aktörü haline getirme. Fenerbahçe Spor Kulübü 100 yıllık şanlı tarihe sahip köklü bir kurum. Bu kurum senin gibi kendini bilmezlerin attığı çamurlarla yıkılmayacak, daha nice yıllar gururla ve onurla ayakta kalacaktır. Bunu bil ve asla aklından çıkarma.
Eğer gerçekten elinde kaleme aldığın çirkin senaryolarının somut kanıtları (Önceki federasyonunun başbakan ve başkanımızın işbirliği ile gönderildiği ve bu günkü federasyonun aynı işbirliği ile kurulduğuna dair objektif bir bilgi, Sayın Hasan Doğan ile başkanımız Sayın Aziz Yıldırım arasında her hangi bir ticari ortaklığı gösterir belge, ayrıldığından beri Sayın Kemal Dinçer ile kulübümüz arasında her hangi bir ilişkiyi gösterir bilgi ya da belge, asbaşkanımız Sayın Şekip Mosturoğlu'nun TFF'nin her hangi bir kurulunu yaptığına bir bilgi) varsa çık ortaya açıkla aksi takdirde yazdığın senaryoyu yalan, seni iftira atan bir ŞEREFSİZ olarak değerlendirmek zorunda kalacağız.
Türk spor kamuoyu;
Her ne kadar bundan önce Hıncal Uluç'u artık muhatap almayacağımıza, cevap vermeyeceğimize dair bir açıklamada bulunmuşsak da sorumluluğumuzun bir gereği olarak yalan senaryoları ile yarattığı infiali görmeyen bu adamı son kez uyarma gereği duyuyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak taraflı tarafsız herkesi Hıncal Uluç'un yazılarını ve TV programlarını boykot etmeye, okumamaya, izlememeye davet etme aşamasına gelmiş olduğumuzu üzülerek belirtmek istiyoruz. Bu duyurumuzu tüm futbol dünyasının selameti için yapıyoruz. Futbolu bu şekilde çirkinleştirmeye çalışanların sektörden çıkarılması için artık bir yerden başlanmalı, bu çerçevede fikirleri ve davranışları ile toplum için kötü bir ahlaki model oluşturan ve zaten fiziki olarak futbol stadyumlarından dışlanmış olan Hıncal Uluç'u futbol kamuoyunun dışına fikren de itmek önemli ve yerinde bir başlangıç olacaktır.
Fenerbahçe Spor Kulübü
21 Nisan 2008 Pazartesi
Sağdan soldan duyduğu yalan, dolan sığ bilgiler ile kendini otorite zanneden, her şeyden anladığını ve her konunun uzmanı olduğunu iddia eden, olayları ve konuları köşesinde işine geldiği şekilde saptırmaktan kaçınmayan, ahlak ve izandan nasibini almamış, içindeki kin ve nefreti her fırsatta kusan bir Hıncal Uluç var.
Spor yazıları yazan ama Türkiye'de hiçbir stadyuma gidip maç seyredemeyecek kadar bütün camiaların nefretini kazanmış bir Hıncal Uluç var.
Kendi köşesinde yazdığı yazılarla spor camiasında kin ve nefret tohumları eken, kamplaşmalara neden olan, ektiği nefret tohumları ile insanları biri birine düşüren, çatışmalara sebep olan, sebep olduğu çatışmaların ardından kendisinin neden olduğu çirkinliklere bile sonradan pişkin gülüşünün ardından ben demiştim diyecek kadar kendini bilmez bir Hıncal Uluç var.
Hıncal Uluç hafta sonu kaleme aldığı yazısında yine kendi kurguladığı hayali senaryolar üzerine sayın başbakanı, federasyon başkanını, kulübümüzün başkanı Sayın Aziz Yıldırım'ı, asbaşkanımız Sayın Şekip Mosturoğlu'nu ve TFF kurullarında görev yapanları zan altında bırakacak yalan dolu bir yazı kaleme alıyor. Bunu ilk defa da yapmıyor. Aynı saçma ve yalan senaryolarını periyodik zamanlarla gündeme getiren Hıncal Uluç, çıktığı TV programları ve gazete köşelerini kurguladığı çirkin senaryolar ile farklı takım taraftarları arasında kin ve nefret tohumları ekmek, futbolu yönetenleri toplum içinde sürekli şüphe ve zan altında bırakmak, futbola olan güven ve adaletin hiçbir zaman sağlanamaması için her zaman kullanıyor.
Hıncal Uluç, artık bu çirkinliklere son ver. Kin ve nefret kusmayı bırak. Kendini Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe takıntısından kurtar. Bunu kendi başına yapamıyorsan bu konuda profesyonel destek al. Ama kulübümüzü, başkanımızı ve yöneticilerimizi kurguladığın o çirkin senaryolarının aktörü haline getirme. Fenerbahçe Spor Kulübü 100 yıllık şanlı tarihe sahip köklü bir kurum. Bu kurum senin gibi kendini bilmezlerin attığı çamurlarla yıkılmayacak, daha nice yıllar gururla ve onurla ayakta kalacaktır. Bunu bil ve asla aklından çıkarma.
Eğer gerçekten elinde kaleme aldığın çirkin senaryolarının somut kanıtları (Önceki federasyonunun başbakan ve başkanımızın işbirliği ile gönderildiği ve bu günkü federasyonun aynı işbirliği ile kurulduğuna dair objektif bir bilgi, Sayın Hasan Doğan ile başkanımız Sayın Aziz Yıldırım arasında her hangi bir ticari ortaklığı gösterir belge, ayrıldığından beri Sayın Kemal Dinçer ile kulübümüz arasında her hangi bir ilişkiyi gösterir bilgi ya da belge, asbaşkanımız Sayın Şekip Mosturoğlu'nun TFF'nin her hangi bir kurulunu yaptığına bir bilgi) varsa çık ortaya açıkla aksi takdirde yazdığın senaryoyu yalan, seni iftira atan bir ŞEREFSİZ olarak değerlendirmek zorunda kalacağız.
Türk spor kamuoyu;
Her ne kadar bundan önce Hıncal Uluç'u artık muhatap almayacağımıza, cevap vermeyeceğimize dair bir açıklamada bulunmuşsak da sorumluluğumuzun bir gereği olarak yalan senaryoları ile yarattığı infiali görmeyen bu adamı son kez uyarma gereği duyuyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak taraflı tarafsız herkesi Hıncal Uluç'un yazılarını ve TV programlarını boykot etmeye, okumamaya, izlememeye davet etme aşamasına gelmiş olduğumuzu üzülerek belirtmek istiyoruz. Bu duyurumuzu tüm futbol dünyasının selameti için yapıyoruz. Futbolu bu şekilde çirkinleştirmeye çalışanların sektörden çıkarılması için artık bir yerden başlanmalı, bu çerçevede fikirleri ve davranışları ile toplum için kötü bir ahlaki model oluşturan ve zaten fiziki olarak futbol stadyumlarından dışlanmış olan Hıncal Uluç'u futbol kamuoyunun dışına fikren de itmek önemli ve yerinde bir başlangıç olacaktır.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Hıncal Uluç ne yazmıştı?
Fenerbahçe'nin Hıncal Uluç'un Cumartesi günü Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde kaleme aldığı yazı şöyle:
"Hıncal'a saldırmanın dayanılmaz cazibesi..
Yani birisini büyük bir keyifle okumaya başlamayayım.. Keyfimi satırlara dökmeyeyim.. Bir şeyler oluyor sanki. Adamda bir Hıncal takıntısı başlıyor.. Ya da Hıncal'a saldırmanın dayanılmaz cazibesi onu da çekiyor..
Ercan Güven..
Spor sayfalarında okuduğum ender yazarlardan biri.. Bana en ters gelen düşüncelerini okurken dahi zevk alıyorum. Adam yazar çünkü.. Ve de Hıncal'a takılmasına, saldırmasına hiç mi hiç ihtiyacı yok..
Önce şu "Saldırı" sözcüğünü açıklamam gerek.. Yukarda Allah var. Ercan tüm yazılarında Hıncal Ağabeyine fevkalade saygılı bir üslup kullanıyor.. O zaman niye bu ağır sözcüğü seçiyorum.
Çünkü yazısı, Hıncal'ın bir fikrine yanıt değil.. "Ben öyle düşünmüyorum" değil.. Yazısı, Hıncal'ın kimliğine, kişiliğine, yazarlığına yönelik her Hıncal düşmanının ağzındaki ucuz klişeler..
Diyor ki, Perşembe yazısında..
"Duayenlerin bile 'Çağır yemeğe senin lokantanı yazayım' alış verişine girdiği" çirkin ve ucuz imasını geçiyorum..
Diyor ki..
"Ayni Hıncal Ağbi, yatağın ters tarafından uyansaydı, ya da bir başka meslektaşı onun yazdıklarını daha erken yazsaydı, bu defa tam tersine bir fikri kaleme alabilirdi ve bizi de inandırırdı.."
Bak Sevgili Ercan..
Bunca yıl okuduğun, izlediğin Hıncal Ağabeyini ne yazık ki, hâlâ tanıyamamışsın..
Üstelik adı "Ters Köşe" olan bir sütunun yazarı olmana rağmen, "Hıncal herkesin dediğinin tersini yazar" komik tuzağına sen de düşmüşsün..
Bu sebepten bir kere daha nasıl yazdığımı anlatacağım.. Özellikle de genç meslek adayları için, kulaklara küpe şeyler söyleyeceğim. Kesip cüzdanlarına koysunlar. Gazetecilik okullarında tartışsınlar..
* * *
Gazeteci olmak için insanda iki M olmalıdır mutlak.. Birisi yoksa, bırakın gidin, kalem efendisi olun, maaş alın, 20 yıl sonra da emekli..
Bu iki M'nin birincisi Merak'tır.. Merak etmeyenden gazeteci olmaz.. Gazete meraklara yanıt verir çünkü. Kendi merak etmeyen, milletin neyi merak ettiğini nerden bilecek.. Yaşamdaki her ama her şeyi merak edeceksin.. Gazetecilik bir hobi değildir, bu yüzden sadece hobilerine meraklı olma hakkın yoktur.
İkinci M, Mantık..
Merak edip öğrendiğim şeyi, bir mantık süzgeci içinde yazacaksın.. O zaman, ancak o zaman inandırıcı olursun.
Şimdi, yazına konu olan Kemal Dinçer olayına gelelim..
Ben önce Türk medyasını merak ettim ve yazdım..
"Sizler değil misiniz, göreve başladıktan aylar sonra, bir gazetecinin ısrarlı soruları üzerine 'Çocukken Galatasaray sempatizanıydım' dediği için bu ülkenin gelmiş geçmiş en başarılı Merkez Hakem Komitesi Başkanı Ahmet Güvener'i yerle bir eden, istifa ettiren.. Şimdi üstelik Fener'in maaşlı menecerliğini yapan, kongre üyesi Kemal Dinçer hakemleri denetleyen kurulun başkanı oldu, neden sesiniz çıkmıyor?.. O Kemal Dinçer değil mi üstelik Fener'de görev yaparken Saracoğlu'nda sahaya atılan bir bıçağı hakemden ve gözlemcilerden gizli alıp saklamaya çalışırken kameralara yakalanan.. Yani tam da kediye ciğer!.."
Şimdi bu soru fevkalade "Mantıklı" değil mi, Ercan?..
Ve de bu soruya niçin kimse yanıt veremiyor da, soruyu soranın yazar kimliğine saldırılıyor..
İkincisi..
Eski Federasyonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la işbirliği yapan Aziz Yıldırım yıkmadı mı?.. Yeni Federasyon, gene ayni işbirliği içinde kurulmadı mı?.. Hasan Doğan, Erdoğan'ın kızlarının Amerika bursunu ödeyen arkadaşı ve her kapının ardında söyleniyor, Aziz Yıldırım'ın iş ortağı değil mi?..
Bu federasyon ve kurullarında Aziz Yıldırım ve adamı Şekip Mosturoğlu'nun etkisi bilinmiyor mu?..
Fenerbahçe'in maaşlı meneceri Kemal Dinçer başka bir kuruluş içinde Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu Başkanlığı'na gelebilir miydi?..
Şimdi hafta sonu sadece maç izleyip dört satır yazı yazarak, mebus maaşı kazanan adam, bu arpalığın elinden gitmesini ister mi?..
Bu ortam içinde bazı şeyleri görmezden gelip, bazılarının altını çizmenin fevkalade menfaatine olduğunu düşünmez mi?..
Kemal'in bir şey söylemesine gerek yok. Para öyle ballı, iş öyle kolay ki, bir takım ucuz adamlar kendiliklerinden önlem alacaklardır. Nitekim aldılar da.. SABAH'ta Emrah Kayalıoğlu maç maç, adam adam kimlerin ne zaman neyi görüp, neyi görmediklerini yazıyor, Gözlemci ve Temsilci, ya da Kemal'in adamları olarak..
Şimdi burada mantıksız olan şey ne?..
Ya da insanın merak etmeyeceği..
Bu soruların yanıtı yok.. Ne var?..
Hıncal azgın teke.. Bir beleş yemeğe yazı yazar.. Her şeyin tersini yazmaya meraklıdır. Ak dediğini, Kara diye de savunur..
Bakın kardeşlerim.. Bakın sevgili meslektaşlarım..
Diyelim ki, seks düşkünü, genç kızlara meraklı bir sapık, kalemini üç kuruşa satan bir rezil, her fikri keyfi ve menfaatine göre savunan bir iğrenç adamım..
Size ne?..
Okuyorsanız eğer böyle bir adamın yazısını, fikrini gene de tartışıyorsanız, o zaman fikrine yanıt verin.. Fikirlerine ve sorularına yanıt verin de görelim boyunuzu..
Hıncal'ı aşağılamak, onun fikirlerini yok etmez. Tersine sizin o fikirleri çürütmekteki aczinizi gösterir. "Fikrini çürütemiyorum, bari adamı çürüteyim.."
Bir de Sevgili Dostlar,
Erkekseniz.. Kendinize güveniyorsanız, uygarsanız, Hıncal'a yanıt vermeden önce, köşenizde, açık ve net Hıncal'ın ne dediğini alıntılayın, kendi görüşünüzü, yanıtınızı ondan sonra koyun.
Okurunuz benim yazımı okumuyor. Sizin yazdığınız ve anlattığınızı doğru sanıyor. O zaman da meydan size boş kalıyor. Okurunuzu kandırıyorsunuz.
Bunun adı kaçak güreşmektir. Gazeteciliğe sığmaz..
Tamam mı?.. "
Fenerbahçe'nin Hıncal Uluç'un Cumartesi günü Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde kaleme aldığı yazı şöyle:
"Hıncal'a saldırmanın dayanılmaz cazibesi..
Yani birisini büyük bir keyifle okumaya başlamayayım.. Keyfimi satırlara dökmeyeyim.. Bir şeyler oluyor sanki. Adamda bir Hıncal takıntısı başlıyor.. Ya da Hıncal'a saldırmanın dayanılmaz cazibesi onu da çekiyor..
Ercan Güven..
Spor sayfalarında okuduğum ender yazarlardan biri.. Bana en ters gelen düşüncelerini okurken dahi zevk alıyorum. Adam yazar çünkü.. Ve de Hıncal'a takılmasına, saldırmasına hiç mi hiç ihtiyacı yok..
Önce şu "Saldırı" sözcüğünü açıklamam gerek.. Yukarda Allah var. Ercan tüm yazılarında Hıncal Ağabeyine fevkalade saygılı bir üslup kullanıyor.. O zaman niye bu ağır sözcüğü seçiyorum.
Çünkü yazısı, Hıncal'ın bir fikrine yanıt değil.. "Ben öyle düşünmüyorum" değil.. Yazısı, Hıncal'ın kimliğine, kişiliğine, yazarlığına yönelik her Hıncal düşmanının ağzındaki ucuz klişeler..
Diyor ki, Perşembe yazısında..
"Duayenlerin bile 'Çağır yemeğe senin lokantanı yazayım' alış verişine girdiği" çirkin ve ucuz imasını geçiyorum..
Diyor ki..
"Ayni Hıncal Ağbi, yatağın ters tarafından uyansaydı, ya da bir başka meslektaşı onun yazdıklarını daha erken yazsaydı, bu defa tam tersine bir fikri kaleme alabilirdi ve bizi de inandırırdı.."
Bak Sevgili Ercan..
Bunca yıl okuduğun, izlediğin Hıncal Ağabeyini ne yazık ki, hâlâ tanıyamamışsın..
Üstelik adı "Ters Köşe" olan bir sütunun yazarı olmana rağmen, "Hıncal herkesin dediğinin tersini yazar" komik tuzağına sen de düşmüşsün..
Bu sebepten bir kere daha nasıl yazdığımı anlatacağım.. Özellikle de genç meslek adayları için, kulaklara küpe şeyler söyleyeceğim. Kesip cüzdanlarına koysunlar. Gazetecilik okullarında tartışsınlar..
* * *
Gazeteci olmak için insanda iki M olmalıdır mutlak.. Birisi yoksa, bırakın gidin, kalem efendisi olun, maaş alın, 20 yıl sonra da emekli..
Bu iki M'nin birincisi Merak'tır.. Merak etmeyenden gazeteci olmaz.. Gazete meraklara yanıt verir çünkü. Kendi merak etmeyen, milletin neyi merak ettiğini nerden bilecek.. Yaşamdaki her ama her şeyi merak edeceksin.. Gazetecilik bir hobi değildir, bu yüzden sadece hobilerine meraklı olma hakkın yoktur.
İkinci M, Mantık..
Merak edip öğrendiğim şeyi, bir mantık süzgeci içinde yazacaksın.. O zaman, ancak o zaman inandırıcı olursun.
Şimdi, yazına konu olan Kemal Dinçer olayına gelelim..
Ben önce Türk medyasını merak ettim ve yazdım..
"Sizler değil misiniz, göreve başladıktan aylar sonra, bir gazetecinin ısrarlı soruları üzerine 'Çocukken Galatasaray sempatizanıydım' dediği için bu ülkenin gelmiş geçmiş en başarılı Merkez Hakem Komitesi Başkanı Ahmet Güvener'i yerle bir eden, istifa ettiren.. Şimdi üstelik Fener'in maaşlı menecerliğini yapan, kongre üyesi Kemal Dinçer hakemleri denetleyen kurulun başkanı oldu, neden sesiniz çıkmıyor?.. O Kemal Dinçer değil mi üstelik Fener'de görev yaparken Saracoğlu'nda sahaya atılan bir bıçağı hakemden ve gözlemcilerden gizli alıp saklamaya çalışırken kameralara yakalanan.. Yani tam da kediye ciğer!.."
Şimdi bu soru fevkalade "Mantıklı" değil mi, Ercan?..
Ve de bu soruya niçin kimse yanıt veremiyor da, soruyu soranın yazar kimliğine saldırılıyor..
İkincisi..
Eski Federasyonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la işbirliği yapan Aziz Yıldırım yıkmadı mı?.. Yeni Federasyon, gene ayni işbirliği içinde kurulmadı mı?.. Hasan Doğan, Erdoğan'ın kızlarının Amerika bursunu ödeyen arkadaşı ve her kapının ardında söyleniyor, Aziz Yıldırım'ın iş ortağı değil mi?..
Bu federasyon ve kurullarında Aziz Yıldırım ve adamı Şekip Mosturoğlu'nun etkisi bilinmiyor mu?..
Fenerbahçe'in maaşlı meneceri Kemal Dinçer başka bir kuruluş içinde Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu Başkanlığı'na gelebilir miydi?..
Şimdi hafta sonu sadece maç izleyip dört satır yazı yazarak, mebus maaşı kazanan adam, bu arpalığın elinden gitmesini ister mi?..
Bu ortam içinde bazı şeyleri görmezden gelip, bazılarının altını çizmenin fevkalade menfaatine olduğunu düşünmez mi?..
Kemal'in bir şey söylemesine gerek yok. Para öyle ballı, iş öyle kolay ki, bir takım ucuz adamlar kendiliklerinden önlem alacaklardır. Nitekim aldılar da.. SABAH'ta Emrah Kayalıoğlu maç maç, adam adam kimlerin ne zaman neyi görüp, neyi görmediklerini yazıyor, Gözlemci ve Temsilci, ya da Kemal'in adamları olarak..
Şimdi burada mantıksız olan şey ne?..
Ya da insanın merak etmeyeceği..
Bu soruların yanıtı yok.. Ne var?..
Hıncal azgın teke.. Bir beleş yemeğe yazı yazar.. Her şeyin tersini yazmaya meraklıdır. Ak dediğini, Kara diye de savunur..
Bakın kardeşlerim.. Bakın sevgili meslektaşlarım..
Diyelim ki, seks düşkünü, genç kızlara meraklı bir sapık, kalemini üç kuruşa satan bir rezil, her fikri keyfi ve menfaatine göre savunan bir iğrenç adamım..
Size ne?..
Okuyorsanız eğer böyle bir adamın yazısını, fikrini gene de tartışıyorsanız, o zaman fikrine yanıt verin.. Fikirlerine ve sorularına yanıt verin de görelim boyunuzu..
Hıncal'ı aşağılamak, onun fikirlerini yok etmez. Tersine sizin o fikirleri çürütmekteki aczinizi gösterir. "Fikrini çürütemiyorum, bari adamı çürüteyim.."
Bir de Sevgili Dostlar,
Erkekseniz.. Kendinize güveniyorsanız, uygarsanız, Hıncal'a yanıt vermeden önce, köşenizde, açık ve net Hıncal'ın ne dediğini alıntılayın, kendi görüşünüzü, yanıtınızı ondan sonra koyun.
Okurunuz benim yazımı okumuyor. Sizin yazdığınız ve anlattığınızı doğru sanıyor. O zaman da meydan size boş kalıyor. Okurunuzu kandırıyorsunuz.
Bunun adı kaçak güreşmektir. Gazeteciliğe sığmaz..
Tamam mı?.. "
Bu hıncal uluç u pek sevmem ama adam baştan aşşa gerçekleri söylemiş birilerinin işine gelmemiş..
hıncal uluc bi kere cok iyi bir gazeteci ve cok iyi bir kalemi var bazi yazilarini bende begenmiyorum ama bu yazisinda cok dogru seyler yazmis ozellikle kemal dincer hakkında.
şimdi fenere gelince sıra böyle oldu demi!!!haluk ulusoy zamanında sus şimdi konuş e çıkar işleri doğaldır...
fener köşe yazarlarına kadar indi.allah sonumuzu hayır etsin :D
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak taraflı tarafsız herkesi Hıncal Uluç'un yazılarını ve TV programlarını boykot etmeye, okumamaya, izlememeye davet etme aşamasına gelmiş olduğumuzu üzülerek belirtmek istiyoruz.!!
bence hıncalın jüri olduğu güzellik yarışmalarına izlemeyip boykot edin:)
(edited)
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak taraflı tarafsız herkesi Hıncal Uluç'un yazılarını ve TV programlarını boykot etmeye, okumamaya, izlememeye davet etme aşamasına gelmiş olduğumuzu üzülerek belirtmek istiyoruz.!!
bence hıncalın jüri olduğu güzellik yarışmalarına izlemeyip boykot edin:)
(edited)
[color=#3333FF size=4 face=fantasy]Irak sınırındaki Aktütün köyü kırsal alanında arama tarama çalışması yapan bir askeri birliğin geçtiği bölgede teröristler tarafından döşenen mayının patlaması sonucu 1'i uzman çavuş, 2'si er 2 askerin şehit olduğu, 2 asker de yaralandı. Dün bir başka mayın patlamasında da 1 er şehit olmuş, 2 er yaralanmıştı.[/color]
Ali Sami Yen en iyi 4. stat
İngiliz medya kuruluşu Setanta‚ Galatasaray´ın stadı Ali Sami Yen´i‚ Avrupa´da en iyi atmosfere sahip dördüncü stat seçti.
goal.com
Setanta´nın internet sitesinde yayınlanan "Avrupa´nın atmosfer açısından en iyi 11 stadı" listesine Ali Sami Yen Stadı da girdi.
Haftasonu oynanan Newcastle - Sunderland maçının ardından Newcastle teknik direktörü Kevin Keegan´ın‚ St James Park´ın dünyadaki en iyi atmosfere sahip olduğunu iddia etmesi üzerine hazırlanan listede sırasıyla şu stadyumlar yer aldı:
1. Mestalla‚ Valencia
Kapasitesi 55‚000 olmasına rağmen‚ Mestella´daki atmosferi ne Bernabeu‚ ne de Nou Camp Stadı´nda görmeniz mümkün değil.
2. Anfield‚ Liverpool
Efsanevi "Kop" tribünüyle‚ rakipleri açısından dünyanın en korkutucu stadyumlarından biri.
3. Velodrome‚ Marsilya
Fransız takımları stadyum atmosferiyle ünlü olmayabilir ama 60.000 kişilik Velodrome Stadı bir istisna.
4. Ali Sami Yen‚ Galatasaray
Stadı süsleyen Welcome to Hell/Cehenneme Hoşgeldiniz pankartına katılmamak mümkün değil. 22.500 kişilik olmasına rağmen Galatasaray´ın stadındaki ses seviyesi ve yoğunluğu kulakları sağır edebilir.
5. Fratton Park‚ Portsmouth
Tartışmalı bir seçim olabilir ancak Portsmouth´un stadı İngiltere´nin en atmosferik stadyumlarından biri durumunda. Deplasman taraftarının hiç şansı yok.
6. Signal Iduna Park‚ Dortmund
Almanya´nın en büyük stadı olan Westfallen de 80.000 taraftarın yarattığı müthiş atmosferiyle ünlü.
7. Celtic Park‚ Glasgow
Konu stadyum olunca‚ Celtic ve Rangers arasındaki rekabetten yeşil formalılar galip çıkıyor. 60.00o kişilik Celtic Park‚ Ada´dan maç izlenebilecek en özel stadyumlardan biri.
8. Olimpiyat Stadı‚ Roma
Kenardaki atletizm pistine rağmen‚ Lazio ve Roma´nın paylaştığı stadın atmosferi dünyaca ünlü.
9. Karaiskaki Stadı‚ Olympiakos
Atina´daki Karaiskaki Stadı‚ 33 bin ateşli Yunan seyircisiyle Avrupa´nın ne zorlu deplasmanlarından biri durumunda.
10. Feyenoord Stadı‚ Rotterdam
De Kuip olarak da bilinen 55.000 kişilik stadyum‚ atmosferiyle Hollanda´nın en iyisi olarak öne çıkıyor.
11. Söderstadion‚ Stockholm
Beklenmedik bir seçim olabilir ama İsveç ekibi Hammarby´nin maçlarını yaptığı Söderstadion‚ yalnıza 15.600 kişilik olmasına rağmen ateşli taraftarıyla Kuzey´den beklenmeyecek bir atmosfere evsahipliği yapıyor.
İngiliz medya kuruluşu Setanta‚ Galatasaray´ın stadı Ali Sami Yen´i‚ Avrupa´da en iyi atmosfere sahip dördüncü stat seçti.
goal.com
Setanta´nın internet sitesinde yayınlanan "Avrupa´nın atmosfer açısından en iyi 11 stadı" listesine Ali Sami Yen Stadı da girdi.
Haftasonu oynanan Newcastle - Sunderland maçının ardından Newcastle teknik direktörü Kevin Keegan´ın‚ St James Park´ın dünyadaki en iyi atmosfere sahip olduğunu iddia etmesi üzerine hazırlanan listede sırasıyla şu stadyumlar yer aldı:
1. Mestalla‚ Valencia
Kapasitesi 55‚000 olmasına rağmen‚ Mestella´daki atmosferi ne Bernabeu‚ ne de Nou Camp Stadı´nda görmeniz mümkün değil.
2. Anfield‚ Liverpool
Efsanevi "Kop" tribünüyle‚ rakipleri açısından dünyanın en korkutucu stadyumlarından biri.
3. Velodrome‚ Marsilya
Fransız takımları stadyum atmosferiyle ünlü olmayabilir ama 60.000 kişilik Velodrome Stadı bir istisna.
4. Ali Sami Yen‚ Galatasaray
Stadı süsleyen Welcome to Hell/Cehenneme Hoşgeldiniz pankartına katılmamak mümkün değil. 22.500 kişilik olmasına rağmen Galatasaray´ın stadındaki ses seviyesi ve yoğunluğu kulakları sağır edebilir.
5. Fratton Park‚ Portsmouth
Tartışmalı bir seçim olabilir ancak Portsmouth´un stadı İngiltere´nin en atmosferik stadyumlarından biri durumunda. Deplasman taraftarının hiç şansı yok.
6. Signal Iduna Park‚ Dortmund
Almanya´nın en büyük stadı olan Westfallen de 80.000 taraftarın yarattığı müthiş atmosferiyle ünlü.
7. Celtic Park‚ Glasgow
Konu stadyum olunca‚ Celtic ve Rangers arasındaki rekabetten yeşil formalılar galip çıkıyor. 60.00o kişilik Celtic Park‚ Ada´dan maç izlenebilecek en özel stadyumlardan biri.
8. Olimpiyat Stadı‚ Roma
Kenardaki atletizm pistine rağmen‚ Lazio ve Roma´nın paylaştığı stadın atmosferi dünyaca ünlü.
9. Karaiskaki Stadı‚ Olympiakos
Atina´daki Karaiskaki Stadı‚ 33 bin ateşli Yunan seyircisiyle Avrupa´nın ne zorlu deplasmanlarından biri durumunda.
10. Feyenoord Stadı‚ Rotterdam
De Kuip olarak da bilinen 55.000 kişilik stadyum‚ atmosferiyle Hollanda´nın en iyisi olarak öne çıkıyor.
11. Söderstadion‚ Stockholm
Beklenmedik bir seçim olabilir ama İsveç ekibi Hammarby´nin maçlarını yaptığı Söderstadion‚ yalnıza 15.600 kişilik olmasına rağmen ateşli taraftarıyla Kuzey´den beklenmeyecek bir atmosfere evsahipliği yapıyor.
12 dakikada bitti
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin dün satışa çıkarılan biletleri rekor sürede tükendi. Biletix bayilerinin önünde sabah saatlerinden itibaren toplanan taraftarlar, bilet alabilmek için izdiham yaratırken, internetten de satılan yaklaşık 13 bin bilet sadece 12 dakikada bitti. Şampiyonluk tezahüratları yapan taraftarlar arasında zaman zaman gerilim yaşandı.
22.4.2008
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin dün satışa çıkarılan biletleri rekor sürede tükendi. Biletix bayilerinin önünde sabah saatlerinden itibaren toplanan taraftarlar, bilet alabilmek için izdiham yaratırken, internetten de satılan yaklaşık 13 bin bilet sadece 12 dakikada bitti. Şampiyonluk tezahüratları yapan taraftarlar arasında zaman zaman gerilim yaşandı.
22.4.2008
Flaş... Flaş... Flaş... Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Lincoln'ün sağ arka adelesinde ödem olduğu ve Fenerbahçe derbisinde oynayamayacağı için maç kadrosundan çıkartıldığı öğrenildi.
27.4.2008
Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Lincoln'ün sağ arka adelesinde ödem olduğu ve Fenerbahçe derbisinde oynayamayacağı için maç kadrosundan çıkartıldığı öğrenildi. Bilindiği üzere Brezilyalı oyuncu dün akşam sakatlandığı için idmanı yarım bırakmıştı.
Brezilyalı yıldız, Galatasaray’ın dün akşam yaptığı son çalışmada arka adalesinden sakatlandı. Cim-Bom yılın derbisine sayılı saatler kala Cassio Lincoln şokuyla sarsıldı. Sarı-kırmızılı takım dün akşam Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı son antrenmanla Fenerbahçe maçının hazırlıklarını tamamlayarak kampa girerken, Brezilyalı futbolcunun çalışmanın son bölümünde arka adalesinden sakatlanması herkesi şoke etti.
Arka adalesindeki eski sakatlığı nüksedince, yönetim kurulu üyelerinin de izlediği idmanı terk etmek zorunda kalan yıldız futbolcunun hemen tedavi altına alındığı açıklandı. Sabırsızlıkla beklediği derbi maçta mutlaka oynamak isteyen Lincoln’e üzülen Galatasaray’da Ümit Karan ise tedavisinin ardından takımla birlikte çalıştı. Arka adalesi ve dizindeki ağrıları büyük ölçüde geçen tecrübeli golcünün bugün bir kez daha kontrolden geçirileceği bildirildi. Teknik heyetin, Ümit Karan’ın sakatlıktan yeni çıkması nedeniyle tek forvet olarak Nonda’ya ilk 11’de forma vermesi bekleniyor.
kaynak: fanatik
27.4.2008
Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Lincoln'ün sağ arka adelesinde ödem olduğu ve Fenerbahçe derbisinde oynayamayacağı için maç kadrosundan çıkartıldığı öğrenildi. Bilindiği üzere Brezilyalı oyuncu dün akşam sakatlandığı için idmanı yarım bırakmıştı.
Brezilyalı yıldız, Galatasaray’ın dün akşam yaptığı son çalışmada arka adalesinden sakatlandı. Cim-Bom yılın derbisine sayılı saatler kala Cassio Lincoln şokuyla sarsıldı. Sarı-kırmızılı takım dün akşam Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı son antrenmanla Fenerbahçe maçının hazırlıklarını tamamlayarak kampa girerken, Brezilyalı futbolcunun çalışmanın son bölümünde arka adalesinden sakatlanması herkesi şoke etti.
Arka adalesindeki eski sakatlığı nüksedince, yönetim kurulu üyelerinin de izlediği idmanı terk etmek zorunda kalan yıldız futbolcunun hemen tedavi altına alındığı açıklandı. Sabırsızlıkla beklediği derbi maçta mutlaka oynamak isteyen Lincoln’e üzülen Galatasaray’da Ümit Karan ise tedavisinin ardından takımla birlikte çalıştı. Arka adalesi ve dizindeki ağrıları büyük ölçüde geçen tecrübeli golcünün bugün bir kez daha kontrolden geçirileceği bildirildi. Teknik heyetin, Ümit Karan’ın sakatlıktan yeni çıkması nedeniyle tek forvet olarak Nonda’ya ilk 11’de forma vermesi bekleniyor.
kaynak: fanatik
lanet olsun senin gibi adama anabacı sövüyorum sana şuan hepsi tesadüf zaten hep derbiler öncesi sakatlık korkak aciz yaratık haram olsun paralar bi... yaptıın yok
yonetim kesinlikle gondermeli linconlu sezon sonu avrupada oynamadi derbilerde oynamadi ne anladim bu isten .sezon sonu defolsun gitsin.gerek yok ona zaten buraya kadar onsuz geldik
Lan olm sakin. Senmi verion parasını sanki:D
Hem bugüne kadar lincoln mü vardı? UEFA kupasını onunlamı kaldırdık? Bırak bundan sonrada olmasın;) Yönetimin kafa azcık basıyosa doğru hareketleri yapar. Şu an doğru yada yanlışı söyleyemiorum ama:)
Hem bugüne kadar lincoln mü vardı? UEFA kupasını onunlamı kaldırdık? Bırak bundan sonrada olmasın;) Yönetimin kafa azcık basıyosa doğru hareketleri yapar. Şu an doğru yada yanlışı söyleyemiorum ama:)
hocam taraftarin parasindan gidiyor forma satislarindan sundan bundan.....:)o kadar kisi lincolne umut baglamisti.
hocam bence gs yönetimi oyle lincolne o kadar parayı yedirmemeli adam edilmeli oyuncu şu zamana kadar türkiyeye sadece para kazanmak için gelen futbolcular cok oldu bunlar adam edildi lıncoln de edılmelı bence gondermekle paranız boşa gitmiş olcak...